Bölüm 33 ❜ ᴅᴇsᴘɪᴛᴇ ᴇᴠᴇʀʏᴛʜɪɴɢ

1.8K 186 36
                                    

Bölüm 33 ' Her Şeye Rağmen
(Medya: BTS - Spring Day)

#########

Çabalamak, genel olarak her insanın  gerçekleştirdiği ve görmezden gelinemeyecek kadar doğal bir dışavurumdur.

İlk çabalama anne rahminde başlar. Hayatta kalmak uğrunadır her şey. Rahimden çıktıktan sonra da devam eder. Yaşamını güvence altına alan insanoğlu artık diğer tüm şeyler için çabalamaya başlar.

Sahip oldukları için, sahip olmak istedikleri için; korumak için, korunmak için.

Bu çaba beraberinde kendisi ile ortak amaçlar gözeten özveri yani fedakarlık ile çıkagelir.

İnsan, uğruna çabaladıkları için yeri geldiğinde fedakarlık da göstermeli ve kaybetmeyi göze almalıdır. Ancak bu şekilde elde ettikleri uğruna harcadığı çaba, anlam kazanabilir.

Bu durumda hayatımız, sürekli sahip olma eylemi içerisinde bulunmak ve sahip olduklarımızı yine sahip olmak istediklerimiz için harcamak değil midir?

                               ***

Gözüm, yatağımın karşısında yer alan duvar saatinde takılı kaldığında üç saat geçmiş olduğunu fark ettim. Tam üç saat önce çabaladığım tüm şeylerin avuçlarım içerisinde tutamadığım toz parçalarına dönüşmüşmesine şahitlik etmiştim.

Aylardır emek verdiğim her şey sanki hiç var olmamışlar gibi ortadan kaybolmuş ve beni ortasında kalmaktan çok korktuğum bir zihin karmaşasının içinde bırakmışlardı.

Bu kesinlikle daha önce deneyimlemediğim bir iç sorgulamaydı. Bir tarafım vardı; Her zaman bana öncülük etmesinden hoşnutluk duyduğum. En zor anlarımda adeta zihnimi aydınlatan bir ışık kaynağı gibiydi. Yine onun aydınlattığı yolu izlemeyi ve tüm bu karmaşanın içinden kaçmayı arzuluyordum. Ama bu sefer bir farklılık vardı. Benim de ilk kez tanıklık ettiğim.

Yolun sonunu görebiliyordum. Hatta ilerlemeye bile başlıyordum ama.. ama ne yazık ki kendisine her zaman güvenmiş olduğum ışığım birden ortadan kayboluyor ve beni derin bir karanlığın içinde mahsur bırakıyordu.

Kaçamıyordum. Bazen tekrar görünür gibi oluyor ama karanlığın korkutucu egemenliği tekrar ortaya çıkıyordu.

Tüm kalbimle istiyordum aydınlığın yolumu aydınlatmasını. Sevdiğim adamın suçsuz olduğuna dair olan inancımı geri kazandırabilmesini. Ama mümkün değildi. Aydınlık bana veda etmişti.

Artık zihnim içinde konuşulanlar yerini nefret söylemleri ve sonu gelmeyen hakaretlere bırakmıştı.

Jeon Jung Kook benim ışığımı söndürmüştü.

                               ***

"Haydi ama yapma böyle. Senin için yaptım. İçer misin lütfen?" Jin hyung elindeki kaşığı ağzıma doğrulttuğunda son on dakikadır yaptığım gibi reddettim. İstemediğimden inat ediyorum zannediyordu ama zavallı midem tek bir lokmayı dahi misafir etmemek için savaş açmaya hazırdı.

"Tanrı aşkına Jin benim bile içim daraldı. Eli ayağı tutuyor. İstediği zaman yer. Rahat bırak bira," dedi Yoongi. Son iki gündür kendimi odama hapsettiğim için evimde nöbet tutmaya başlamışlardı. Haberim yok sanıyorlardı ama konuşurlarken duymuştum. Kendime zarar vermemden korkuyorlardı.

"Bana öyle seslenme demedim mi ben sana?" Jin hyung elindeki kaşığı tekrar rengini başından beri sevmediğim çorba kasesinin içerisine bırakmıştı. Kendinden küçüklerin ona adı ile hitap etmesinden hiç hoşlanmazdı.

WHY ' Regret // jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin