Bitmek bilmeyen düğünün daha sadece ortalarında olmamıza rağmen sıkıntıdan ölecektim.
Kalabalık ve kapalı alanlarda uzun süre kalmak bunalmama sebep oluyordu. Zar zor takı sırasındaki annemi bulup dışarı çıkacağımı söyledim.
Düğün salonunun koridorlarından geçip sonunda çıkışı buldum. Kendimi dışarıya atar atmaz rahat bir nefes aldım.
Düğünleri sevmememin bir nedeni de buydu. Kalabalığı sevmiyordum.
Derin bir nefes alıp temiz havayı içime çektim. Gerçi İstanbul'un havası ne kadar temiz olabilirdi ki? Her tarafta arabalar vardı.
Köşede sigara içen Atlas'ı ve arkadaşlarını görünce bir süre olduğum yerden onları izledim.
Yolun karşısına geçmiş, duvara yaslanmışlardı. Aramızda saçma bir muhabbet olmuştu ama bunun son konuşmamız olmasını istemiyordum.
Sağa ve sola bakıp araba geçmediğini anlayınca onlara doğru adımladım.
Yanlarına ulaştığımda Atlas kaşlarını kaldırıp ne oldu dercesine baktı. Boğazımı temizleyip
"Aramızda saçma bir muhabbet olduğunu düşündüm, aslında asıl amacım seninle tanışmaktı."
dedim ve tatlı olduğum bir gülümsemeyle elimi ona uzattım.
"Arkadaş olalım mı?"
Bir elime bir de bana baktı. Şaşırmış gibiydi. Sigarayı diğer eline alıp elimi tuttu ve aşağı yukarı salladı. Bunu sert bir şekilde yaptığı için sarsılmıştım.
Elimi bıraktığında sendeleyip geriye doğru bir iki adım attım. Gülüp elimi tekrar tuttu ve düşmemi engelledi.
"Hayvan herif ne yapıyorsun be!?"
dedim kaşlarımı çatarak.
"Büyüklerinle düzgün konuş"
"Kıçımın büyüğü. Büyükmüş hıh."
dediğimde gülümseyip
"Tamam tamam kızma."
deyip elini saçlarıma götürdü. İlk kez birisinin ellerini saçlarımda hissetmek hoşuma gitmişti. Gülümsediğimde elini çekmiş ve sigarasından bir duman çekmişti.
Korkutucu çocuk sigara paketini uzatıp
"İster misin?"
dediğinde kafamı olumsuz anlamda salladım. Tüm arkadaşlarım sigara içse de ben sigarayı ne merak etmiş ne de içmiştim. Gereksiz bir şeydi.
"Pasif içiciyim ben"
dediğimde Buğra birden kahkaha atmaya başlamıştı. Onunla birlikte korkutucu olan da beklenilmedik bir şekilde gülmeye başladığında.Atlas sinirle onlara bakıp Buğran'ın kafasına vurduğunda anca susabilmişlerdi.
Ne olduğunu anlamadığım için sorgulayan gözlerle onlara baktım. Atlas gözlerini kaçırıp duruyordu.
"Ne oldu?"
dedim. Hepsi birden susmuştu.
"Yok bir şey"
dedi Buğra, Atlas'a yan bir bakış atıp. Kendi aralarındaki bir espiriydi herhalde.
Atlas gülüseyip
"Sen boşver şimdi onları"
dedi. Ben de ona gülümsedim.
"Şey numaranı alsam olur mu?"
diye sordum fazlaca utanırken. Kafasını sallayıp elini uzattı.
Telefonumu eline verip numarayı tuşlamasını izledim. Numarasını girip kendi telefonunu çaldırdı ve elime verdi.
"Biz gidiyoruz şimdi ufaklık ne zaman istersen yazabilirsin"
dedi saçlarımı karıştırıp. Gülümsedim. Kalp atışım hızlanırken elini çekip bana göz kırptı ve yürümeye başladı. Olduğum yerden gidişini izlerken elimi hızla atan kalbime götürdüm.
Kalp hastalığı falan mı geçiriyordum acaba çünkü bunun başka hiçbir açıklaması olamazdı, değil mi?
"İlter neredesin sabahtandır seni arıyoruz"
diyen babama çevirdim kafamı. Sonunda düğün bitmiş olmalıydı. Eve gidecektik. Atlas çoktan gözden kaybolmuştu bile. İç çekip babamın yanına doğru yürüdüm...
----------------------------------------------
Kesin kalp hastalığıdır o sjskksksls
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düğün(Gay)
Short StoryErik dalı gevrektir, erik dalı gevrektir. Aman basmaya gelmez, haydi basmaya gelmez... 28.11.18