Eftal sabaha kadar uyumadan okula gelmiş ve yerinde duramıyordu. Onunla konuşan sınıf arkadaşlarını geçiştiriyordu. Gözü hep kapıdaydı.
Mutlu en sonunda şiş gözlerle içeriye girdiğinde onunla konuşmak için yanına yürüdü.
"Günaydın." Dedi Eftal sesi oldukça heyecanlı ve beklenti doluydu.
Mutlu kaşlarını çatıp "Çıkışta konuşalım bekle beni." dedikten sonra Eftal'i bırakıp sırasına oturdu. İşte Eftal bunu beklemiyordu. Gerçi ne beklediğinden kendisi de pek emin değildi. Ama Mutlu'nun bu kadar soğuk olması canını sıkmıştı. Yani dün onu öpmüştü. "Oha amına koyayım! Dilini ağzıma soktun, şimdi böyle mi davranıyorsun?" Diye söylendi kendi kendine. Sonra ağzını hızla kapattı ve etrafına baktı. Çok şükür sınıf yine hayvan belgeselinden fırlama olan doğal halindeydi ve bu gürültüde onu duyan olmamıştı.
Öğretmenleri geldikten sonra bile Eftal Mutlu'ya bakmayı sürdürdü. Çocuğun soluk pembelikte olan dudaklarına bakmaktan alamıyordu kendini. Ondan hoşlandığı en başından bariz belliydi. Kendine itiraf etmemek için bir neden bulamıyordu ama Mutlu'nun ona karşı tavrı ne olacaktı ondan emin değildi ve bu belirsizlik onu oldukça korkutuyordu. Üstelik yaptığı şey için de hala Mutlu kendini affetmemişti. Bu da canını sıkıyordu. Dün öpüşmüş olabilirlerdi ama Mutlu sarhoştu ve hatırlamıyor olabilirdi. Bu Eftal'in canını daha çok sıktı.
Eftal her zaman ilk öpücüğünün özel olmasını istemişti.Onun kalbi, saf temiz masum genç kızların kalpleri gibiydi. Eftal, günümüzdeki bazı kızların kalbinde neler var bihaberdi.
Eftal teneffüs aralarında gözlemlediği kadarı ile Mutlu herkes ile barışmıştı. Tüm sınıfla canım cicim olan çocuk sinirlerini bozuyordu. Kimse ile o kadar yakın olsun istemiyordu. "Salak salak kötü çocuk triplerine girdim iyice." diye mırıldandı.
Nihayet son dersin ortalarına doğru Mutlu ona en üst kattaki erkekler tuvaletine gelmesine dair mesaj atmıştı. O andan sonra ders geçmek bilmemişti. Sürekli elleri titreyen ve kendini huzursuz hisseden çocuk sıraya kafasını koydu. Zamanın çabucak geçmesini diliyordu.
Zil çaldığında sınıftaki herkes bunu bekliyormuş gibi kapıya koşmuştu. Çantalarını nasıl bu kadar hızlı topladıklarını Eftal merak ediyordu. Mutlu'nun sırasına baktığında onun da çoktan çıktığını gördü. Kendi çantasını topladıktan sonra sınıftan en son o çıktı.
Merdivenlerden çıkarken hala ellerinin uyuştuğunu hissediyordu. Gerginliğini atmak için şarkı mırıldanmaya başladı. "Tospik tospik canım arkadaşım hiç yalnız bırakmadım hep yanındayım. Tospik tospik sen çok sevimlisin, seni çok sevdiğimi bilmelisin."
Şarkıyı söylerken lavaboya geldiğini fark etmemişti.
"Tospik ben mi oluyorum?"
Mutlu'nun sesini duyduğunda irkildi.
"H-he yok ya. O şey, dilime dolandı da..." Kendine kekelediği için küfür etti. Zor gelse bile kafasını kaldırıp kumral çocuğa baktı. Mutlu tek kaşını kaldırmış ona "Ne diyon sen denişik?" bakışlarını atıyordu.
Mutlu yanından geçip kapıyı kilitlediğinde "Dünden sonra iyice niyeti bozdu bu. Sikcek beni! İmdat!" diye çığlık attı. Sonra kafasını salladı ve bu düşünceden kurtuldu. Çocuk onun yarısı kadardı. Gerçi onu banyoda çıplak gördüğünde çok da yarı olmadığını kabul etmeliydi. Onun çıplak görüntüsü yine aklına gelmişti işte. Oysa Eftal bundan kurtulmak için deyim yerindeyse kıçını yırtmıştı. "Anasını satayım çok güzelsin lan!"
"Ha?"
"Sikeyim sesli düşünmüşüm! Rezil oldum amına koyayım!"
"Eftal hala sesli düşünüyorsun abi." Mutlu kahkaha atmaya başladığında Eftal kızardı ve bu sefer gerçekten içinden kendine küfür etmeye başladı ve bunlar benim yazabileceğim sizin ise okuyabileceğiniz türden küfürler değildi.
Mutlu sonunda gülmeyi bıraktığında "Özür dilerim Mutlu. O gün yaptığım hayvanlık için, seni dinlemediğim için çok özür dilerim. Valla bana ayı demekle haklısın. Ayılar bile benden duyarlıdır ama unutma pandalarda ayı türünden beni panda olarak düşünmek zor biliyorum ama insan isterse her şeyi başarır. Bence sende başarabilirsin yani beni panda gibi düşün şaşkın, minik olmayan, hata yapan ama seni gerçekten çok seven bir panda olarak düşün ve beni affet!" dedi Eftal. Kelimeleri o kadar hızlı sıralamıştı ki bu hali oldukça komikti. Yine de onu sevdiğini söylediği için biraz olsun rahatlamıştı. Mutlu çok hızlı konuştuğu için anlamaz diye araya sıkıştırmıştı.
Mutlu'dan yanıt bekledi ama aniden duvara çarptı sırtı. "Oha beni dövecek misin?" Diye sordu.
Mutlu sırıttı. "Dövmeme izin verecek misin?" Diye sordu.
Eftal kabul etmek zorundaydı ki sevimli olan çocuk şu an katil bebek Chucky gibi görünüyordu. Yine de "İzin veririm. Eskisi gibi olmak için her şeyi yaparım. Hazırım vurabilirsin ama dikkat et elin acımasın. Benim kemiklerim sert biraz. Tekme falan atarsan daha iyi olur senin için ama direk kemikli bölgelere çalışma sen yine ne olur olmaz, ayağın çıkar falan. Canın yanmasın." dedi ve Mutlu'nun ona vurması için gözlerini kapattı.
Aklından geçen şey Mutlu'nun yanağına tokat patlatması idi. Kesinlikle çocuğun, yanağını avuçlayıp okşaması değildi. Gözlerini şaşkınlıkla araladı. Mutlu ona çok yakındı. Nefesini içine çekebileceği kadar yakındı. Kalbi hızlanırken yutkundu. Bu kadar güzel olaması kalbi için iyi değildi. Birinin bakışları ilk defa böyle sevgi doluydu ona karşı.
Mutlu ona biraz daha sokulup mırıldandı "Peki seni yeniden öpmeme izin verir misin?" diye sordu.
Sadece kafasını sallayıp onayladı onu. Konuşmaya mecali kalmamıştı. Karşısında ki çocuk tümüyle aklını başından almış gibiydi.
Dudaklarında hissettiği yumuşaklık ile gözleri kapandı. Kalbi deli gibi atarken yine Mutlu'yu taklit edip dudaklarını hareket ettirdi. Biraz öyle kalınca Mutlu geri çekildi. Gözlerinin içi gülüyordu sanki.
"Devam edebilir miyiz?" Diye sordu burnunu Eftal'in burnuna sürtüp.
"Sana sarılabilir miyim peki?" Eftal utanç içinde sordu. Başına ilk defa gelen bu ani olaylara nasıl tepki vereceğini bilemiyordu garibim. Onun işi vurmak, kırmak, daha çok vurmak kırmak, he bir de küfür etmekti. Tehdit etmeyi de sevmiyor değildi.
Mutlu onun kollarını tutup kendi beline doladı. Kendi kolları da onun omuzlarını buldu. Gülümsemesi büyüdü."Bu iyi mi?"
Eftal "İyiden de öte. Tarif etmek pek benim için mümkün değil." diye yanıtladı onu. Yüzü kıpkırmızıydı ve Mutlu'nun kırmızı yanaklarını ısırıp sıkmak istiyordu. Çocukla bir çok şey yapmak istemesi birden kendini korkuttu.
İkisi de gülümsüyordu. Bu sefer Eftal yavaşça eğilip uzandı Mutlu'nun dudaklarına kalbi deli gibi atarken onu öptü. Bu sıcaklığı ömrü boyunca unutmayacaktı çünkü daha önce hiç bu kadar mutlu hissetmemişti kendini.
***
Kamu spotu: Her şeyde intikam intikam, o da sürünsün, beter olsun, püüü Allah onu taş etsin diye kalbinizi karartmayın. Karma her zaman herkesi bulur istinasız. Sizi içine çekmesine izin vermeyin canikolar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şiş-Man ve Öfkeli
Short StoryEftal tam bir canavar. Tüm okul ondan korkar. Bu bir kötü çocuk ve eşcinsel içerikli hikayedir. Rahatsız olacak olanlar okumasın. Kitapta duyar kasan yorumlar ve reklam görmek istemiyorum. Beş yüz bin kere söylettirmeyin. Kalan sağlar bizimdir.