37

5.4K 393 50
                                    

  Hanımlar ve beyler, Nasılsınız?

 Bir yıl oldu sanırım eheheheh beni gördüğünüze sevindirik oldunuz mu? Tabi hala kalanlar varsa...

 Bir süre ara vereyim dedim soğudum bu sanal ortamlardan diye. Hızımı almadım her zaman ki gibi baya fazla ara vermişim eheheeheh. Neyse lafı uzatmayacağım artık buralardayım muhtemelen. Eğer kiatabı unuttuysanız benim gibi önceki 36 bölümü tekrar okuyabilirsiniz. Oy falanda unuttuysanız iyi olur bence eheheehheh.  İnşallah saçmalamamışımdır... Hatalarım varsa da vardır. Yapacak bir şey yok ehehehehehe 

Keyifli okumalar sevdicekler... 

----

  Yorgun ayaklarını zorda olsa kapıya sürükledi Yasin. Abartmıştı. Dün gece Berkan barzosuna o kadar çok kızmıştı ki tüm hıncını spor salonunda ki aletlerden çıkarmaya çalışmıştı. Eh olan yine kendisine olmuştu. Zavallı kollarım, zavallı karnım, zavallı kalçalarım... diye geçirdi içinden tabi bu sırada Berkan'a küfür etmeyi de unutmamıştı. Adam kaç yıldır bilmeden ağzına sıçmıştı. Tamam bilmedendi belki ama bu Yasin'in ağzına sıçıldığı gerçeğini değiştirmiyordu. Yazık. Tüm bunları da sineye çekmişti. Saf gibi sevdiğim yanımda olsun, kokusundan ciğerlerim mahrum kalmasın diye ona sabır göstermişti. Ama gel gelelim ki bir süre sonra Berkan Yasin'in ona karşı olan ve arkadaşlıktan çok uzak olan sevgisini fark edip onu biraz kullanmış olabilirdi. Eh terbiyesizlik tam da böyle bir şey...

 Berkan her aklına geldiğinde sevgiyle pır pır eden kalbi bu aralar Berkan'ı sik diye ona haykırıyordu. Saf ve masum duygularda bir yere kadardı elbette. 

 "Lan yine yamulmuşsun! Bu ne hal?" Diye soran sese çevirdi kafasını. 

 Hacı Deniz ona sırıtarak bakıyordu. 

"Barfiks demirleriyle seviştik kardeşim. Benden son derece memnun kaldıklarını düşünüyorum." Dedi gözlerini devirerek. 

  Komik bir şey söylediğini sanmıyordu ama buna karşın Hacı Deniz kahkaha atıyordu. 

"Ne adamsın ya!" Sonunda gülmesi bitince söyledi. 

 "Sen yeni mi geldin? Bir kaç gündür görmüyorum seni de, ortalarda yoksun." Diye sordu. Neden gelmediğini falan biliyordu ama sadece konu değişsin ve gülmesi kesilsin diye sordu. 

 "Gül hasta biliyorsun durumları." 

 Aniden ağırlaşan hava yüzünden Yasin kendine küfür etti. Berkan itiyle yan yana kaldığı süre de ona benzemeye başlamıştı. Aynı patavatsızlık ve aynı umursamazlık... 

  "Hala bir gelişme yok mu?"  İçten bir şekilde sordu. Yine de bu sorusunun cevabını biliyordu. Hacı Deniz'in umutsuzca kafa sallaması ise yeterliydi. 

  Kuzeni derin nefes alıp "Boş ver sen şimdi, yarın boş musun?" diye sordu. 

 Yasin kuzenine bakıp "Yarın sınıftakilerle ders çalışcaz." diye cevapladı. 

 "Tamam, ben içeriye geçiyorum. Teyzeme selam söyle." Hacı Deniz söyledikten sonra Yasin'i tek başına bıraktı. 

  Kapıdan çıkınca serin havanın yüzüne çarpması iyi gelmişti. Az önce kuzenine yaptığı patavatsızlık yüzünden bir hayli sinirlenmişti kendine. 

  Sakin adımlarla otobüs durağına doğru yürümeye başladı. Boş yer bulabilme umudu olsa da içten içe böyle bir şey olmayacağını da biliyordu. 

 Durağa az bir mesafe kala ise siyah bir araba önünde durdu. Berkan'ın abisinin arabasıydı. 

 İçinden inen sevgilisine "Göt yine mi abinin arabasını kaçırdın?" diye sordu. 

 "Ben de seni çok özledim be Yasin'im!" Diye gözlerini devirdi Berkan ve devam etti. "Seni salondan alayım dedim. O kadar yoruldun, bir de otobüsle uğraşmanı istemedim." 

 "Gerek yok. Kendim giderim." 

 "Ama bunları konuştuk Yasin'im, konuşup hallettik."

"Siktir orada bok! Sana aşırı kuruluyorum Berkan! Şöyle seni bi siksem kendime gelirim gibi geliyor!" Sinirle yumruğunu sıktı Yasin. Çünkü karşısında ki gevşek gevşek gülüyordu. 

 "Bu bir teklif miydi? Hiç beklemiyordum. Aşkım evlenmeden olmaz! Ama illa istiyorsan azcık sikebilirsin beni. Neden bana gitmiyoruz?"  Hiç bir utanma ibaresi olmadan söylemişti ve onun yerine Yasin yerin dibine girmek istemişti. 

 O kadar çok utanmıştı ki göz akları bile kırmızıydı. 

 Berkan sırıtarak ona yaklaştı aralarından pek bir mesafe yoktu. Yasin ona bakmıyordu ama bu onun için sorun değildi. "Özür dilerim. Biliyorum genelde ağzımdan ne çıktığına dikkat etmiyorum ve bu sıralar bu durum daha da çoğaldı. Sebebi ise sensin."  İşaret parmağını Yasin'in serçe parmağına sardı. 

 "Benimle ne alakası var. Ben mi diyorum ayı gibi konuşup milletin canını sık diye puşt!" Ona çıkışsa bile ondan uzaklaşmadı. 

  Sevgilisi ise gülümsedi. Tek gamzesi yine ortadaydı ve Yasin'in her zaman kalbinin teklemesine neden oluyordu o çukur. 

"O kadar çok mutlu oluyorum ki sen aklıma gelince durduk yere saçmalamaya başlıyorum. Duygularımı kontrol etmek zor oluyor her geçen gün."

 "Gevşek." Yasin utandığından bir şey diyemiyordu ve ona da bakamıyordu. Bakarsa onu öpmekten korkuyordu. Her ne kadar inkar etse de Berkan'ın çekimine her defasında kapılıyordu. 

 Berkan ise onun bu halini o kadar sevimli buluyordu ki yanaklarını sıkmamak ve ona saldırmamak için kendini tutuyordu. 

 "Hadi seni eve bırakayım. Naz etme." 

 "İyi tamam." Dedi Yasin arabaya doğru yürüdü. Kapıyı açarken, Berkan "Belki yolda ormanlık, tenha bir yer buluruz." dedi. 

 "Senin ben dalağını sikeyim puşt!" 

"Oha lan o kadar büyük mü? Korktum!"

 "Sus artık gevşek!" 

 Berkan kahkaha atarken Yasin sinirle arabaya bindi. Bol didişmeli eve dönüş için yola koyuldular. 

***

Kamu spotu:  Duyarlı olacağım diye kendinizi kasmayın. Önce insan olun. 


Şiş-Man ve ÖfkeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin