Aynı Gecenin Devamı
04.50
Levent
İçinde bulunduğum karmaşanın beni ne derecede etkilediğini anlatmak istesem sadece şunu söylerdim, Bora'nın yanından ayrıldıktan sonra eve gelmiş, televizyonun karşısına oturmuş yaklaşık 2 saattir boş boş kapalı televizyonu izliyordum.
Aslında tek yaptığım düşünmekti.
Salı günü Türkçe sınavım vardı, benim oturup adam akıllı çalışmam gerekiyordu ama olmuyordu işte.
Zaten bu hayatta ne olması gerektiği gibiydi ki?
Birden etrafın aydınlanmasıyla geçici körlük yaşamıştım, gözlerimi aralayamadan babamın sesini duydum
"Oğlum manyak mısın sen? Bu saatte n'apıyorsun karanlıkta oturarak?!"
Gözlerimi araladığımda babamın yine takım elbiselerini giymiş olduğunu gördüm, bu birazdan işe gideceği anlamına geliyordu. Babamın işi böyleydi, çok zamansızdı. Bir spor şirketinde arabulucu gibi bir görevde çalışıyordu Genelde sporcularla ve onların ıvır zıvırlarıyla alakalı oluyordu. Sürekli yurtdışına çıkardı bu yüzden.
"Uyku tutmadı da..."
"Şimdiki çocukları anlayamıyorum, hepiniz garipsiniz."
Babam mutfağa girerken ben de kendi kendime mırıldandım "Ben de anlayamıyorum zaten."
Mutfaktan çıktığında elinde kahve vardı, kokusu tüm salonu sarmıştı. Babam yanımdaki koltuğa kurulurken telefonunu kontrol etti sonra bana döndü
"Ee nasıldı parti?"
"Beklediğimden iyiydi."
Kahvesinden içerken sırıttı "Şu geçen günkü kız arkadaşını mı götürdün, hani sinemaya gittiğin?"
Partiye kiminle gittiğimden çok gecenin sonunda kiminle dudak dudağa olduğum meseleydi. Bora'yla olanlar aklıma geldiği gibi kafamı iki yana salladım, sanki bu uzaklaşmasına yetecekmiş gibi.
"O da vardı ama karışık grup gittik yani öyle bir şey değildi."
"Neyse, bu ara çok sık çıkmaya başladın bir şey demiyorum kız arkadaşın var diye ama biraz azalt artık. Daha yararlı şeylerle uğraşman lazım. Yarın bir gün üniversiteye gittiğinde kaç partiye katıldığın, ne kadar gezdiğin bir halta yaramayacak."
Babamın öğütleri normalde de can sıkıcıyken bir de saat gecenin körü olunca uykusuz halde hiç çekilmiyordu bu nedenle sadece kafamı salladım.
Bu aralar bu ortamların meraklısı değildim ben de zaten, Dilara'lar sağ olsun.
"Aslında uzun zamandır düşünüyorum da... Futbola ne dersin? Bizim şirketin genç sporcular için sağladığı bir sürü avantaj var, bursa benziyor. Geleceğin için çok iyi olabilir."
"Ciddi misin? Gerçekten alırlar mı beni oraya?"
Futbolu seviyordum, oynamasını daha çok seviyordum! Ayrıca babam bir sürü ünlü sporcuyu tanıyordu, bu işin neredeyse merkezinde gibiydi.
"Seni oraya direk aldıracak değilim, çalışman lazım. Hem de çok."
Ve tabi ki en önemli ayrıntı o cennetimsi yere girmek için belli bir derecede başarılı olmak gerekiyordu. Yazın ortasındaydı sınavlar. Neyse ki vaktim vardı.
"Tamam, çalışırım. Çalışacağım. Görürsün kesin alacaklar beni."
Büyük mutlulukla verdiğim sözü tutacağıma neredeyse emindim, hayatımı değiştirme şansımı en iyi şekilde değerlendirmek için altı ayım vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[ I. Kitap ] Yarına Kadar (bxb) • [Tamamlandı]
Historia Corta"Sadece yarına kadar olur mu? Sonra her şeyi unutalım." "Her şeyi mi?" •Serinin ilk kitabı, devamı Bir Gün adlı hikayedir.•