3.5

6.8K 554 459
                                    

Gözlerimi açtığımda yanımda Atlas yoktu. Babam bana bakıyordu. 

"Atlas nerede?"

"Yolladım onu"

"Neden?"

"Yanına yatmış, öyle şey mi olur bir de sarılmıştı töbe töbe neyse"

"Ne var ki bunda?"

"Şey gibi işte töbe ya boşver hadi kalk sen de yalandan yatıp duruyorsun bir şeyin yok"

Kaşlarımı çatıp yataktan indim. Ne demek istemişti ki? 

"Hadi hazırlan da eve gidelim. Devamsızlığın zaten bok gibi artmış rapor da kurtarmayacak artık. Tüm paramı senin devamsızlıklarını sildirmeye verdim. Ders çalıştığın da yok"

"Ben Atlas'ın yanına gidicem"

"Hayır"

"Neden?"

"Onunla konuşmanı istemiyorum. İşten de çıkartacağım zaten."

"Ne demek bu?"

"Ne demekse o demek! ben senin iyiliğini düşünüyorum!"

"Ne iyiliğiymiş bu?"

"O pek tekin bir insan değil diyorum sana"

"Ben kimin ne olduğunu anlayabilecek yaştayım"

"İbne o anladın mı?"

Donup kalmıştım. Nereden öğrenmişti ki bunu? Hem ibne de ne demekti?

"İbne değil, eşcinsel"

"Ne fark eder iki türlü de sapıklık"

"Sen çok biliyorsun!"

"Babanla nasıl konuşuyorsun lan it!"

"Hak ettiği gibi"

Yüzüme yediğim tokatla elimi yüzüme götürdüm. Gözlerim dolarken babama baktım. İlk kez, hayatımda ilk kez bana vurmuştu. O da bunun farkında gibiydi. Pişman olmuş gibi görünüyordu ama yine de devam etti.

"Saygısız, eğer bu kapıdan çıktığında Atlas'a gidersen seni evlatlıktan reddederim anladın mı beni?"

"Çok iyi anladım Yasin bey, iyi günler"

Kapıyı çarpıp odadan çıktım. Dolan gözlerime ve dizlerimin ağrımasına aldırış etmeden koşmaya başlamıştım. Hastanedeki insanlar tuhaf gözlerle bana bakıyordu.

Hiçbiri umurumda değildi. Sadece Atlas'ı görmek istiyordum. Hastaneden çıkar çıkmaz koşmaya devam ettim. Artık gözlerimdeki yaşlar dayanamamış, kendini salmıştı. 

Aklıma gelen şeyle durup etrafıma baktım. Telefonumun kabının arkasında 50 tl vardı ve taksiye yeterdi. Taksiyi nereden bulacaktım ki şimdi?

Filmlerdeki gibi olsaydı keşke, taksi dediğim an önüme taksi gelseydi. Sonunda taksi bulabilmiştim. 

Hızla taksiye binip rahat bir nefes aldım. Aptal adam! Kaşlarımı çatıp kollarımı birbirine bağladım.

"Gardaşım nereye gidiyoruz"

Taksiciyi yeni fark etmiştim. Aklım o kadar doluydu ki. Taksiciye yolu tarif edip camı seyretmeye başladım. Annemle konuşmalıydım. Telefonumu alıp annemi aradım.

"Anne eve gelmiyorum."

"Ne demek eve gelmiyorum? kırarım o bacaklarını 1 gün de benim sayemde yatarsın hastanede."

"Anne gerçekten. Ben şimdi iniyorum Atlas'ın yanına geldim. Sana haber vermek istedim. Sonra konuşsak."

"Soracağım ama sana bunu."

"Tamam kızma."

"Dikkat et kendine."

"Tamam."

Taksinin parasını ödeyip indim. Atlas'ın binasına gelmiştim. Babam ona bir şey demiş miydi acaba? 

Sonunda gelmiştim. Kapısını çalıp bir süre bekledim. Kapıyı açan kişi Atlas değildi. Uzun boylu ve zayıf olan çocuğa baktım. Bu bizim korkunçluydu.

"Senin ne işin var burada?"

"Atlas'ı görmeye geldim."

"Buraya cırt pırt her istediğinde gelemezsin."

"Nedenmiş o?"

"Biz para veriyoruz bu eve."

"Öderim paraysa sıkıntı."

"Ah tabi zengin çocuğu."

"Derdin ne?  Ne istiyorsunuz benden yeter ama buraya gelmek için neyi göze aldığımı bilmiyorsun!"

Arkadan bana bakan Atlas ile göz göze gelmiştim. Kaşlarını çatıp bana baktı.

"Halil çekil şuradan."

"Çekilmiyorum."

Atlas biraz daha yaklaştığında yüzündeki yara izlerini yeni fark etmiştim. Halil'i itip hızla yanına gittim.

"Ne oldu sana?"

"Dayak yedim."

"Nasıl?"

Elimi yüzüne götürdüğümde gözlerini kaçırdı. Tekrar gözlerime bakıp gülümsedi.

"Nasıl oldu bu?"

"Ya şimdi,"

Halil, onun konuşmasına izin vermeden söze atladı.

"Senin yüzünden!"

Atlas kaşlarını çatıp ona döndü. 

"Yeter artık!"

Onu umursamadan sormaya devam ettim.

"Kim yaptı?"

"Günay."

Birden gülmeye başlamamla kaşlarını çatıp bana baktı. Ne yapayım komikti.

"Sen de mi?"

"En azından ben hastanelik olmadım."

"İyi de bu senin çocukluk arkadaşın değil miydi?"

"Siktirsin gitsin koduğumun ruh hastası."

Kollarımı ona sarıp başımı boynuna gömdüm. Kokusunu içime çekerken konuştum.

"İkiye tek alırız bence."

"Bırakalım ne hali varsa görsün. Beni üzen şey, onu yıllarca yanlış tanımış olmam."

Halil hala kollarını bağlamış bir şekilde bize bakıyordu. Bunun derdi neydi?

"İyi, işin bittiyse evine dön hadi. buralar sana göre değil duvarlar falan dökülüyor zenginsin sen."

Kaşlarımı çatıp ona baktım. Ne alakaydı ki şimdi? 

Atlas elimden tutup yürümeye başladı. Askılıktan montunu alıp Halil'e baktı. Kapıya doğru yürürken beni de peşinde sürüklüyordu.

"İlter ile uğraşmaya devam edeceksen gidiyoruz."

"Saçmalıyorsun şu an."

"Yaa öyle mi? Görüşürüz."

Kapıyı kapattığında ona baktım. İyi de şimdi nerede kalacaktık? 

--------------------------------------

Ben ne yapıyorum dfşslkdşsdlkdsşldssldfşkds

yazdım ama pek içime sinmedi olmuş mu bölüm?

Pzt hocamız gelmiyormuş eueheuehueh mutluyum 

İlter'in babası neden bele yaptın :'( ben seni iyi yapcaktım niye böyle oldu?

Bölüm hakkında fikirleriniz?

Düğün(Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin