WHY ' Regret // jikook

Bölüm 26 ❜ ɪɢɴᴏʀᴇ

Bölüm 26 ' Görmezden Gelmek
(Medya: Taeyeon - Voice)

Keyifli okumalar.

#########

Polis karakolundan içeri girdiğimde buraya geldiğim ilk gün gelmişti aklıma.

O gün içimde dindiremediğim bir öfke vardı. Hayatımı karartmak isteyecek kadar ileri gitmişler ve bana dost gibi davranmışlardı.

Şimdi düşündüğümde ise Namjoon'dan hâlâ nefret ediyor ve Jungkook'un da yaptığı her şeyi onun yüzünden yaptığına inanıyordum.

İsteyerek tüm bu kötülükleri yapan insan gözlerimin içine tüm samimiyeti ile bakıp ellerimi hiç bırakmayacakmış gibi tutmazdı öyle değil mi?

Öyleydi öyle olmasına ama dün ve daha yarım saat önce yaşadığım şeyler bunlara karşı şüphe duymama sebep oluyordu. Sadece yatağına almak istediği biri için bu kadar çaba göstermiş olması çok mantıksızdı.

Peşinde, gerçekten sevilmediği sürece aylarca dolanılacak biri değildim. Eğer amacı sex olmuş olsaydı bunu istediği her insanla yapabilirdi. Onu reddecek çok az insan olduğunu kendisininde bildiğine emindim.

Bu davranışlarının sebebinin kesinlikle başka bir şey olduğundan emin olsam da yüzüme karşı büyük bir rahatlıkla söylediklerinin canımı ne kadar yaktığını göz ardı etmeyecektim. Gerçekten de bir daha karşıma çıktığında eski Jimin'i göremeyecekti.

"Oh Jimin! Sen buralara gelir miydin?"

Min Ho hyungun toplantısının bitmesini beklerken oturduğum odasında o kadar derin düşünüyordum ki odaya girdiğini fark etmem bile zaman almıştı.

"Hey sorun ne?"

Yüzümün önünde ellerini salladığında onu fark edebilmiştim. Hızla ayağa kalkıp selamladım.

"Bu dalgınlığın sebebi ne?"

Kendi koltuğuna oturduğunda masasının üzerindeki müsvetteleri düzenliyordu.

"Jungkook."

"Gerçekten artık hiç şaşırmıyorum."

Ellerini çenesinin altına koyduğunda dikkatlice yüzümü incelemeye başlamıştı. Bunu yapmasını sevmiyordum.

"Aldatıldın mı yoksa? Tabii ya öyle değil mi? Ben zaten demiştim Jungkook'un sana bakması bir mucize diye. Çok yakışıklı mı bari?"

Ben buraya dertleşmek, düşündüğüm şeylerin başka biri tarafından tasdiklenmesini istediğim için gelmiştim ama Min Ho hyung tam tersi yönde beni çileden çıkarıyordu.

"Hyung gerçekten şaka kaldıracak durumda değilim."

Sesim her zamankinden daha sessiz ve kalın çıkmıştı. Gergince sandalyesinde kırpınmıştı.

"Ne oldu anlatsana bunun için gelmedin mi buraya?"

Çok da büyük olmayan odasında göz gezdirmeye başladığımda neresinden anlatmaya başlayacağımı bilemiyordum. Gözlerim birçok dosyanın bulunduğu dolabın içindeki fotoğraf çerçevesine takılmıştı.

"Beni delirtmek mi istiyorsun? Sen şaka kaldıramayacak durumdaysan ben de senin ağzından çıkacak bir kelime için bekleyecek durumda değilim."

Min Ho hyungun bağırması ile dikkatim anında ona kaymıştı.

"Biliyorum, b-ben özür dilerim sadece iyi hissetmiyorum bugün."

Az önceki sinirli halini elden bırakmamaya çalışsada yumuşadığını fark etmek zor değildi. Min Ho hyung böyleydi. Dışarıdan çok sert gibi görünüyor olsa da aslında hiç de öyle biri değildi.