81

5.7K 340 107
                                    

Ertesi Gün, 16.02

Bora

Ovuşturduğum kollarımı çözüp uyuşan bacaklarımla Leventlerin evinin önüne oturdum, kafamı dizime gömdüm
Boşlukta hissediyordum, Levent'in dünyası başına yıkılmışken ben hiçbir şey yapamıyorum. Elimden gelen tek şey yanında olmaktı ama buna da Levent izin vermiyordu. Niye izin vermiyordu ki bana?

Bana söylediği şeyler, benden uzak duruşu, tüm o hareketleri canımı yaksa da hala kapısının önünde onu beklemeye devam edecektim. Çünkü biliyordum canı yandığı için etrafa saldırıyordu
Teyzesi Yeliz ablanın yanında kalmıştı, bu da Levent'in tüm gün tek kalacağı anlamına geliyordu. Özellikle Yeliz ablanın yaptıklarından sonra onu tek başına bırakamazdım, aklımı kaçırırdım. Sonuç olarak yanına yaklaşmamı istemiyor olabilirdi ama onun için endişelenmemi engelleyemezdi.

Bu yüzden teyzesiyle sürekli irtibat halindeydim, Levent'in iyi olduğunu ondan öğreniyordum resmen. Neyse ki teyzesi genç ve kafa dengiydi, bu tarz şeyleri kafaya takmadan sorgusuz sualsiz yapıyordu.

En son konuştuğumuza göre Levent uyumuştu ama sabahın köründen beri kapısındaydım yine de. Eve gitsem ne olacaktı ki? Bu halde, onu bu kadar merak ederken nasıl uyuyabilirdim?

Kafamı gömdüğüm dizimden kaldırıp arkamdaki duvara yaslandım, bütün vücudum ağrıyordu. Bitkin gözlerle etrafı inceledim, mahalle garip bir şekilde sessizdi bugün, bu saate kadar birkaç kişi görmüştüm sadece. Bu benim işime gelirdi, gelen ambulansı ve olanları muhtemelen tüm mahalle biliyordu ve hiç soru kaldıracak ve yüz görecek kafada değildim.

Aslında bana sadece bir yüz yeterdi ama onu da ben göremiyordum.

Evlerin ve ağaçların arkasına saklanan güneşi istemsizce izlemeye takılı kalmışken, beni içimdeki karmaşadan kurtaran çok basit bir sesti.

Kapının açılma sesi.

Sesle eş zamanla ayağa kalkıp karşımdaki uykulu ve yorgun bedene baktım, çatık kaşlarla beni izliyordu.

"Ne zamandır buradasın?"

Yeni yeni farkına varıyormuş gibiydi, çatık kaşları onaylamayan bakışlara döndüğünde bir iki adımda az önce oturduğum merdiven basamağına oturdu, onu tekrarlayıp ben de otururken buldum kendimi.
Sonunda biraz daha normal olduğunu görmek iyi hissettirmişti.

"Sana eve git demiştim, sen de yorulmuştun."

"Aklım sende kalırdı."

İtinayla bana bakmamaya devam ediyordu, aramızda garip bir duygunun varlığını hissediyordum, bir şeyler tersti ama anlam veremiyordum.

"Eğer endişen annemin yaptığı gibi bir şey yapacağımsa, merak etme hiçbir zaman o kadar zayıf olmayı düşünmüyorum."

Ağzından çıkanların beni rahatlatması gerekirdi ama aksine nedense daha da huzursuz hissettirmişti.
Bunun üzerine bir şey söylemek istemedim

"Çetin'de çok merak etti, o da gelir bir iki saate."

Karşılık olaraksa sadece bir kafa sallamaydı. İçimi huzursuz eden şeyler vardı ciddi anlamda.

"Birazdan burada olurlar, çıkmışlar hastaneden. Cansu abla da yanındaymış."

Kafamı salladım "Biliyorum, tüm gece o da uyanıktı, endişeliydi. Sabah gitti hastaneye."

"Senin için de endişelenmiştir, artık evine git. Teyzenler de vardı zaten."

Zorla nefes aldım, "Senin yanında olmak istiyorum Levent."

[ I. Kitap ] Yarına Kadar (bxb) • [Tamamlandı]  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin