Bölüm 18 ❜ ᴛʜᴇ ᴄᴏɴᴄᴇʀɴ

1.9K 188 41
                                    

Bölüm 18 ' Endişe
(Medya: Lauv - Sad Forever)

#########

Sabah gözlerimi açtığımda karşımdaki beyaz tavan üzerinde dün gece yaşadıklarım canlanmaya başlamıştı.

Derin bir nefes alarak yan tarafımdan telefonuma uzandım. Sadece birkaç saat uyuyabilmiştim. Bildirim panelinde dördü Tae'ye geri kalanı Jungkook'a ait on dört cevapsız çağrı vardı. Bir adette mesaj.

Jungkook;
Aramalarımı açmayacaksın sanırım. Mesaj atmaktan başka yolum kalmadı. Dün gece olanlar için
en azından seni öptüğüm için özür dilerim. Kendimi tutmalıydım ama böyle bir tepki vereceğini bilemezdim. Lütfen beni reddetmenin asıl sebebini söyle. Fazla mı çirkinim?

Son cümlesi ile birden gülmeye başlamıştım. Aptal olduğunu biliyordum ama bu kadarını tahmin edemezdim. Eğer her şey yolunda olmuş olsa, sadece aynı okulda okuyan iki öğrenci olmuş olsaydık ona, "Üzgünüm seni hakedecek kadar yakışıklı değilim," derdim. Her şey yolunda olmuş olsaydı...

                             ***

Okula geldiğimde bugün hiç de kolay bir gün geçirmeyeceğimi düşünüyordum.

Arabamı park edip girişe doğru ilerlediğimde birden karşıma Yoongi çıkmıştı. Kurtarıcım. Tüm gün onu yanımdan ayırmamalıydım.

"Bugün gidiyoruz öyle değil mi?"

"Nereye gidiyor muyuz?"

"Unutmuş olamazsın. Tae'nin partisine."

Lanet olsun unutmuştum. Oraya gitmem imkansızdı. Gidemezdim.

"H-hyung ben gelmesem?"

"Hayır geliyorsun. İtiraz yok."

Dün gece olanlardan haberi olmadığı için beyefendi bana çok güzel emir veriyordu.

"Jungkook'ta gelecek mi?"

"Tabii ki gelecek. Tae'nin en yakın arkadaşlarından biri."

Işınlanmanın henüz icat edilememesi gerçekten benim gibi boku yiyenler için büyük kayıptı.

"Peki. Geleceğim."

Yoongi beni sınıfıma bırakıp yanımdan ayrıldığında ben hâlâ partide nasıl davranmam gerektiğini düşünüyordum. Bir anda Jungkook ile konuşmamamı elbette ki herkes fark edecekti. Bu da beraberinde türlü türlü teorilerin birkaç hafta beni rahat bırakmayacağını gösteriyordu.

"Bu kadar ciddi ve kendinden geçmiş olmana bakacak olursam umarım şu an beni düşünüyorsundur."

Sağ tarafımdan gelen dün beni öpmüş olan dudakların arasından çıkan ses ile ağzımdaki kalemi hızla sıraya bıraktım.

"H-hiç de bile."

"Kötü bir yalancısın. Beni düşünüyordun işte."

Başımı sinirle ona çevirmiştim.

"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"

WHY ' Regret // jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin