Giriş

8.4K 235 10
                                    


"Ya abicim, bırak beni!" Diyip kolumu çekmeye çalıştım ama maşallah bizim Rıdvan abide boğa gücü var.

Beni kapının önüne getirince kolumu biraz daha hızlı çektim "Ya tamam bırak! Ben kendim giderim!"

Kolumu son gücümle çektiğimde o dev ellerinin arasından kurtuldum. Sinirle onun suratına bakarak "Seninde alacağın olsun Rıdvan abi!" Dedim.

"Ama içerdeki çocuğa söyle peşindeyim onun ben! Benim elimden kurtulamaz!" Diye tehditlerimi sıralarken geri geri gidiyordum.

Ve işte her şey o an gerçekleşti.

Ayağımın takılması, yere düşecekmiş gibi olmam ve bir eli belimde hissetmem.

Attığım küçük çığlık ile üstümüzde olmayan son bir kaç gözde bu tarafa dönmüştü!
Tam da rezil olmuştum ne güzel!

"Böyle ölmem ben füze atın!" Diye mırıldandım kendi kendime. Rıdvan abi "Kızım! İyi misin?!" Diye bana atılırken bende arkamda kim varsa onun yardımıyla ayaklandım.

O an burnuma gelen o koku anlatılır mıydı bilmiyorum. Kalbimin hızlanması ve yan tarafa dönmem.

Çocuk arkasını dönmüş giderken, seslenecek gibi oldum, en azından teşekkür etmek için ama ağzımdan hiç bir kelime çıkmadı. O an Rıdvan abiyi veya beni izleyenleri umursamadım.

O çok güzel kokuyordu...

Fazla güzel.

Ben orada kala kalmış arkasından bakarken, kış ayının tacı olan kar yavaş, yavaş yağmaya başladı.

En sonunda siyahlar içindeki elleri ceplerinde olan figür göz önünden kaybolduğunda derin bir nefes verdim.

O kim?

Bilmiyorum.

ÜÇÜZ MÜ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin