19. BÖLÜM

448 30 8
                                    

- Ne?! P-paul'u mu?

Kevin, benim aksime  oldukça sakin görünüyordu:

- Evet?

Şu  an  bu  duruma sevinsem mi,  üzülsem mi  bilemiyordum.  Birdenbire  olmuştu.  İstediğim  bu değildi.  En azından,  Kevin'la  ilişkili  olmamalıydı. 

Ne diyeceğimi bilemiyordum. Sonuçta,  Paul'la çok konuşmuşluğumuz  yoktu. Öyle birdenbire  çıksak  anlamsız olurdu. O değilde...  Paul'un  kabul  etmesine çok şaşırmıştım. Ya o da beni  uzun  süre  boyunca  seviyorduysa?..

Paul:

-  Anna? Seni pek  tanımıyorum. Yani.. konuşup  tanışmamız  için bugün buluşabiliriz. 

-  O-olur. 

-  Güzel.  Bugün  karşı  sokaktaki  cafeye  gel.  Bir saat sonra görüşürüz.

Paul'a içten olmasa da  gülümsedim:

-  Tamam, gelirim. 

Paul,  odadan çıkmıştı.  Arkasından da  Kevin gidiyordu. Kevin'in  önüne  geçtim:

-  Amacın ne?

-  Ne amacı?

-  Neden  Paul'la aramızı yapmak gibi birşeyle uğraştın ki?

- Neden  uğraşmayayım?

- Neden uğraşasın?

- Neden böyle  gıcık konuşuyorsun?  Bak, Paul'u  yıllardır seviyorsun. Artık zamanı gelmişti. Ben aranızı yapmasaydım,  başkasıyla  çıkıyor olabilirdi. Şimdi soru sormayı  bırakıp, bana teşekkür  et.

Kevin, gitmişti.  Aslında  bir yandan da haklıydı, herşeyde  bir  kötülük  ya da bir amaç  arıyordum.  Kevin'in amacı  iyi gibiydi.  Beni  hâlâ  unutamamıştı, bunu bastırmakla  uğraşıyordu. En azından  ben bu şekilde  düşünüyordum.

 Caroline beni çağırıyordu:

- Anna! Gel  de  hazırlan. Bir  saatin var.  Bu  saatte nasıl  hazırlanmayı planlıyorsun?

Caroline ve Emily'nin yanına gitmiştim. Aslında o  kadar da  heyecanlı değildim. Onlar bu buluşmaya  benden daha  heyecanlı  gibi görünüyorlardı.

Çok geçmeden  cevap verdim:

-  Benim  hazırlanmam  sizin  gibi  bir saat sürmüyor, kızlar.  On dakikada  hazırlanırım ben, merak etmeyin.

Emily:

- Saçmalama.  Sen  hazırlanamazsın. Bu bir buluşma.  Seni  kesinlikle biz  hazırlayacağız.

Caroline ve Emily'e gülümsedikten sonra  cevap verdim:

-  Peki.  Ama fazla  abartmayın. 

Caroline ve  Emily,  kıyafetlerime tek tek bakıyorlardı.  Caroline, hepsini  yerine  koyduktan sonra  konuştu:

-  Bunlar ne böyle?  Kaç yılın modası bunlar?  80'ler?

Yüzümü  buruşturarak cevap verdim:

-  Saçmalama.  Güzel bence.

Emily:

- Bu  kıyafetlerin hepsini  atman lazım. Ama önce,  sana acil kıyafet  bulmamız lazım. Caroline ve  benimkilerden  alabilirsin. Yani... sen seçmeyeceksin, tabii ki.  Biz  seni giydireceğiz.

Caroline ve Emily'nin  beni nasıl  giydireceklerini  merak ediyordum.  Nasıl olacağımı da.  Sonuçta ben  pek süslenen,  giyimine  önem veren biri değilim. 

ADAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin