Caroline ve Emily'i gördüğümde ağzım açık kalmıştı. Nasıl gelmişlerdi buraya ? Ya da, burayı nasıl bulmuşlardı ? Kafamda deli sorular.....
Kevin ve ben onlara daha hiçbirşey söylemeden sadece bakıyorduk. Caroline konuştu:
- Neden bize öyle bakıyorsunuz ?
Kevin ve ben cevap vermemiştik. Hâlâ onların buraya gelmesininin şokunun etkisindeydik. Kevin bu sessizliği böldü:
- Siz.. Burada olduğumuzu nereden bildiniz ?
Emily:
- İkimiz çok düşündük ve buld...
Caroline:
- Ne? Ben olmasam sen şu an otelde tuvaletini yapıyor olacaktın. Hepsi benim muhteşem zekam sayesinde. İyice araştırdım ve olayı çözdüm. Bindiğiniz araç hasarlıymış. Ee, buradan birlikte gidebiliriz artık.
Kevin:
- Ne, ne aracı? Biz araca falan binmedik. Herneyse. Siz buraya geldiyseniz çıkış yolunu da biliyorsunuzdur değil mi?
Emily ve Caroline birbirlerine baktıktan sonra:
- Pek emin değiliz.
Ben:
- Emin değiliz de ne demek? Buraya nereden geldiğinizi bilmiyor musunuz?
Caroline:
- Tesadüf oldu.. Biz sadece şansımızı denemek istedik. Sonuç olarak: Şanslıyız ! En azından birlikteyiz değil mi? Sizi çok özledik. Başınıza birşey geldiğinden şüphelenmiştik.
- Bakalım buraya ne kadar dayanabileceksiniz ?
Kevin:
- Umarım buraya gelmeden önce birşeyler yemişsinizdir. Çünkü artık onları bir daha tadamayacaksınız. Sadece hindistan cevizi var. Ayrıca, burada yatabileceğimiz yataklarda olmadığı için yerde yatıyoruz. Saçlarımızı tarayacağımız bir tarak da yok. Bence burası size göre değil...
Caroline:
- Beni hemen buradan kurtarın !
Emily:
- Tek zeki olan sen değilsin, Caroline. İyice düşündüm ve altıma deniz şortumu giydim. Ceplerine telefonlarımızı koydum.
- Telefonlarımız yüzerken cebinden çoktan düşmüştür bile.
- Onuda düşündüm, cebimi diktim.
- Otele iğne iplik mi getirdin? Sen iyice kafayı yemişsin...
- Belki, elbiselerim yırtılır diye.. Ayrıca, getirmeseydim şu an yanında telefonun olmazdı. Bana bağıracağına teşekkür etmeyi dene.
Caroline ve Emily'nin tartışmalarına dayanamıyorum, özellikle de bir adadayken. :
- İkinizde kesin artık. Emily, diktiğin kısmın dikişlerini açıp telefonlarınızı alın. Birilerini arayıp yardım isteyebiliriz.
Kevin:
- Evet, belkide sonunda bu adadan kurtuluruz.
Caroline ve Emily, telefonlarından birilerini aramayı denemişlerdi. Herhalde telefonun bir adada çekeceğini sanmıyordunuz?