72

6.7K 381 44
                                    

Çarşamba 14.32

Levent

"Levent." Kulağımı dibinden gelen yumuşak ninni gibi geliyordu, gözlerimi hiç açmak istemiyordum.

"Levent." Omzuma birinin dokunduğunu hissetmiştim ama varla yok arasındaydı.
Birden sertçe itildiğimde öfkeyle kafamı kaldırdım

"Levo!"

"Ne var amına koyayım ne var!"

Sınıfın ortasında Çetin'e kükrememe rağmen yarım ağız sırıtıyordu, göz ucuyla sınıfa baktığımda zaten bir iki kişi olduğunu görmüştüm.

"Tüm gün uyumayı mı düşünüyorsun kanka? Okul bitecek."

"Rahat bırakırsanız evet! Bora sabaha kadar bırakmadı anam ağladı."

Çetin'in gözlerinin içinin parladığını gördüğümde başta anlam verememiştim sonra sırıtarak karşımdaki masaya geçip iki elini de yanağına koyduğunda olayın nereye kaydığını anlamıştım

Fesat piç!

Gerçi normal günler için haklıydı farkında bile olmadan ama dün gerçekten soru çözmekten anam ağlamıştı. Gözümün önünde x'ler y'ler birbirini kovalıyordu!

"Soru çözdük lan bakma öyle! Çok korkutucusun!"
Sırıtışı kahkahaya dönerken oturduğu yerde yayılmıştı.

"Tamam tamam. Son iki ders boşmuş maç yapacağız ondan geldim."
Bir an içimdeki futbol aşığı uykuya dair ne varsa siktir edip bahçeye koşmak istedi ama 3 saniye içinde bu isteğim sönmüştü

"Ben uyuyacağım kardeşim rahat bırakın beni."

"Hadi oğlum yaa."

"Ya Çetin siktir git- dur bir dakika." Yüzüme anlam vermeye çalışır gibi boş boş bakarken etrafa bakındım, Bora yoktu lan o niye gelmemişti?

"Bora nerede?"

Sorumla tekrar sırıtmaya başladı "Seni uyandırmaya çalıştı ama şimdi olmaz akşam dedin çocuğa amına koyayım!" o kahkaha atarken ben dumura uğramıştım, cidden söylemiş miydim lan

"Soru... sorudan bahsediyorumdur."

"O da öyle dedi de utandı herhalde kantine geçti ben de oradaydım sonra maçı duyunca yanına uçtum Bora kardeşim de bana tost alıyor."

"Lan daha 2 saat önce yemedik mi?"

"Evet, 2 saat oldu işte. Ara öğün."

Sinirim bozularak Çetin'e güldüm "Oğlum sen mevzuyu çok yanlış anlamışsın ama neyse yiyeceklerden oluşan toz pembe hayatını bozmak istemiyorum."

"Aynen evdeki küçük şeytanla çok toz pembe hayatım var, ne zaman yemek yemeyi kesecek bu şeytan? Aileler yemek yesin çocuklarının peşinden koşmaz mı bense yemeğimi yemesin diye bu şeytandan yemek kaçırıyorum!"

Çetin'in sıkıntılı yüzüne gülmemek için kendimi tutmadım bile "Oğlum şu kıza küçük şeytan demeyi ne zaman bırakacaksın? 4 yaşındaki bir kızdan bahsediyoruz burada."

"O evde bir gece geçirmeyen halimden anlamaz. Bir ben bilirim bir de Allah. Bak yemek dedik aklıma geldi, çok açım ulan. Seni ikna edeceğim diye midemi yalnız bıraktım kalk hadi kantine! Sonra maça!"

Oflayarak yerimden kalktım, bana uyku haramdı.
"Sen git kantine ben tuvalete gidip geliyorum."

Yüzüme soğuk su çarpmadan kendime gelemeyeceğimi biliyordum. Bora sağ olsun sarhoş gibiydim. Bu çocuğun hiç acıması yoktu yemin ederim, sabaha kadar bitecek dedi ve bitti.
Gerçi artık lanet projeden kurtulmuştum buna aşırı seviniyordum sadece çok uykum vardı hiçbir duygu kırıntısı gösterebilecek durumda değildim amına koyayım ya.

Tuvalete girdiğimde kimsenin olmadığı fark etmiştim, o zaman biz ders saatinde olmalıydık. Farkında bile değilim şerefsizim.

