WHY ' Regret // jikook

Bölüm 21 ❜ ᴛʜᴇ ʜᴀᴘᴘɪɴᴇss

Bölüm 21 ' Mutluluk
(Ellie Goulding - Love Me Like You Do) 

#########

Bugün uzun zamandır hissetmediğim kadar mutlu hissediyordum. Hayatım resmen eski dinginliğine kavuşmuştu.

Ne Namjoon ile uğraşıyor ne de Min Ho hyungla saatler süren konuşmalar gerçekleştiriyordum.

Yaptığım tek şey okula gidip gelmek ve Jungkook ile vakit geçirmekti. Sanırım bu yüzden mutluydum çünkü neredeyse günümün -uyku ile geçirdiğim kısmı dışında- tamamını onunla geçiriyordum.

"Yardım etmemi ister misin? Boyun yetişmeyecek gibi görünüyor."

Tae'nin sorusu üzerine kızgın bakışlarımı direkt olarak yüzüne çevirmiştim.

Şu hayatta üç şeyden nefret ederdim;

İlki, bana sadece çıkarları için yaklaşan insanlardı.

İkincisi, yeni bir hobi edinmek için heveslendiğimde bunun sadece birkaç dakika sürüyor olmasıydı.

Üçüncüsü ise bir erkeğe kadar oldukça normal olan boyumla benden sadece birkaç santim daha uzun olan insanların dalga geçmesiydi.

"Neden öyle korkutucu bakıyorsun?"

"Bak hyung boyum konusunda tek bir kelime daha duymak istemiyorum."

Sesimin olması gerekenden daha ciddi çıkmış olmasını pek sorun etmemiştim. Gerçekten hassastım bu konuda.

"O haklı Taehyung. Şahsi olarak Jimin'in boyundan oldukça memnunum, anlarsın ya."

Elimde sallanan yılbaşı ağaçlarına takılan renkli toplardan biri ile arkama döndüğümde, Jungkook kapıya yaslanmış bizi izliyordu.

Oraya ne zaman geldiği veya ne zamandır orada olduğu konusunda hiçbir fikrim yoktu.

"Tabii öpüştüğünüz zaman güzel bir görüntü oluşuyor olmalı."

Elimdeki topu Tae'ye fırlattığımda sağ dirseğinin biraz üzerine isabet ettirmiştim.

Acıyla kolunu ovarken bir taraftan da gülüyordu, üstelik Jungkook'ta ona eşik ediyordu.

Ben burada utançtan Tae'ye fırlattığım top ile aynı rengi alırken onlar gülüyordu.

"Komik olduğunuzu mu sanıyorsunuz acaba?"

"Komik olduğu için gülmüyoruz. Hayal ettiğim zam-"

"HAYAL ETMESENE NASIL ÖPÜŞTÜĞÜMÜZÜ!"

Kendimden beklemediğim ani çıkışım karşısında gülen yüzler yerini şaşkın iki aptalın ifadesine bırakmıştı.

Hızla arkamı dönüp ağacın üzerine yeni bir top yerleştirmeye çalışırken içimden kendime küfretmeyi de ihmal etmiyordum.

"Tamam etmeyeceğim yani en azından deneyeceğim," dediğinde bile sesindeki kıkırdayan tınıyı duyabiliyordum.

Tae, Jungkook ile ilişkim olduğunu bilen tek kişiydi. Bu yüzden onun yanında Jungkook ile yanyana olmak beni rahatsız etmiyordu.

Sadece arada biraz çizgiyi kaçırıyordu. O zamanlarda da tepkimi benden büyük olmuş olmasına rağmen gizlemiyordum.

Elimdeki mavi topu ağacın üzerine oturtmaya çalışırken gerçekten zorlanıyordum. Oysa ki iki santim daha uzun olmuş olsam her şey daha kolay olabilirdi.

Oflayıp bir taraftanda 'Bak işte asamadın.' tepkisini görmemek için büyük bir çaba harcıyordum. Ben her zaman bir yol bulurdum.

"Yardım ettiğimi düşünme sadece o şeyi asmaya çalışırken çok seksi gözüktüğün için ben asacağım."