Eftal daha fazla mesajları okumadan dolabından montunu alıp evden çıktı. Koşarken bir yandan da kendine küfür etmeye devam ediyordu. Tek arkadaşını sorgulamadan incitmişti. Mutlu'dan özür dilemeliydi.
Gecenin soğuğu koşmasını biraz olsun zorlaştırsa da o koşmaya devam etti. Apartmanın önüne geldiğinde ise "Beynimi sikeyim niye taksi çağırmadıysam ya." diye söylendi. O telaşla aklına gelmemişti.
Yukarıya Mutlu'nun camına doğru baktı ama ışık yanmıyordu. Genel olarak evde ışık yanmıyordu. "Uyudu mu yoksa?" Diye sordu kendi kendine.
Ona mesaj atıp özür dilemek istemiyordu. Yüz yüze özür dilemek istiyordu. Annesinin yine gece vardiyasında olduğunu biliyordu. Saate baktığında on bire geldiğini gördü. Uyuyor olma ihtimaline karşın zili çalmaktan alamadı kendini. Uzunca bir süre çaldı zili ama açan olmadı. Bıkkınca kendini soğuk basamaklara bıraktı. Derin bir nefes aldı. Çok yorulmuştu. Kendini yorgun hissediyordu.
Mutlu'yu arayıp nerede olduğunu öğrenmek istiyordu. Oraya gidip ondan özür dilemek istiyordu ama onu aradığında çocuğun telefonun kapalı olduğunu anladı. Bu daha çok üzülmesine neden oldu. "Napacaktı sanki amına koyayım daha ben aramadan açacak hali yok ya. Beyin çeperimi sikeyim!"
Ne kadar süre orada oturdu bilmiyordu ama karşıdan sallana sallana gelen bedenle gözleri irice açıldı. Mutlu'yu gördüğüne o kadar çok sevinmişti ki sevinçten çığlık atmamak için kendini zor tutuyordu.
"Mutlu!" diye seslendi. Yanına gelen çocuktan yayılan alkol kokusu ile yine şaşırdı. "Sen içtin mi? Nerede içtin?" Diye sordu şaşkınca.
"Sana ne amına koyayım! Parkta içtim. Annem evde içtiğimi anlarsa çok kızar. Sen de sabah yarım kalan işini bitirmek için geldiysen parka gidelim komşular rahatsız olmasın."
Eftal kalbinin biri tarafından sıkıldığını hissetti ve nefes alamadı. "Ben onun için burada değilim. Özür dilemek istediğim için geldim." Zorlukla çıkan ve titreyen sesi gözleri yere bakan çocuğun dikkatini çekmişti.
Mutlu gözlerini hayretle açıp sarsak adımlarla ona yaklaştı. "Ne özrü? He anladım! Özür diledikten sonra döveceksin! Gerek yok bunlara! Sen vur bana zaten hissedemem pek. Azıcık kafam güzel de." Gözlerini kapatıp bekledi.
Eftal ise ne yapacağını bilemiyordu. Gözleri dolarken kendinden kısa olan çocuğu çekip sarıldı. Alkol kokusuna karışan kokuyu içine çekti. Bu onun için dayanma sınırı olacaktı ki ağlamaya başlamıştı. "Özür dilerim. Çok özür dilerim."
Mutlu sarhoş aklının verdiği bulanıklık ile anlamakta güçlük çekiyordu. Eftal'in ağlaması onunda ağlamak istemesine neden oluyordu. Ama kendini tuttu sadece Eftal'in sarılmasına izin verdi.
Eftal biraz sonra geri çekilip Mutlu'ya baktı. "Mutlu."
Mutlu apartman kapısına bakan gözlerini Eftal'e dikti. "Eve gitmek istiyorum. Sende evine git geç oldu." Onu geçip tekrar sarsak adımlarla kapıya doğru yürüdü. Cebinden çıkardığı anahtar ile kapı deliğini bulmaya çalıştı ama bunu yapmakta oldukça başarısızdı. Hareketlerini kontrol edemiyordu.
"Yardım edeyim." Eftal titreyen sesi ile söylediğinde ona itiraz etmedi. Bir gören yanlış anlar ve zorla apartmana girmeye çalışıyor zannedebilirdi. Bu yüzden anahtarlarını Eftal'e uzatıp geri çekildi.
Eftal gözlerini silip derin bir nefes aldıktan sonra kapıyı açtı. Mutlu kapıdan içeri girerken onu takip etti. Mutlemelen dairelerinin de kapısını açamayacaktı çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şiş-Man ve Öfkeli
Short StoryEftal tam bir canavar. Tüm okul ondan korkar. Bu bir kötü çocuk ve eşcinsel içerikli hikayedir. Rahatsız olacak olanlar okumasın. Kitapta duyar kasan yorumlar ve reklam görmek istemiyorum. Beş yüz bin kere söylettirmeyin. Kalan sağlar bizimdir.