Yüzüme soğuk suyu çarptığımda tüm vücudumun diken diken olduğunu hissettim, siktiğimin okulunun suyunun ayarı bile yoktu!
Suyu kapatıp bir süre aynada kendime baktım, eh, sabahki zombi halimden daha iyi olduğum kesindi.

Kalan ıslaklıkları koluma silerken kapıdan içeri Bora girmişti, yüzümdeki kolum donup kalırken ne diye çekindiğimi sorguluyordum, biz çocukluk arkadaşıydık birbirimizin her bokunu görmüştük ulan.

Kapıyı kapatıp sırıtarak bana yaklaştı "Ne o donup kaldın? Beklemiyor muydun?"

Kolumu yüzümden çekip alnıma yapışmış birkaç tel saçı düzelttim çabucak "Bilmem bir fikrim yok." Bora tek kaşını kaldırıp beni süzdü, eğleniyor görünüyordu

"Sen hala ayılamadın galiba."

Ciddi ciddi hayatımda ilk defa bu kadar matematik sorusunu bir anda çözdüğüm aklıma gelince yine dellendiğimi hissettim "İyi hatırlattın! Acaba neden?!"

Gülümsemesi genişlerken bana daha da yaklaşmış eliyle saçımı dağıtmıştı

"Sinirin hala mı geçmedi ya?"

Kolunu hafifçe ittirdim sinirimi atmam lazımdı önce

"Geçmedi lan tabii."

"Bence bu kadarı yeter sabahtan beri atarlı giderlisin, gel biraz özlem gidereyim."

Söyledikleriyle öfkemin azaldığını hissetmiştim, ne kadar uğraşsam nafileydi zaten. Bir bakışıyla kalbim hızlanabiliyordu.
Ama yine de bana yaklaşırken sinirli görünmek için çabalıyordum, boşa bir çabaydı...

Uzanıp beni kollarının arasına çektiğinde istemsizce hemen gözlerimi kapatmıştım, kalbinin üstündeydim. Kollarıyla beni sarmalarken pes edip ben de sarılışına karşılık verdim, kafamı göğsünden çekip boynuna gömdüm.

Yine çok güzel kokuyordu, sanki uzun zamandır hasret kalmışım gibi özlemiştim. İçim kıpır kıpırdı, bana kendimi çok güzel hissettiriyordu. Bu duyguyu kaybetmek istemiyordum, kaybetmek istememekse daha çok korkmama sebep oluyordu.

"Bugün rahat bırakıyorum seni, eve gidince rahat rahat uyu nasıl olsa antrenmanın da yok. İyice dinlen."

Sesindeki anlayışlı ton içimin erimesine ve kalbimin daha hızlı atmasına sebep oluyordu.

"Beni rahat bırakmanı isteyen kim? Uykusuz olduğumda asabi oluyorum biliyorsun takılma bana."

Bora'nın böyle uykusuz olunca asabi olmak gibi bir derdi yoktu tabi, uyanınca uyuyamamasından dolayı alışmıştı artık.

Gülümsediğini duydum, "Takılmıyorum zaten senin için demiştim, rahat rahat takılırsın. Nasıl olsa her gün beraberiz."

Kafam boynuna gömülü olduğundan boğuk çıktığı için ellerimi gevşetmeden kafamı biraz çekip Bora'ya baktım, neredeyse burunlarımız birbirine değecekti.

İstemsizce kaşlarımı çatmıştım, onsuz daha rahat olacağım gibi saçma bir düşünceye nasıl varabilmişti ki?

"Saçma sapan konuşup durmasana, yok öyle bir şey."

Sırıtıp hızlıca dudağıma yapışıp geri çekilmişti, nefesim kesilmişti

"Tamam canııım, beni bu kadar istiyorsan dibinden ayrılmam."

Sinirli kalmaya çalışsam da kendimi tutamayıp gülerken buldum kendimi, sonra tekrar boynuna gömdüm kafamı. Burası uyku kadar huzurluydu sanırım.

"Şüphen mi vardı?"

Dudakları kısa bir süreliğine boynuma değip geri çekilirken cevap verdi "Asla."

**

Merhaba canlarımm, bayramınız kutlu olsun! Normal bir bayram olmasa da her şeyin gittikçe daha güzel olmaya başlayacağına dair umudumuzu yitirmeyelim, sizi çok seviyorum❤️🍭

[ I. Kitap ] Yarına Kadar (bxb) • [Tamamlandı]  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin