22. BÖLÜM

331 20 17
                                    

Kevin, sesini yükseltti:

- Onunla çıktığını mı gördün? İnanmıyorum sana!

- Kevin rüyaydı diyorum, isteyerek mi gördüm sence ?

- Onu çok düşündüğün için rüyana girmiş olabilir mi ?

- Kevin, saçmalama. Zaten seninle benim birlikte olamayacağımızı anlamadın mı artık?

- Peki, sen Paul'la senin birlikte olamayacağınızı anlamadın mı? ( thug life fghgj)

- Neden birlikte olamayacakmışız ki?

- Çünkü...o.. neyse. Boşver. Bunu söyleyemem.

- Kevin neyi söyleyemezsin ? Ne oldu?

- Madem.. konu açıldı. Söyleyeyim o zaman. Çünkü; Paul, Caroline'ı seviyor.

- N-ne ?! Caroline'ı mı?

- Evet. Şimdi anladın mı en yakın arkadaşına sevdiğinin aşık olmasını?

- İ-inanmıyorum. Caroline bunu biliyor mu peki?

- Sana bunu söylemeyeli çok oldu ama... hazır konu açılmışken bunu da söylemem gerekiyor sanırım..

- Neyi ? Başka ne var?

- Caroline ve Paul çıkıyorlar. İki seneden beri.

- N-ne?! En yakın arkadaşım ve sevdiğim çocuk mu? Bunun beni nasıl hissettirdiğini düşünebiliyor musun?

- Evet. Aynısını yaşadığım için ?

- Kevin.. ben özür dilerim. Böyle hissettiğini anlayamamıştım. Ama sevmediğim biriyle de birlikte olamam. Senin de beni anlaman gerekiyor.

- Anlamaya çalışıyorum. Ama olmuyor.

- O zaman.. Paul'da beni sevmiyor. Onu şimdi anlıyorum.. Seni de. Çok kötü bir his bu. Caroline neden bana bunu söylemedi ki? Bana herşeyini anlatırdı.

- Senin Paul'dan hoşlandığını az da olsa anlamıştı. Ama Paul'u çok seviyordu. Bu yüzden ondan ayrılamadı. Seninle arasındaki arkadaşlığınız biter diye sana anlatmadı.

- Peki.. sen neden bana anlatmadın?

- Birincisi... sır tutmada çok iyiyimdir. İkinci..

Kevin'in sözünü kestim:

- Evet, evet. Çok iyi sır tutuyorsun. Az önce bana herşeyi anlattığını unuttun mu?

- İkincisi ise.. ben de aranızın bozulmasını istemiyorum. Bizim aramızın bozulmasını da.. Yani, arkadaş mıyız ?

- Arkadaşız.

- CAROLİNE -

Şu an ne mi yapıyorum? Ayakkabı mağazasındayım. Peki.. buraya nasıl geldim?

- 2 gün önce -

Emily'le birlikte iyice derinlere doğru ilerlediğimizde, son bir kez daha arkama baktım. Ama Anna ve Kevin yoktu. Orada öylece bekleyerek kurtulamazlardı. Acı ama gerçek. Yardımın gelmesini beklememeleri gerekiyor, aylardır bekliyorlardı zaten.

Birden Emily'nin çığlığı ile soluma baktım. Emily, baygındı ve boynu kanıyordu. Hemen boynunu temizledim. Yaşıyor olması için dua ederken elimi boynuna götürdüm. Hayır.. yaşamıyordu. Ö-ölmüştü. Hayatımdaki en değerli insanlardan biriydi. Ağlamamak elimde değildi. Gözümdeki yaşlar kendiliğinden savruluyordu. Bu.. çok kötü birşeydi. Daha önce bu kadar değer verdiğim birini kaybetmemiştim. O.. o olmadan ne yapacaktım? Biz iki kız kardeş gibiydik ve herşeyimizi paylaşırdık. Her türlü şeyi birlikte yapardık. ( burayı fesat anlamayın lütfen dgfh) Şimdi ise hayatımda bir boşluk oluşacak. Tek başıma kalacağım. Onun gibi birini bulamayacağım.

ADAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin