Medya: Yüzyüzeyken konuşuruz- Uykusuz ve Dengesiz**
Adımlarının son bulduğu yere bakınca sıkıntılı bir nefes aldı. Buraya neden gelmişti bilmiyordu. Gidebileceği pek kimsesi yoktu.
Ama daha bir kaç saat önce mesajlaştığı çocuğun tedavi gördüğü hastaneye hangi mantıkla geldi emin değildi. Gerçi Eftal'den bahsedildiğinde pek de mantık aramak doğru değildi.
"Çocuk zaten hasta amına koyayım! Bir de salak salak ben geldim!"
Derin bir nefes alıp adımlarını hastanenin aksi yönüne çevirdi. Çocuğa çok kötü davranmışken şimdi gidip bir şey yokmuş gibi arkadaş olmayı yediremiyordu kendine.
Bir kaç adım attığında karşına bir oyuncak dükkanı çıktı. Vitrinde duran ayıya dikkatli baktı. "Böyle çirkin peluşu ne diye vitrine koydularsa?" Diye söylendi. Ama aklına gelen fikirle caddeyi dikkatli bir şekilde geçip dükkana yöneldi. İhtiyacı olan şeyin o peluş olduğunu düşündü.
Tekrar hastanenin önünde dikildiğinde gülümsemekten alamadı kendini.
Heyecanlı adımlarla hastane kapısına yöneldi. Devlet hastanelerinde ziyaret saatleri oluyordu genellikle ve Eftal bu saatlerin dışında kalmadığı için sevinmişti.
Asansör yerine merdivenleri kullanıp genel cerrahi servisinin bulunduğu üçüncü kata doğru çıkmaya başladı.
Mutlu'nun hangi odada kaldığını biliyordu. Daha önce sınıfla beraber geldiğinde nerede olduğunu iyice hafızasına kazımıştı nedensizce.
Merdivenlerden çıkıp istediği kata geldiğinde soluklandı ve yoğun dezenfektan kokan klasik hastane koridoruna geçmek için sağ tarafına döndü.
Gördüğü iki kişi ile olduğu yerde durdu ve nedendir bilinmez tekrar duvara doğru sindi. Boyuna ve iri yapısına rağmen kendini güzel kamufle ettiğini düşünüyordu.
Mutlu ve bir kız bir şeyler konuşuyorlardı, daha çok tartışıyor gibi göründüklerini düşündü.
Kız en sonunda ona bir şeyler söyledi ama yüzünün ifadesinden ne kadar çok sinirli olduğu anlaşılıyordu. Oysa gerçekten çok güzel bir kızdı ve bu sinirli ifade ona hiç yakışmıyordu. Küçük yüzü ve sevimli bir burnu vardı. Omuzlarına inen kahve saçları ise ona çok uygundu. Minyon yapılıydı.
Eftal biraz daha izlemeyi sürdürdüğünde kızın Mutlu'yu ittiğini gördü.
"Çocuk ameliyat oldu amına koyayım!" Dedi içinden. Eğer kız hasta birine bile istiye zarar veriyorsa bok gibi bir kişiliği olmalıydı. Kızda kendini görür gibi oldu. "Ruh ikizim mi acaba? Yok lan ben bunu boğarım, başıma kalır amına koyayım." Dedi yine içinden.
Tekrar izlemeyi sürdürürken kızın hışımla kendine doğru geldiğini gördü. Kızı boş verip Mutlu'ya baktı. Zavallı çocuk karnını tutup ağlamaklı gözlerle kızın ardından bakıyordu.
Dayanamayıp sindiği duvardan çıkıp ona doğru yürüdü.
"Senin ne işin var burada?" Diye sordu titreyen sesiyle Eftal'e zayıf çocuk.
Eftal elini kısa saçlarından geçirip "Şey bir arkadaşım da bu hastanede onu göremeye geldim. Gelmişken seni de göreyim dedim." dedi. Bu kadar güzel bir yalan uydurduğu için kendini tebrik etti. O kadarda salak değildi.
"Az önce olanlar..." Diye devam etti Eftal, Mutlu'ya sorup sormamak arasında kaldı ama dayanamadı.
"Gördün değil mi?"
Kafasını salladı üzgünce iri olan çocuk.
Ardından ise hiç beklemediği bir şey oldu. Mutlu hızla yürüyüp ona sarıldı. Kolları sırtında birleştiğinde Eftla öyle kaldı. Denizen düşene yılana sarılır lafı geldi aklına sonra saçmaladığını düşüp kendine kızdı.
Sol elini kaldırıp ağlamaya başlayan çocuğun omzuna sardı. Omzunu sıvazlarken ne demesi gerektiğini düşündü. Ona daha önce kimse sarılmamıştı. Ailesi bile... çocukken bile ailesinden birine sarıldığını hatırlamıyordu.
Tuhaf hissetmişti. Aynı zamanda sıcak bir duygu göğsüne doğru akmaya başlamıştı. Bu güzeldi.
Burnuna gelen şampuan kokusuna karışmış, sıska çocuğun kokusu kalbinin gümbürdemesine neden oluyordu.
"Onunla ilgilenmiyorum diye terk etti beni. Onunla bir şey paylaşmıyorum diye. Abi benim ne yaşadığımı biliyor oysa." Mutlu ağlarken bir yandan bunları söyledi.
"Eğer seni anlamıyor ve sana zor gününde destek olmak istemiyorsa ondan kurtulduğun için sevin. O senin için uygun değil demek. Sen yürekli çocuksun. Çok daha iyisi seni bekliyor bana inan." Samimi düşüncelerini söyledi Eftal. Hiç bir kötü niyet barındırmıyordu düşünceleri. Mutlu için iyi şeylerin olmasını istiyordu.
Mutlu kendisinden ayrıldığında ise bunu sevmemişti. Biraz daha sarılabilirdi oysa.
"Teşekkür ederim."
"Rica ederim." Birbilerine bakarken Eftal utanarak söyledi. Mutlu'nun gözlerine bakmaya utanmıştı ve bu oldukça tuhaftı. Eftal bu aralar tuhaf olaylar yaşamıştı ve öyle görünüyordu ki bunlar devam edecekti.
***
Kamu spotu: Salak saçma çıkarcı pislik insanlarla muhatap olmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şiş-Man ve Öfkeli
Short StoryEftal tam bir canavar. Tüm okul ondan korkar. Bu bir kötü çocuk ve eşcinsel içerikli hikayedir. Rahatsız olacak olanlar okumasın. Kitapta duyar kasan yorumlar ve reklam görmek istemiyorum. Beş yüz bin kere söylettirmeyin. Kalan sağlar bizimdir.