74

6.5K 327 92
                                    

Cumartesi 17.32

Levent

Nefes nefese, kalbim her an duracakmış gibi hızla atarken yalpalayan ayaklarımla yetkili hocaların olduğu alana doğru ilerlemeye başladım. Düşmeden ilerleyebilmek için kendime sürekli nasıl yürüneceğini hatırlatmak zorunda kalıyordum.

Önce bir adım ileri sonra diğer adım sonra diğer adım...
Çok heyecanlıydım ulan!

Bu federasyona katılmak kolay değildi ve benim hedefim o federasyona katılabilmekti, gerçekten iyi oyuncuları alıyorlardı ve girişi gerçekten kolay değildi.

Ama ben çocukluğumdan beri bununla ilgileniyordum, babamın evde tam gün olduğu günler büyük parka gidip oynardık. O zamanlar benim için en güzel günler o günlerdi, sırf bunun için bile okula gitmemek için tuttururdum.

Tek istediğim babamla maç oynamaktı ya da belki de tek istediğim babamla ortak bir şeyler paylaşmaktı.

"Hey, duyuyor musun?"

Omzuma değen elle irkilip kafamı çevirdim, sadece Yunus'tu.

"Korkutmak istememiştim iki kere falan seslendim." Bana sırıtıp kolona yaslanmıştı, birazdan o da girecekti. Saatimizi bekliyorduk.

Aslında işler çok farklı ilerliyordu, normalde gelirsin en iyilerle antrenmana girersin ve burada olup olmayacağına bakarlardı fakat ben ve yunus aylardır antrenman yapıyorduk. Yunus'ta buraya birisinin aracılığıyla gelmişti sanırım.

"Çok heyecanlıyım lan, elim ayağım titriyor. Topa isabet ettiremeyeceğim diye korkuyorum."

kahkahası koridoru doldururken konuştu "Rahatlaa, kaç aydır çalışıyorsun ve iyisinde bu işte. Halledersin."

Göz ucuyla Yunus'a baktım, onun heyecanlı bir tarafı yoktu, ilginç.

"Sen nasıl bu kadar rahatsın?"

Umursamazca omuz silkti "Kendime güveniyorum."

Ona gözlerimi devirip başka yöne bakmaya başladım, o yön kalbimin yeniden hızlanmasına sebep olmuştu.
Boraydı.

Yanıma yaklaştıkça Yunus'a da kötü bakışlar atmayı ihmal etmiyordu, ondan pek hoşlanmıyordu.
Nedenini bilmiyordum, onun da bildiğini sanmıyorum. Bence sadece kıskanıyordu, ki bana hava hoştu.

"Selam." Saniyelik bana bakıp gülümsedikten sonra çatık kaşlarla tekrar Yunus'a dönmüştü. Yunus Bora'nın ezici bakışlarına karşılık gözlerini devirip yaslandığı kolondan ayrıldı

"Ben biraz yürüyeyim en iyisi nasıl olsa daha vakit var. Isırılmak istemiyorum."

Attığı lafa karşılık Bora gülümsemişti, ama tahmin edersiniz ki baya ürkütücü bir gülümsemeydi bu "N'olur kal."

Yunus tekrar gözlerini devirirken yanımızdan uzaklaşmıştı, o gittikten sonra Bora'da derin bir nefes aldı "Hiç sevmiyorum bu çocuğu."

"Kıskanç hallerin ayrı bir tatlı oluyor doğrusu."

Gülümserken bir iki adım bana yaklaştı, ama etrafta insanlar dolandığından yine de temkinli davranıyordu.

"O başka mevzu, ben bu çocuğu gerçekten sevmiyorum. Bi terslik var."

Biraz düşündüm, çok konuşmazdı kendi hakkında ama aklıma da bir şey gelmiyordu.

"Boşver onu, tribünde bekleyeceğini sanıyordum."

Gözlerinin içi parlamıştı "Şans dilemeye ve heyecanını azaltmaya geldim. Çok stres yapıyorsun."

Beni çok iyi tanıyordu.

[ I. Kitap ] Yarına Kadar (bxb) • [Tamamlandı]  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin