45

10.9K 576 52
                                    



Pazartesi 17.12

Levent

"Aslında baya kolaymış ya."

Oturduğum sandalyede gerinip Suna'ya gülümsedim, saatlerdir ders çalışıyorduk iyice beynim sulanmıştı.

"Öyle gerçekten, bence en kolay ders Kimya."

Gözlerini belerterek gamzesi çıkana kadar gülümsedi "Abartmayalım istersen, o kadar değil."

Onun kahkahasına katılırken çalan telefonuyla muhabbetimiz yarıda kesildi. Suna telefonla konuşurken ben de kendi telefonuma göz attım. Birkaç oyun bildirimi ve sınıf grubu dışında bir bildirim yoktu.

Doğruyu söylemek gerekirse bugün dersi ektiğime seviniyordum, son zamanlarda yaşadıklarım iyice yormuştu beni. Duygu karmaşasından başıma ağrılar giriyordu.

Bir yanda Bora'nın yakınında olmak istiyordum; aramızdaki çekimin hissettirdikleri özlenesi türdendi, bağımlılık gibi bir şey olmuştu, öbür yandan Dilara'yla hala sevgiliydi ve doğal olarak her sevgilinin olduğu gibi yakınlardı, bu da ondan uzak durmak istememi sağlıyordu.

Tüm bunlarla aynı anda uğraşmak fazla yorucuydu. Üstelik en yakın arkadaşlarımdan birisinin yokluğunu da çekmeme sebep olmuştu bu duygular. Bunun yokluğu diğer her şeyi fazlasıyla zorlaştırıyordu ama zaman geçtikçe arkadaşlığımızı pek özlemez olmuştum. Onun yerine şuan hissettiğim şeyler geçmişti ve bunları da değiştirmek istemiyordum.

Aramızda olan her neyse, bunu seviyordum.

"Şey, Levent benim gitmem gerekiyor artık. Kız kardeşimi de okuldan almam gerekiyor."

"Olur, tamam."

Ayaklanıp aşağı indiğimizde o montunu giyerken ben de kendi montuma yöneldim ama Suna elini elimin üstüne koyup beni durdurdu

"Gelmene gerek yok yeterince yoruldun, zaten okul yakın buraya."

"Emin misin gele-"

"Eminim." Dedi sonra yine gülümsedi "Teşekkür ederim her şey için."

Gülümseyip kafamı salladım "Ne zaman istersen."

Kapıyı aralayıp çıkacakken hızlıca yanağıma öpücük bırakıp kapıyı tamamen açtı, öpücüğün şokunu atlatamamışken karşımda Bora'yı görmem şokumu ikiye katlamıştı.
Suna bir iki saniye duraksadıktan sonra iyi akşamlar deyip uzaklaştı, şimdi sorgulayan bakışlarıyla karşımda Bora'yla kalakalmıştım.

Geriye çekilip içeri geçebileceği alan yarattım, bana gözlerini devirip içeri adımladı.
Kapıyı kapatıp peşinden ilerlerken birden durup bana dönmesiyle burun buruna gelmiştik. Hızla atan kalbimin sesini Bora duymasın diye bir adım geriledim, bir anda tüm yorgunluğum çekilmişti

"Yeliz abla yok mu?"

"Yok işi çıktı."

"E hani izinliydi?"

"Yok zaten arkadaşıyla şuan."

"Tüm gün yalnızdınız yani?"

Varmak istediği noktayı şimdi anlamıştım. Elimde olmadan kendimi gülümserken buldum, bu ara kontrol pek bende değildi zaten.

"Evet, çılgınlar gibi ders çalıştık."

Bana tekrar göz devirip somurtmaya devam etti "Çok komiksin." sonra devam etti "Siz ne iş?"

"Ne ne iş?"

"Kapı arkalarında öpüşüyorsunuz."

Elimde olmadan sırıttım, piçlik yapmadan duramıyordum ama Bora da hak ediyordu "Yanağımdan öptü. Teşekkür için."

"Teşekkür etmelere doyamadı kız." homurdanarak mutfağa ilerledi, sırıtmaya devam ederken ben de peşi sıra mutfağa ilerledim "Eee ders işledi mi hoca?"

"Ekmeseydin görürdün."

Sırıtışım iyiden iyiye genişlerken Çetin'in söyledikleri aklıma gelmişti tekrar. Gerçek miydi bilmiyordum ama kıskanma ihtimali bile güzeldi.
Gerçi Çetin bunu arkadaşsal anlamda söylüyordu ama ben daha fazlası olduğunu biliyordum.

"Çetin nerede?"

"Nerede olacak evde. Herkesin yeri yurdu belli, başkasının evine dadanmıyorlar."

Bu sefer kendimi hiç tutmadan kahkaha atmaya başladım, Bora'ysa annemin çıkmadan yaptığı makarnayı tırtıklarken ters ters bakıyordu

"Sen şuan hangi evdesin farkında mısın?"

"Burası benim de evim."

Tencerenin kapağını kapatıp dolaptan kendine meyve suyu çıkardı, aslında dediği doğruydu ve tüm bunlar Çetin için de geçerliydi.

Bu rahatlığı seviyordum.

Meyve suyuyla da işi bitince bana döndü "Eee," dedi "Hazır mısın?"

[ I. Kitap ] Yarına Kadar (bxb) • [Tamamlandı]  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin