Apartmandan çıktığımızda hala Atlas'ın peşindeydim. Tamam ben güçlü değildim dayak yedim, ama atlas kaslıydı nasıl böyle dayak yemişti. Protein tozu muydu acaba?
"Sen nasıl dayak yedin ya?"
"Sen nasıl yediysen işte."
"İyi de sen güçlü görünüyorsun, ona tek atman gerekirdi."
"Bunda önemli olan güç değil."
"Aynen, beyin ve o sende yok"
Kaşlarını çatıp bana baktığında gözlerimi kaçırıp salak salak gülümsedim. Elline saçlarıma götürdüğünde gülümsemem daha da genişlemişti.
"Şimdi nereye gideceğiz?"
"Bilmem ben bir iki kez dışarıda kalmıştım sen de eve gidersin."
"Beraber duralım."
"Hava kararacak."
"Gidecek yerim yok."
"Nasıl yok?"
"Babamla kavga ettik."
"Benim yüzümden değil mi?"
"Evet."
"Öyle birden evet denir mi? insan yok falan der."
"Ne yapayım doğrular."
"Üzgünüm."
"Senin bir suçun yok."
"Bence de yok"
"Sabah sana bir şey dedi mi?"
"Sabah ee, o gelmeden önce uyanmıştım zaten. Şey.. saçlarınla oynarken odaya girdi."
"Sadece saçlarımla mı oynadın gerçekten?"
"Biraz öpmüş olabilirim."
"Bu kötü olmuş."
"Evet, neredeyse dövecekti adam."
"Yapardı."
"Ee ne yapıcaz şimdi?"
"Bilmiyorum. Beraber olduğumuz sürece sorun yok benim için."
Gülümseyip yavaşça dudaklarıma bir öpücük kondurdu. Dışarıdaydık ama etrafta insan görünmüyordu.
Geri çekildiğinde etrafa bakmak aklına yeni gelmişti. Kimse olmadığını görünce rahat bir nefes aldı. Linç yemek istemezdik.
"Nereye gidiyoruz?"
"Bilmiyorum."
"Kış aylarında değiliz iyi ki."
"Evet."
"Ben acıktım."
"Yanımda 30 tl var sadece."
"Benim 100 ilk kez senden zenginim."
"Ne yiyeceğiz?"
"Hamburger falan."
"Ben pek sevmem."
"Pizza?"
Kafamı olumsuz anlamda salladım. Pizza da sevmezdim.
"Döner, dürüm falan"
Onları hiç yiyemezdim.
"Hayır."
"Zıkkım ye o zaman. Ispanak yatağında krema soslu levrek buğulama mı istersin?"
(İnternete zengin yemekleri yazdım. Ruhum fakir cidden böyle bir yemek var mı yaa skjtrşsljgreh)
"Bak olabilir."
Gözlerini devirip telefonuna baktı.
"Saat 5 olmuş"
"Sushi yiyelim mi?"
"Hayatta yemem hem paramız yok."
"Doğru unutmuşum."
--
Sonunda simit yiyip karnımızı onunla doyurmuştuk. Hava kararmıştı ve saatlerce deli dana gibi dolanmıştık. Yorulduğum için daha fazla yürüyemeyecektim.
"Beni sırtına alsana"
"Tamam."
"Şaka yapmıştım. Sen de benim kadar yorgunsun bir de hemen kabul ediyorsun."
"Oturalım mı biraz."
"Nereye?"
"Merdivenlere."
"Tamam."
Sessiz bir sokaktaydık. İkimiz de nereye gideceğimizi, ne yapacağımızı bilmiyorduk. Sırtını duvara yasladığında ben de kafamı omuzuna koymuştum. Bir süre öylece durduk. Elini yine saçıma götürüp oynamaya başladı.
Aklına bir şey gelmiş olacak ki elini saçlarımdan çekip telefonununu aldı. Bir numaraya tıklayıp aramaya başladı.
"Kardeşim Halil'le kavga ettik de, evden çıktım ben sen bugün Can'da mı kalıyordun."
Bana işaret yapıp beklememi söyledi.
"Evet ya biz İlter'le birlikteyiz dışarıda kaldık. Tamam, tamam geliyoruz o zaman."
Telefonu kapatıp gülümsedi.
"Kalacak yer bulduk."
"Yeni mi geldi aklına bu?"
"Evet ne yapayım?"
"Ben Can'ın olduğu yere gitmem."
"Korkuyor musun?"
"Evet."
"Buğra var yanında bir şey yapamaz hem ben seni korurum."
"Evet dayak yiyerek."
"Sonuçta koruyorum dayak yiyip yememem önemli değil."
"Haklısın."
Ayağa kalkıp Atlas'ın peşinden yürümeye başladım. Bence bu çocuklarımıza anlatabileceğimiz bir hikayeydi. Aklıma gelen şeyle gülümseyerek yere baktım. Bizim çocuklarımız olacak mıydı ki?
--------------------------------------------------
Ayh sonunda yazabildim dlfkjskljdlds
gece gece bölüm atıyorum zaten bugün genel olarak boş geçti. Ne yaptığımı bile bilmiyorum fşlkşlfkgf
vee sizi seviyorum<3<3<3
Fikirlerinizi de alsam mıı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düğün(Gay)
Short StoryErik dalı gevrektir, erik dalı gevrektir. Aman basmaya gelmez, haydi basmaya gelmez... 28.11.18