37

10.2K 572 34
                                    

Aynı Günün Devamı

15.16

Soğuktan donmuş halde hızla eve girip montumu portmantoya fırlatırcasına atıp kalorifere yapıştım

"Levent?!"

Babamın sesiydi, mutfaktan

"Benim!"

Biraz sonra elinde tabakla salona girmişti, o an nefis kokular burnuma dolmuş ve karnım guruldamıştı. Tamam şimdi iştahım yerine gelmişti işte, tüm gün bir şey yememiştim gerçekten.

"N'aptın baba ya efsane kokuyor."

"Senin sevdiğinden." Dedi sırıtırken, tabağını masada biranın yanına koyup maç kanallarını dolaşmaya başladı.

Yine maç.

Bir dakika!

Lazanya mıydı lan o?

"Lazanya deme sakın!"

Kafasını çevirip bana gülerken ben hızla mutfağa koşmuştum, gerçekten lazanyaydı. İlginç bir gerçektir ki babam annemden güzel yemek yapardı ayrıca annemden çok severdi yemek yapmasını. Eh benim de canıma minnetti. Hızla tabağıma koca bir lazanya koyup babamın çaprazındaki koltuğa kuruldum.

"Saçların iyi olmuş, artık uzatma."

Ağzıma lazanya tıkmadan hemen önce onu onaylayan birkaç kelime çıkardım ağzımdan, gerçekten açtım bu yüzden kimseyle tartışacak halim yoktu.

"N'aptınız bu saate kadar? Sadece kahvaltı dememiş miydin?"
  
Babam benim kadar aç görünmüyordu, yavaş yavaş birasını yudumlayıp maçını izlerken daha lazanyasına dokunmamıştı bile.

"Kahvaltı erken bitti ben başka bir arkadaşımla sinemadaydım sonra öyle takıldık falan."

"Kız arkadaş mı?"

"Evet."

Genişçe sırıttı "Partideki kız mı?"

Boğazımdan geçen lazanya birden öksürmeme sebep oldu, boğazım acırken tabağı masaya bırakıp daha güçlü öksürdüm. Babam birayı elime tutuşturduğunda bir yudum alıp geri uzattım,

"Oğlum yavaş yesene yemeğini, gören günlerdir aç bırakıyoruz sanacak!"

"Tamam iyiyim." Birkaç güçsüz öksürükten sonra ağzımdaki biranın tadıyla midemin bulandığını hissettim, aç karnına içmeyi sevmezdim.

"Sınıfımdan arkadaşım, sadece arkadaşım."

"İyi bakalım."

Sırıtıp birasını yudumlarken sadece arkadaş olarak görmediğine yüzde yüz emindim ama konuşmayı uzatmaya niyetim yoktu. Bittiğine çok sevinmiştim, sonra tabağıma geri döndüm, doğru düzgün yiyememiştim bile. Tam bir çatal daha alacakken telefonum çalmaya başladı, sıkıntıyla tabağı tekrar masaya bıraktım, Bora'ydı.

Ayağa kalkıp mutfağa geçtim "Alo?"

"Levent? Müsait misin? Nerdesin?"

"Evdeyim n'oldu? İyi misin?" Bütün soruları böyle sıralayınca ister istemez endişelenmiştim, sinirim de fark ettirmeden uçmuştu.

"İyiyim, bir şey yok. Geliyorum."

"Nereye?"

"Oraya Levent. Hadi görüşürüz."

Hemen ardından telefonu kapatmıştı. İstemsizce heyecanlanırken aynı zamanda kafa karışıklığıyla kalakaldım. Tek yaptığım salak gibi telefona bakmaya devam etmek oldu ta ki zil çalana dek.

**

Yılbaşı bölümü bomba gibi olacak, çünkü yılbaşını severim!🌟🎄

[ I. Kitap ] Yarına Kadar (bxb) • [Tamamlandı]  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin