Naber? Şaşırdınız mı? Ben de şaşırdım. Yeniden buralardayım. Çok uzun süre ara verdim ve bu yüzden yazmayı falan hep unutmuşum. Ne yazdım hiç emin değilim. Beğenmezseniz de yapacak bir şey yok. Yeniden alışasıya kadar beni idare edin yahu. O kadar hatırım vardır sanırım. Bu kadar ara verince olmaya da bilir. Bir şey diyemiyorum şimdi. Neyse özlemişim. Çocuklar gibi şenim şu an. Siz de öyle olursunuz umarım. Fırsat buldukça yazıp yayınlayacağım. Tüm hikayeleri tamamlamaya çalışacağım. Nasip tabi. Sizi seviyorum. Keyifli okumalar.
Normal zamanlarda kafasında kırk tilkinin dolandığı çocuk şimdi hiç bir şeye odaklanamıyordu. Aklında sadece Eftal ve sevgilisinin annesi vardı. Daha çok annesiyle yaptığı anlaşma vardı. Dün kendi evlerine gittiklerinde bu konu hakkında onu sıkıştırmak istemişti ama Eftal artık onu tanıdığı için koltukta uyumuş numarası yapmıştı. Mutlu elbette bundan asla memnun olmamıştı ama yine de ona zaman vermek istemişti. Onu çok fazla sık boğaz ederek kendinden uzaklaştırmak istememişti.
Okula geldiklerinde bile bunu aklından çıkaramamıştı. Tüm gün bunu düşünüp durmuştu.
Bu arada kadını gerçekten hiç mi hiç sevmemişti. İleride Eftal ile kuracakları sıcak yuvaya karışmasından son derece korkuyordu. Şu an hala lise okuduklarını biliyordu elbet ama bu hayal kurması ve kendi kendine bir dolu entrika çevirmesine engel değildi. İçinden Kaynana kaynar kazana zaten diye geçirdi.
"Mutlu, bahçeye inelim mi?" Eftal ona sorduğunda kafasını salladı başka zaman bunun üzerine daha ayrıntılı düşünebilirdi. Şimdi bahçeye inip sevgilisi ile romantik bir zaman geçirmesi gerekiyordu. "Kantinden de çilekli süt alalım." Diyerek ayaklandı.
Eftal ise duygusal bir panda olarak Mutlu'nun canını sıkanın ne olduğunu biliyordu elbette ama ona nasıl söyleyeceğini bilmiyordu. Ona söylerse aralarının açılacağından korkuyordu. Annesi ile olan anlaşması sonuçta ikisini de etkileyecekti. Bu yüzden bir süre daha sessiz kalıp huzurlu ilişkilerinin keyfini sürmek istiyordu. Sonuçta ilk defa bir ilişkisi oluyordu ve ileride evleneceklerini bile düşünüyordu, tipik ergen hayalleri de denilebilirdi bu duruma.
Arka bahçeye gidip oturdular. Burası aynı zamanda kavga ettikleri ve aşklarının başladığı yerdi. Hoş böyle düşünen sadece Eftal idi. Mutlu o güne ait bir daha profesyonel boksörlerden uzak durması gerektiğini ve herkese diklenmemesi gerektiğini düşünmüştü. Bir de nefes almanın önemini anlamıştı. "Allah kimseyi soluksuz kalmakla terbiye etmesin!" diye söyledi. Eftal neden hiç bir şey anlamasa da "Amin!" diye tamamladı onu.
Mutlu sormak istiyordu ama bir türlü soramıyordu çünkü aile ile ilgili bir konuya çok fazla müdahil olmaktan çekiniyordu. Zaten müstakbel kayınvalidesine çoktan posta koyup, had bildirme adı altında bir ton laf saymıştı. Daha fazla karışmak erkek arkadaşı için iyi değildi. Bunları düşünürken parmaklarında hissettiği sıcak dokunuş içinin gıcıklanmasına sebep oldu. "Eftal'im yapma, yanarız!"
"Bu kadarcık şeyden bir şey olmaz." Eftal sırıtarak söyledi.
Mutlu etrafa göz attıktan sonra sinsice sırıttı ve ardından uzanıp erkek arkadaşının dudağını hızlıca öpüp geri çekildi. "Sen öyle diyorsan..." dedi ve üzerindeki hırkayı çıkarıp ellerinin üzerine koydu. Şimdi her sevgilinin yaptığı gibi el ele tutuşuyorlardı.
Uzun boylu çocuk iç çekip "Keşke dünya daha hızlı değişse ve biz daha rahat el ele tutuşsak, saklanmak zorunda kalmasak." dedi. Tüm herkesin bilmesini isterdi, herkes gibi aşkını yaşamak isterdi.
"Önemli olan biziz. Diğerleri umurumda değil! Sen dilersen ben tüm dünya ile savaşabilirim." Mutlu gülümseyerek söyledi. Çok önemsiz, küçük bir mesele gibi söylemesi Eftal'in de gülümsemesine neden oldu. Tüm dünya ile savaşmak... Nasıl olacaktı ki? Yetişkin bile sayılmıyorlardı. Yine de Mutlu'nun bunu yapabileceğini biliyordu. Ona güveniyordu ama haklıydı sevgilisi. Önemli olan onlardı. "Doğru. Biz birbirimizi bildikçe sevdikçe diğerleri ne yapmış önemli değil. Sadece bazen daha adaletli olsaydı hayat diyorum."
"Hayata sokayım! Sen yanımda ol başka bir şey istemiyorum ben." Dedi Mutlu. Oldukça ciddi görünüyordu.
Eftal ise bir şey diyemedi. Okul bitince yurt dışına gitmesi gerektiğini söyleyemedi. Gözleri doldu. Tüm kelimeleri yuttu. Hiç bir şey söyleyemedi en sevdiğine.
****
Kamu spotu: Gereksiz cesaret gösterileri sadece sizi incitir. Unutmayın, korku akıl işidir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şiş-Man ve Öfkeli
Short StoryEftal tam bir canavar. Tüm okul ondan korkar. Bu bir kötü çocuk ve eşcinsel içerikli hikayedir. Rahatsız olacak olanlar okumasın. Kitapta duyar kasan yorumlar ve reklam görmek istemiyorum. Beş yüz bin kere söylettirmeyin. Kalan sağlar bizimdir.