4. BÖLÜM

1.2K 64 5
                                    

Çocuk çok mutlu görünüyordu. Ardından konuştu:

- Anna, aynı mahalledeydik birkaç yıl önce. Nasıl beni hatırlamazsın?! 

- İnanmıyorum, David? 

Şaşırma faslını geçtikten sonra, David, ben ve Kevin üçümüz oturmuştuk. David gülerek devam etti:

- Hatırlıyorsun değil mi? Melissa çok çılgın bir kızdı.

Gülerek cevap verdim:

- Bir keresinde de John'la kavga etmişlerdi. Hatırlıyor musun?

- Ah, hatırlamaz mıyım. Her yerini tırnak iziyle doldurmuştu. 

Kevin, ciddi bir tavırla gülüşmemizi bölerek konuştu:

- Ee, David? Sen buraya nasıl geldin? Bir kaç yıldır buradasın ya?

Kevin'in sorduğu soruyla ikimizde şaşırarak ona baktık. Sonrasında David konuştu:

- Yıllar önce bir kaza geçirdim ve araba köprüden aşağıya düştü. Tek sağ kalan bendim, bütün arkadaşlarım ölmüştü. Sonrasındaysa köprüden ilerledim saatlerce yüzdüm. Ve buradayım.

dedi gülerek. Ama alay eder bir gülümsemeydi bu. Kendi durumunun ne kadar acı olduğunun farkındaydı ama yine de gülüyordu.

Kevin:

- Birkaç yıldır buradasın ve kimse seni gelip kurtarmadı öyle mi? Hah, inanmıyorum buna.

Kevin, ayağa kalkıp gidiyordu. Arkasından David konuştu:

- Anlayacaksın, Kevin. Buradan çıkış yolu yok!

- Sanırım,  Anna  bu  adadan  nasıl   çıkacağımızı  bulmuş. 

Ben de  onaylar  şekilde cevap verdim:

-  Evet,  dahademin  buralarda dolaşıyordum  ve  bu adanın  bitiş yerini  buldum.  Biraz ilerilerde  bir köprü  vardı.  Belki,   o köprü  senin  düştüğün  köprüdür !

David,  bu  duruma  hiç  sevinmemiş   gibi  duruyordu.  Yüzü  somurtkandı. İç  çekti ve  konuştu:

- Maalesef,  o  köprü çok  ilerilerde  görünen  bir köprü.  Yani  bu  adanın  bitişinin  olduğu  kısım   okyanus  suyundan  ibaret.  Sanırım  karşısında da sadece  sudan  başka birşey  bulunmuyor.  

Kevin ve  ben  hayal  kırıklığına  uğramıştık.  Adadan  çıkacağımızı  sanıyorduk  ama  yanılmışız. Herhalde  sonsuza  dek  bu  adada kalacaktık.  Ayrıca,  Emily  ve Caroline'yi de  çok  özledim.  Onların ne  durumda  olduklarını  merak ediyorum doğrusu..

-  CAROLİNE  -  

Emily  ve  ben  en sonunda soluğu  poliste aldık.  Tüm  olan  biteni onlara  anlattık.  Onlarda  aramaya çıkacaklarını  söylediler.  Umarım  Kevin ve Anna'yı bulurlar.  Çünkü; onları  bulmadan  buradan gitmeyeceğiz.  

Biz  umutsuz  bir  şekilde  haber beklerken  Emily  konuştu:

- Baksana!  Burada   Anna'nın  günlüğü var.

-  Hayır,  Emily.  Okumayacaksın.

-  Peki,  tamam. 

Aradan  on dakika  kadar geçmişti.  Anna'nın   günlüğünü okumayı çok  istiyordum ama  bunun  yanlış  olduğunu da  biliyordum.  En  sonunda  dayanamadım  ve  Emily'nin  yanına  geçip  günlüğü  okumaya  başladım. 

ADAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin