Yine aynı, harika gizliliğimle restorana girmiş, duvarın arkasına saklanmıştım. Bir süre diikkat çekmeden Atlas'ı izleyip geri dönecektim. Atlas beni fark etmeyecek kadar dalgın görünüyordu.
Gülümseyerek onu izlemeye devam ettim. Onu özlemiştim ama bir süre utanmamın geçmesini beklemeli ve eski İlter olmalıydım. Neden böyle olduğum hakkında hiçbir fikrim yoktu.
Onu izlerken kafasını bu tarafa çevirir gibi olduğunda hemen duvara saklandım. Kalp atışlarım hızlanırken nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Utanmam ne zaman geçecekti?
''İlter bey ne yapıyorsunuz?''
Yerimde sıçradım. Birden arkamdan gelmek zorunda mıydı insanlar? Kafamı salladım.
''Hiç''
Kesinlikle hiç dikkat çekmiyordum(!) Çalışan gittiğinde tekrar arkamı döndüm ama Atlas olduğu yerde değildi. Diğer tarafa baktığımda bana doğru geldiğini gördüm. Hızla diğer tarafa dönüp koşmaya başladım.
Onunla asla konuşamazdım. Şu anda olmazdı. Kendimi hazır hissetmiyordum. Onun da bana karşı hisleri vardı ve bu beni çok mutlu ediyordu ama neden kaçtığımı bilmiyordum.
Tuvalete girip kapıyı kapattım. Kabinlerden birine girdiğimde artık güvendeydim. Yani, sanırım...
Kapım tıklandığında sesimi değiştirdim ve seslendim.
"Dolo"
"Sen ne tür bir gerizekalısın acaba?"
''No dıyorsınuz beyfandı''
''Ciddi olamazsın"
"Bence gayet inandırıcı, sesimi çok güzel değiştiriyorum."
"Hadi çık şuradan"
"yo"
"İlter"
"Atlas"
"Sözünü tut bari"
"bekle o zaman biraz"
"off zaten doğru düzgün konuşamıyoruz bari yüzünü göreyim"
Bir süre kalp atışlarımın düzelmesini bekledim. Sonunda cesaretimi toplayıp yavaşça kapıyı araladım. Kafama çıkartmam ile içeri itilmem bir olmuştu.
"Napıyors-"
Elini ağzıma kapatmış ve kapıyı kilitlemişti. Kulaklarıma yaklaştı
"Sözünü tutacak mısın?"
Uzaklaşıp gözlerime baktığında elini ağzımdan çekmişti. Beklenti içerisinde gözlerine bakarken hayır demek imkansız gibiydi.
Dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı aşağı yukarı salladım. Kollarını birbirine bağladı.
"Bekliyorum"
Gözlerimi sıkıca kapatıp hızla dudağına küçük bir öpücük kondurup geri çekildim. Gözleri şaşkınlıkla aralanırken gülümsedi.
"Bu sayılmaz ama"
"Tamam önce kalbim normale dönsün"
"Ama çok tatlısın"
"O zaman sen öp"
Sözümü tamamlar tamamlamaz ellerini yüzümün ili yanına koyup yanaklarımı okşadı. Yavaş yavaş aramızdaki mesafeyi kapattığında ben de gözlerimi kapattım.
"Daha önce hiç öpüşmedim"
"bunu tahmin edebiliyorum"
Dudaklarımın üzerinde konuşması onu daha fala istememe sebep oluyordu. Dudaklarıma değen yumuşak, sıcak dudaklar ile gözlerimin titrediğini hissetmiştim.
Bir süre öylece durduktan sonra dudaklarını hareket ettirmeye başladı. O alt dudağımı emerken ben de hem kalp atışlarımla başa çıkmaya, hem de ona karşılık vermeye çalışıyordum.
Ellerinden birini saçlarıma götürdüğünde içimde bir kıpırdanma hissetmiştim. Kendini bana bastırdığında dudaklarına doğru inledim.
Saçlarımdaki eli beni tahrik ediyordu. Onu itip duvara yaslanmasını sağladım ve boynunu öpmeye başladım. Kendimi ona bastırdığımda saçımı bırakan elini tekrar saçıma çıkardım ve boynunu ısırdım.
"Ah! yavaş ol"
Boynundan ayrılıp tekrar dudaklarımı onun dudaklarıyla buluşturdum. Öpüşmek bu kadar güzel bir his miydi? Yoksa bunu güzel yapan karşımdaki kişinin Atlas olması mıydı? Dudaklarımı ondan ayırıp.
"Yetti mi?"
"Eh işte, tam değil"
"Burası devam etmek için uygun bir yer değil"
"Haklısın, benim de çalışmaya dönmem gerek"
"Çıkalım o zaman"
"Son bir öpücük"
Gülümseyip dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Sanırım utanmam geçmişti...
-----------------------------------------
Halajkajkjdsakah finale doğru gidiyoruz
tüm karakterlerimi öpüştüresim var ya kşsjsls
emin değilim ama sonraki bölüm smut olabilir <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düğün(Gay)
Short StoryErik dalı gevrektir, erik dalı gevrektir. Aman basmaya gelmez, haydi basmaya gelmez... 28.11.18