7. BÖLÜM

881 49 5
                                    

Evet,  bugün  günlerden  daha fakrlı bir gün olacak.  Çünkü;  artık  yanımızda  Caroline ve Emily var.  Her  ne  kadar  günlüğümü  okumaları  yüzünden beni sinirlendirmiş  olsalar bile  onları  çok seviyorum.

Sonuç  olarak ;  hâlâ  Kevin'in  yüzüne  bakamıyorum. Onun  en  yakın  arkadaşını  seviyorum,  bunu  öğrenmesi  gerçekten  de utanç  verici.  Özellikle de   bunu  bir adadayken  öğrenmesi  daha   kötü  hissettiriyor bana...

Herneyse, artık  bu  adadan çıkmanın  bir  yolunu  bulamadık.  Her  türlü  yolu  denedik,  her türlü  zorluklarla  karşılaştık,  her  türlü  üzüntüyü,  mutluluğu  paylaştık ama  hâlâ  buradayız.  Biz elimizden  gelenleri  yaptık.  Geriye  kalan  tek  şey sadece beklemek  oluyor.  

Evet   şu  anda  kimsenin  konuşmadığının  farkındayım,  herkesin  uyuması bunu  açıklıyor.  Bugün  biraz daha  erken  kalktım.  Eskiden,  alarmla  bile  zar zor  uyanırdım,  şimdi ise  kendiliğimden  sabahın ekren saatlerinde  uyanıveriyorum.  Birden ,  Kevin  etraftaki  sessizliği   uyanmasıyla  birlikte  bozdu:

- Ne  yapıyorsun  sen bu saatte?

-  Konuşuyorum.

-  Kimle konuşuyorsun?  Caroline  ve Emily uyuyor.  Balıklar  sana solungaçlarıyla  cevap mı  veriyorlar  yoksa?

-  Hiç komik  değilsin,  Kevin.

Dedim  gülerek...

-  Biliyorum. 

-  Kendimle  konuşuyordum.

-  Bu  adada biraz  daha  kalırsak,  kendinden  bir tane daha  göreceksin  sanıyorum.

-  Bir daha  komiklik  yapma,  tamam  mı?

-  Benim   asıl  kafamı  karıştıran  konu... Pau..

-  Sakın,  o  konuyu açma.  

-  Neden?  Ben sana  kardeşin  kadar yakınım.  Aynı  evde  kalıyoruz ve  sen benden  sır saklıyorsun.  Muhteşem..

-  Sadece sana söyleyemedim,  tamam  mı? En  yakın  arkadaşımın  arkadaşından  hoşlandığımı  ona  söyleyemem.  Sen Caroline'dan  hoşlanıyor  olsan  bana söyler miydin?

-  Hayır,  söylemezdim.  Tamam,  seni  şimdi  anladım.  Ama  cidden  ben   hâlâ  bu  olayın etkisindeyim..

-   O  kadar  umursama, unut gitsin.

-  Unutamam ki.  Burda  konu sensin,  Anna.

- Evet,  benim.  Benim saçma  aşk   hayallerim..  Unutulabilir. 

-  Hayır,  unutulamaz.

-   Ne demeye  çalışıyorsun,  Kevin?  

-  Ben  senden  hoşlanıyorum,  Anna.

Öncelikle  Kevin bana bunu  dedi.  Yani,   gerçekten  hiç  inandırıcı gelmedi  bana.  Bu   Kevin'in meşhur  kandırmacalarından  biri  olmalı.  Yani benden  hoşlanıyor  olabilmesi gibi bir ihtimal  olamaz. Derin bir  iç  çektim  ve  konuştum:

-  Ah,  Kevin.  Bu  şakalarından sıkıldım  artık.  Senin şu  meşhur  espirilerin  bile  bana  daha  çekici gelmeye  başladı  şimdi.

-  Hayır,  ben  ciddiyim  Anna.  Nasıl  oldu  bilmiyorum  ama,  ben  sende  hoşlanıyorum.  Hem  de ciddi  anlamda.

Hızlıca  ayağa  kalktıktan  sonra  konuştum:

-  Sen  delirdin mi?  Biz   arkadaşız,  Kevin.  Hatta dostuz.  Ben  de  senden  hoşlanıyorum tabii,  ama arkadaş  olarak.  Böyle birşey  düşünüyorsan   bir daha  yanıma  yaklaşma  lütfen. 

-  Ama,  Anna!  Duygularım  yüzünden  beni  yargılayamazsın.

-  Duyguların  bana  karşı  olmasın.

Ben  hızlıca  Kevin'dan  uzaklaşıyordum. Yani,  böyle birşey  nasıl  olabilirdi?  Kevin  benden  nasıl  ciddi  anlamda  hoşlanıyor olabilirdi?   Hâlâ  buna inanamıyordum.  Yani...  Bunu  çoğu  kişiden beklerdim,  ama Kevin'dan..  Asla..  Beni  kesinlikle  hayal  kırıklığına  uğrattı. 

Arkamdan  Kevin  koşarak geliyordu.  Birden  bire beni  dudaklarımdan  öptü. Hemen  onu  üzerimden  ittim ve bağırdım:

-  Sen delirmişsin,  Kevin.!

-  Hayır, Anna.   Bir  düşünsene.  Sen de bana  karşı  hiçbirşey hissetmiyor musun?

-  Arkadaş olarak  '' evet  '',  ama  artık  onu da hissetmiyorum.  Bir  daha benim  yanıma yaklaşma, gerekirse benle  konuşma bile.  

.....

DEVAMI  8. BÖLÜMDE  ! VOTE VERMEYİ  UNUTMAYINNN :*

ADAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin