32

11.7K 600 169
                                    


Pazartesi 11.55

Levent

"Of beynimi siktiler yemin ederim, kim ezberleyecek bu kadar formülü?"

Somurtarak defterleri sıranın altına tıkıştıran Çetin'in ardından Bora'da aynı homurtuyla karşılık vermişti, bense kollarımı önümde bağlamış sırıtarak onları dinliyordum çünkü o ikisi Kimya'dan zerre anlamazken benim en sevdiğim dersler arasındaydı.

"Ben de bir bok anlamadım, Kimya dersinin bu kadar zor olması normal mi?"

"Matematikteki o kadar formülü nasıl ezberliyorsan bunları da ezberlersin ne olacak?"

Bora'ysa göz devirdi bana "Ben onları ezberlemiyorum ki hepsi mantık işi, aslında neredeyse hepsi."

"Kanka artık Kimya'da kopya verirsin, ha?"

Öğle arası için sınıftan herkesin uçması sayesinde rahatça el hareketi yaptım Çetin'e

"Nah alırsın kopya, otur çalış köpek."

"Ama kanka yani sen de gösterip elletmiyorsun, o kadar bilgiyi tek başına ne yapacaksın?"

"Çalıştırabilirim Çetinciğim."

Çetin tiksintiyle yüzünü buruşturdu "Ben almayayım."

Bora Çetin'e gülüp kafasını iki yana salladı, çok tatlıydı şerefsiz.

Tatlı kelimesine takılsam da artık koyvermiştim. 

"Hadi ya gidelim karnım acıktı benim, tost falan bir şeyler alalım."

Çetin'in direktifiyle onlar ayaklanırken ben de düşüncelerden sıyrılıp aralarına katıldım, o ara kapıdan içeri giren Suna'yla duraksadım, gülümseyip bana doğru geldi

"N'aber? Annen nasıl daha iyi oldu mu?"

Suna'nın da bu kadar annemin üstüne düşüyor olması canımı sıkmaya başlamıştı, sanki ameliyata girmişti. Yine de gülümseyip Bora'ya baktım, Suna'ya gıcık olduğunu fark ettiğimden beri ekstra haz alıyordum.

"Evet evet toparladı sağ ol."

"Kanka ben çok açım! Biz kantine geçiyoruz oraya gelirsin, görüşürüz yeng— AH!"

Çetin embesili az daha Suna'ya yenge diyecekken Bora'nın kolunu geçirmesiyle lafını yutmuştu, ne yalan söyleyeyim çok hoşuma gitmişti, kıskanıyor gibi davranıyordu.

Çetin küfürler mırıldanırken Bora'da ters ters bize bir bakış atıp gitmişti.

Sanırım tahmin ettiğimden de fazla sevmiyordu Suna'yı, ama neden?

Bu arada Suna'nın da yanakları kızarmıştı, demek ki Bora vaktinde geçirememişti kolunu.

"Kusura bakma ya," dedim utançla ensemi kaşırken, Çetin salağı hep ağzından kaçırıyordu

"Takılmadım ben sorun değil, bu arada Cumartesi kahvaltıya gidiyormuşuz galiba."

"Kahvaltı?"

"Dilara söylemişti ya."

Tabi ki o söyledi,  o yılan bir şeye de karışmasa  olmaz zaten.

"Tamam tamam hatırladım, aynen. Pek ilgilenemedim o konuyla."

"Ben de pek gitme taraftarı değildim ama Dilara'yla Alara çok ısrar ettiler."

"Evet, çok heveslendiler."

"Onlar her şeye böyleler ama merak etme zararsızlar."

Birden kendimi Suna'yla gülerken buldum, birlikte Dilara'yı gömebileceğim birileri olması çok güzel bir duyguydu.

[ I. Kitap ] Yarına Kadar (bxb) • [Tamamlandı]  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin