Bölüm 31 ❜ ᴛʜᴇ ᴅᴇғᴇᴀᴛ

1.9K 196 28
                                    

Bölüm 31 ' Yenilgi
(Medya: Selena Gomez - Nobody)

Keyifli okumalar dilerim❤︎

#########

Başlayan her yeni gün kendinden öncekinin tekrarından başka bir şey değildi. Güneş ile ay bile her gün yörüngelerini değiştirmeden aynı istikamette doğup batmayı sürdürüyorlardı.

Bizler ise sadece umut ederdik. Bugünümüzün dünümüzden farklı geçmesi için. Bunun için çalışır ve günlerimizi harcardık. Bana soracak olursanız basit bir matematikti. Bugünümüz için birbirinin aynı günlere kendimizi mahkum ediyorduk.

Ve ben de hazırdım geleceğim içinde  hapsolmaya. Eğer yanımda o olacaksa en iyisi için bugünümü feda etmeye. Eğerlerimin sonunda, onun kan içinde değil de yanımda olan bedeni olacaksa bunu yapabilirdim.

Çünkü benim tek geleceğim Jungkook'tu ve onda hapsolup kalma fikri hiç de fena gelmiyordu.

                              ***

"Çok sağ ol Yoongi. Sen olmasan kim bilir neler olurdu," dedi Annem. Ateşimin çıktığını fark etmediği için son iki saattir kendini suçluyordu. Ben uyanmadan önce de bunu yaptığını Yoongi'nin artık sabır dileyen ifadesinden anlayabiliyordum.

"Anne tamam yeter artık. Hiçbir şeyim yok benim," demiştim. Biraz sessizliğe ihtiyacım vardı.

"Ama oğlum sende de hata var. O hale gelip de neden haber vermedin? Yoongi olmasa olacakları düşünemiyorum," dediğinde Yoongi ile aynı anda göz devirmiştik. Çok fazla abartıyordu ve gerçekten içim şişmeye başlamıştı.

"Her neyse ben Jungkook'un yanına gideceğim," dediğimde odadaki herkes çatık kaşları eşliğinde yüzüme bakmışlardı.

"Daha yirmi dakika oldu Jimin. Otur oturduğun yerde," diyen Min Ho hyunga karşı oldukça manidar bakışlar yollamıştım. Durumu bilmiyor gibi konuşması sinirimi bozuyordu.

"Belki uyanmıştır. Gidip kontrol etmek istiyorum," diyerek desenlerinden nefret ettiğim hastane giysisini düzelterek doğruldum. Bir an önce dışarı çıkmak istiyordum.

"Bizi biraz yalnız bırakabilir misiniz?" demişti Min Ho hyung. Sesindeki o hoşlanmadığım tını bazen unutuyor olduğum mesleğini tekrar hatırlatıyordu. Onu seviyor ve saygı duyuyordum her şeyden öte abim gibi görüyordum ama unuttuğum bazı şeyler vardı. Onun bir polis memuru olduğu ya da eğer kanıt bulamazsak Jungkook'un bileğine kelepçe takacak olması gibi şeyler.

Odadaki herkes ağır adımlarla dışarı çıktığında Min Ho hyung yatağımın yanındaki sandalyeye yerleşti. Hissedebiliyordum hoşuma gitmeyecek şeylerden bahsedecekti.

"Sana değer vermediğimden ya da sevgini anlamadığımdan böyle yaptığımı düşünmüyorsun değil mi?" dediğinde ifademi sabit tutmaya çalışıyordum. Bir anlığına öyle düşünmüş olabilirdim ama bunu belli etmek istemedim.

"Hayır," dediğimde gülümsemişti. Zorla gülümsediğini görüyordum çünkü gamzeleri belli olmuştu.

"Jimin bak onu ne kadar sevdiğini biliyorum tamam mı? Ama korkarım ki ondan uzak durman gerekiyor," dedi

"Hyung?" dediğimde sesim olması gerekenden kısık çıkmıştı. Bugün vücudum gözyaşı üretme konusunda oldukça istekliydi.

Ellerini saçlarında gezdirdikten sonra devam etti. Ağzından çıkan tek bir kelimeyi bile duymak istemiyordum.

WHY ' Regret // jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin