6. BÖLÜM

1K 44 5
                                    

Caroline  ve  Emily'i gördüğümde  ağzım açık kalmıştı.  Nasıl gelmişlerdi buraya ? Ya da, burayı nasıl bulmuşlardı  ?  Kafamda deli sorular.....

Kevin  ve ben onlara daha  hiçbirşey  söylemeden  sadece  bakıyorduk.  Caroline  konuştu:

-  Neden bize  öyle bakıyorsunuz ?

Kevin  ve ben  cevap vermemiştik.  Hâlâ  onların buraya  gelmesininin   şokunun etkisindeydik. Kevin bu  sessizliği  böldü:

-  Siz.. Burada  olduğumuzu nereden  bildiniz ?

Emily:

-  İkimiz  çok düşündük  ve  buld...

Caroline:

-  Ne?   Ben  olmasam  sen şu an otelde tuvaletini yapıyor olacaktın. Hepsi benim   muhteşem zekam  sayesinde.  İyice  araştırdım  ve  olayı  çözdüm. Bindiğiniz  araç hasarlıymış.  Ee,  buradan   birlikte  gidebiliriz artık.

Kevin:

- Ne, ne aracı? Biz araca falan binmedik. Herneyse.  Siz buraya  geldiyseniz çıkış  yolunu da  biliyorsunuzdur  değil mi?

Emily ve  Caroline  birbirlerine  baktıktan sonra:

- Pek emin değiliz. 

Ben:

-  Emin değiliz de ne demek?  Buraya  nereden  geldiğinizi  bilmiyor musunuz?

Caroline:

-  Tesadüf  oldu..  Biz sadece şansımızı  denemek  istedik.  Sonuç  olarak:  Şanslıyız !  En azından  birlikteyiz değil mi?  Sizi  çok  özledik.  Başınıza  birşey  geldiğinden  şüphelenmiştik.

-  Bakalım  buraya  ne  kadar  dayanabileceksiniz ? 

Kevin:

-  Umarım buraya gelmeden  önce birşeyler yemişsinizdir.  Çünkü  artık onları bir daha tadamayacaksınız.  Sadece  hindistan cevizi  var.  Ayrıca, burada  yatabileceğimiz  yataklarda olmadığı  için yerde  yatıyoruz.  Saçlarımızı  tarayacağımız  bir tarak da  yok.   Bence burası size  göre  değil...

Caroline:

-  Beni  hemen  buradan  kurtarın !

Emily:

-  Tek zeki  olan  sen  değilsin, Caroline. İyice düşündüm  ve  altıma  deniz  şortumu  giydim.  Ceplerine  telefonlarımızı  koydum.

-  Telefonlarımız  yüzerken cebinden  çoktan düşmüştür bile. 

-  Onuda düşündüm, cebimi  diktim. 

-  Otele  iğne  iplik mi  getirdin?  Sen iyice  kafayı yemişsin...

- Belki,  elbiselerim  yırtılır diye.. Ayrıca,  getirmeseydim  şu an  yanında telefonun  olmazdı.  Bana bağıracağına  teşekkür etmeyi dene.

Caroline ve Emily'nin    tartışmalarına  dayanamıyorum,  özellikle de  bir  adadayken. :

-  İkinizde kesin artık.  Emily,  diktiğin  kısmın dikişlerini  açıp  telefonlarınızı  alın.  Birilerini  arayıp  yardım isteyebiliriz.

 Kevin:

-  Evet, belkide sonunda  bu  adadan  kurtuluruz. 

Caroline ve Emily,  telefonlarından  birilerini aramayı  denemişlerdi.  Herhalde  telefonun  bir adada çekeceğini  sanmıyordunuz? 

ADAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin