- Hey, buralarda ne arıyorsunuz siz ?
----------------------------------------------------------------------------------------
Kimse konuşmayınca ben konuştum:
- Bizde bilmiyoruz. Bu adada kaç aydır mahsur kaldık.
- Anladım, gelin gemiye binin hemen. Sizi buradan çıkartmalıyım...
Yaşlı adamın söyledikleri karşısında, sevinçten zıplayacaktık. Sonunda bu adadan çıkmanın yolunu bulmuştuk. Dördümüzde gemiye binerken, adam Caroline'a bakıp duraksadı:
- Sen...seni tanıyorum ben.
Caroline:
- Ben sizi tanımıyorum.?
Adam, Caroline'a yaklaştı:
- Senin ölmüş olman lazımdı.
Hepimiz adama tip tip bakarken adama bağırıdm:
- Ne saçmalıyorsun sen ya ?!
- Dün gece kafasına vurmuştum, en azından beyin kanaması geçirmiş olması lazımdı.
- İşte şimdi anlaışldı. Ya, sen deli misin nesin? Caroline'la derdin ne senin ? Az kalsın ölmüş olacaktı.
- Ama ölmemiş.
- Hadi, arkadaşlar gelin inelim şu gemiden.
Caroline ve ben gemiden inerken, Kevin ve Emily'nin hala inmediğini fark ettik. Caroline:
- Beni öldürmek isteyen biriyle aynı gemide durmak istiyorsanız, siz bilirsiniz. Bu bana ne kadar değer verdiğinizi gösteriyor.
Emily:
- Tabii ki de geliyorum, saçmalama.
Hepimiz gemiden iniyorduk ama bir tek Kevin gelmiyordu. Caroline:
- Kevin, geliyor musun?
- Üzgünüm ama siz gidebilirsiniz. Ben gelmiyorum.
- Neden?
- ' Neden?' mi ? Aylardır bu adadayız. Kurtulmak için can atıyoruz, elimize bir şans geçti ve ben bu şansı kaybedemem. Bu adadan kurtulmak istiyorum. Sizin gibi ' arkadaşlık ' gibi saçma sapan şeyler yüzünden bu adada kalmaya devam edemem.
Hepimiz, Kevin'a sinirli gözlerle bakarken sinirime engel olamayıp konuştum:
- Bu adam, nedenini bilmiyoruz ama Caroline'ı öldürmek istiyor, en yakın arkadaşımı öldürmek isteyen birinin beni bu adadan kurtarmasına izin veremem. Senin gibi biz de bu adadan kurtulmak istiyoruz, ama bir katil ile değil.
- En yakın arkadaşın Caroline mı oldu şimdi? Emily'e birşey olsa Emily en yakın arkadaşın olurdu. Ne olduğun belli değil, Anna.
- Caroline ve Emily en yakın arkadaşım. İkisi de.
- Ben?
- Hadi kızlar artık gidelim.
- Hiçbirşey diyemiyorsun değil mi, Anna ? Çünkü beni ' arkadaşın ' olarak görmüyorsun.
- Görüşürüz, Kevin.
- Hala umursamıyorsun.
- Ne diyebilirim, Kevin?
- Bilmiyorum, beni sevdiğini söyleyebilirsin?
- Neden söyleyeyim?
- Çünkü ben de seni seviyorum.
' OHA '
Kevin'a bir süre cevap vermedikten sonra konuyu değiştirdim:
- Bizimle geliyor musun?
- Evet. Bu arada özür dilerim, Caroline. Sana değer vermediğim için gelmemezlik yapmadım, sadece çok sinirliydim.
Caroline:
- Önemli değil.
Tekrardan adaya döndüğümüzde yere yattık. Artık buraya aittik. Evimiz burası olmuştu.
Kevin:
- Anna, sana birşey göstermek istiyorum. Şuraya gelir misin?
- Tamam.
Caroline ve Emily ' oo ' ladıktan sonra, merakla Kevin'in yanına gittim. Ağacın arkasında, yaprakların altından birşey çıkarmıştı.. John'un kazağı. Gözlerim dolmuştu:
- İnanmıyorum, sakladın mı?
- Evet. Bunu yanıma almadan gidemezdim. Özellikle seni yanıma almadan. Ağlıyor musun sen?
Kevin'a sarıldım:
- Teşekkür ederim.
- Neden ?
- Yanımda olduğun için.
Kevin'la sarılmamız bittikten sonra, tekrardan Caroline ve Emily'nin yanına gittik.
Caroline:
- Sonunda aşkınızı birbirinize itiraf ettiniz.
Caroline'a cevap verdim:
- Arkadaşız biz.
Kevin:
- Evet, en yakınından.
..........
DEVAMI 14. BÖLÜMDE........
NOT: ARKADAŞLAR BÖLÜM PEK UZUN OLMADI AMA KUSURA BAKMAYIN DFSFGD YENİ BÖLÜM İÇİN 15 VOTE 5 YORUM ♥