Verdiği konuma gittiğimde orada yoktu. Oyuna gelmiş olabilirdim. Zaten biraz tenha bir yere benziyordu. Kesin saçma bir wattpad hikayesindeki "Kaan" karakteri gibi olacaktı sonum. Gerçi o aşkını bulmuştu ama konumuz bu değildi.
(Bana aşkı öğret lkjdflkgjldfkjgd)
"Seni ayağıma kadar getirdim."
dedi Günay, elleri cebinde, dik bir şekilde yürüyerek bana doğru gelirken.
"Yüzüme karşı da söylesene aynılarını!"
"Ne söyledim ki?"
"İşte Atlas seni sevmiyor falan."
"Atlas seni sevmiyor falan."
"Beni kızdırma."
"Çok korkutucu görünüyorsun gerçekten."
"Atlas ile ilgili neden bu kadar endişelisin anlamıyorum."
"Bilmem,"
dedi ve sırıtarak devam etti.
"Belki ondan hoşlanıyorumdur."
Sinirle ona doğru adımlayıp yakasından tuttuğum gibi duvara ittim.
"Bir daha desene!"
Yakasındaki elimi daha sa sıkılaştırıp acı çekmesini sağladım. Gülmeye başlaması sinir bozucuydu. Yumruk atmak için kaldırdığım elimi engelledi.
Birden yerlerimizi değiştirip suratıma sert bir yumruk attığında neye uğradığımı şaşırmıştım. Bir süre sakinleşmeyi bekledim. Bu süre boyunca bana vurmamıştı.
Hızla koşup karnına doğru bir tekme savurduğumda bu sefer ayağımı tutmuş, tepe taklak yere düşmemi sağlamıştı.
Sırtım sert zemine çarptığında inleyip ayağa kalktım.
"Bana vurmaya çalışmayı kes, her seferinde darbe alan sen oluyorsun."
"Kes sesini."
Bu sefer sağ elimle yumruk atıyormuş gibi yapıp sol yumruğumu ona savurdum.
"Ucuz bir numa-"
Diğer kolumu da tuttuğunda iki eli de doluyken bacaklarına sert bir tekme atmıştım. İnleyip sendeledi.
Hızla bunu fırsat bilip suratına sert bir yumruk attım. Geriye doğru yürüyüp.
"Bak işte şimdi sinirlendim."
Hızla bana geldiğinde arkama baktım ama kaçmayacaktım. Yakamdan tuttuğu gibi öncekilerin 5 katı sertliğinde bir yumruk geçirdi suratıma. Neredeyse bilincimi kaybedecektim.
Yakamdan tutup yere düşmemi sağladı. Yumruklarının ardı arkası kesilmezken gözlerimden yaşlar gelmeye başlamıştı.
"Ohoo, çok narinsin ama sen"
"k-kes sesini gö-öhürürsün s-hön"
Kahkaha atmaya başladığında vurmayı kestiğini umutlayarak ayağa kalktım. Sendeleyerek zar zor ona doğru yürüdüm. Kalan son gücümle ona bir yumruk atmaya çalışmıştım ama engel olmuştu.
Karnıma tekme attığında öksürmüştüm ve ağzımdan kan gelmişti. Bilincim yavaşça kapanırken son gördüğüm elindeki benim telefonumdu.
Ne yapacaktı ki onunla?
---
Gözlerimi açtığımda hastanedeydim. Başımda bekleyen anneme baktığımda uyuyor olduğunu gördüm. İlknur da buradaydı ve elinde telefonla bir şeylerle uğraşıyordu. Beni gördüğünde telefonu bırakıp yanıma geldi.
"Benim marulum uyandı mı?"
"Kes sesini"
dedim çatallı sesimle.
"Neden dayak yedin böyle?"
"Dayak yemedim ki."
"Yaa tabi."
"İlknur"
"Abla diyeceksin"
"Abla"
"Ne var?"
"Telefonum nerede?"
Ayağa kalkıp köşedeki askılıkta asılı olan hırkamın cebinden telefonumu çıkarıp bana verdi. Telefonun açma düğmesine basıp açılmasını bekledim. Korkuyordum...
"Beyinsiz uyandı mı"
dedi annem gözlerini kırpıştırırken. Kaşlarımı çatıp ona baktığımda yüzünü buruşturup
"Oğlum, zaten kaşlarını çatınca çirkin oluyorsun bir de ağzın yüzün yamukken yapma"
"İnsan hastanedeki oğluna böyle mi davranır?"
Ayağa kalkıp kollarını bana sardı.
"İyileş de soracağım ben sana"
Sırtıma iki kez vurup kapıya doğru ilerledi.
"Ben sana yiyecek hazırlatayım, bir deri bir kemik kaldın."
Kafamı sallayıp gülümsedim..
Telefon açılınca sim kilidini de açıp mesajların gelmesini bekledim. Mesajları görünce şaşkınca ekrana baktım.
------------------------------------------
İyi dayak yedi dlfdflkjdf
ben neden buna bu kadar seviniyorum :d
Ödev mi yapmak yoksa hikaye mi atmaak
tabii kiii
ikisini de aynı anda yapıyorum dfkjdfskjdfs
Bölüm sonu hatırlatması djsdlkjs fikirlerinizi yazar mısınız?
![](https://img.wattpad.com/cover/167301052-288-k376208.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düğün(Gay)
Cerita PendekErik dalı gevrektir, erik dalı gevrektir. Aman basmaya gelmez, haydi basmaya gelmez... 28.11.18