KUTAL;
Bugün büyük gün, bizim doğum günümüz ve ben onu akşam Gay Bar'lardan birisine götüreceğim. Merak ediyorum tepkisi ne olacak. Acaba kızacak mı, beni döver mi? Gerçekten kafamda bu sorularla boğuşuyordum. Ya beni dövmekten komaya sokarsa. Yapabilir yani o tip var Rodos'ta.
Dua edeyim de aklıma gelenler başıma gelmesin. Saat 10'da evden çıktım, bir pastaneye uğradım ve iyi ki doğdun Rodos yazan çikolatalı bir pasta ile, iyi ki doğdun Kutal yazan beyaz çikolatalı bir pasta siparişi verdim. İkisi de 50'şer kişilikti. Öncelikle çok yakın olan bir arkadaşım olan Mete'yi aradım ve bu gece için barını kapatmasını istedim.
Tabi can dostum beni kırmayıp bu isteğimi yerine getireceğini söyledi. Mete benim bu ortamdan tanıştığım ilk insanlardan birisiydi. Mekanı Nişantaşında yer alıyor ve ben Nişantaşını severim. Rodos'un numarasını almayı unutmuştum, bu yüzden Ayşe teyze'yi aradım.
- Efendim. dedi Ayşe teyze.
- Alo, Ayşe teyze, ben yeni kiracın Kutal. dedim neşeli bir ses ile.
- Kutal oğlum, nasılsın?
- İyiyim Ayşe teyzem, ben senden bir şey rica edecektim teyzecim. dedim.
- Söyle yavrum. dedi o yumuşak sesi ile.
- Ayşe teyze, bana Rodos'un numarasını verebilir misin?
- Dur yavrum, iki dakika bekle hele, hemen veriyorum. dedi kadıncağız.
- He, dinliyor musun evlat.
- Dinliyorum Ayşe teyze.
- He yaz oğlum. dedi ve numarayı verdi.
- Çok teşekkür ederim Ayşe teyzecim. dedim ve telefonu kapattım.
RODOS;
- Günaydın.
Yazan bir mesaj ile uyandım. Başım çok ağrıyordu. Sanırım akşamdan kalma olmaya hâlâ alışamamıştım. Mesajı gönderenin ismi yazmıyordu.
- Sana da. diye geri mesaj attım. Kimsin diye sormayacaktım. Kesin yine gece birisine numaramı vermiş ama onun numarasını almayı akıl edememiştim.
- Tanıdın mı? diye cevap geldi.
- Hayır, numaran kayıtlı değil. dedim.
- O zaman niye kimsin yazmadın?
- Belki de kim olduğun umurumda değildir. dedim. Hâlâ uyku sersemiydim.
Aynı numara bu sefer arıyordu. Açtım;
- Hey galiba birileri bu sabah yatağın sol tarafından kalkmış. diyen ses oldukça tanıdık geldi.
- Hayır hâlâ yatıyorum. Ama dediğin gibi yatağın sol tarafındayım.
- O zaman şimdi sağ tarafa geç ve yataktan kalk. dedi. Gülümsediğini hissedebiliyordum.
- Tamam. dedim ve dediğini yaptım.
- Şimdi git ve bana kapıyı aç. dedi.
- Tamam açıyorum. diyip telefon kulağımda kapıyı açmaya gittim.
Gördüğüm manzara önce şaşırmama sonra sevinmeme sonra da tembel tembel sırıtmama neden oldu. Kapı komşum Kutal, elinde büyük bir tepside kahvaltı ile bana muzipçe sırıtıyordu.
- Bu nedir? diye sordum.
- İyi ki doğdun. dedi ve dudağımın kenarına gelecek şekilde yanağımdan öptü. Sonra yüzüme baktı, yanlışlıkla olmuştur diye düşünüp önemsemedim.
- İçeriye gelmeyecek misin? diye sordum.
- Hayır. dedi kapının arkasından anahtarlarımı aldı ve elimden tutup beni dışarı çekti. Arkamdan kapımı kapattı ve beni kendi evine itti.
Gülümsemeden edemedim. Sonra kendime baktım ve bu kadarıda pes bakışımla ona bir bakış atıyordum kafamı ona çevirince.
- Ne oldu? diye sordu.
- Fark ettin mi bilmiyorum ama şu anda karşında havludan çok daha kısa olan slipim ile duruyorum dedim. Önüm kabarıktı ve onun karşısında tuhaf hissettim.
- Oh my god. dedi. Ve yine muzipçe sırıttı, ben de sırıtmadan edemedim. Solda ki odaya gir dolaptan bir şeyler giyebilirsin. dedi.
Yatak odası olduğunu anladığım odaya kısa bir göz attım. Oda da Beyaz ve Turkuaz tonları hakimdi. Yatağı toplanmış dağınık hiç bir yer yoktu, demek ki düzenli yaşayan biriydi. Dolabını açtım, rastgele elime gelen şeyleri aldım. Bir şort sarı renkli ve oldukça şık. Bunu giydim, üzerime bir t- shirt giydim, dardı ve üzerime yapıştı. Kaslarım isyan ediyordu adeta. Bir kaç tane daha giydim ve hepsi aynı sonuca ulaşınca ben de t-shirt giymekten vazgeçtim. Onun yanına döndüğümde.
- T-shirtlerin hiçbiri olmadı. dedim.
- Tamam sorun değil. dedi gülümserken. Çok tatlıydı, çok taştı, dudaklarına baktım. Benim dudaklarımın aksine biraz daha inceydi. Ve bu onu öpmeyi istememe sebep oldu.
- Ne oldu? diye sordu, dudaklarına baktığımı fark etmişti.
- Hiç sadece, ne kadar çok hazırlık yapmışsın. dedim kahvaltıyı gösterirken.
- Evet, biraz öyle oldu galiba. dedi bunu yüzünde ki tebessümle taclandırmıştı.
- Başlayalım mı? diye sordu.
- Olur. dedim ve ekmeği lokma yapıp peynirli yumurtaya bandım.
KUTAL;
Kahvaltı yaparken hâlâ aklım kapıda onu öptüğüm sahnedeydi. Bilerek dudağına yakın öpmüştüm. Ve sonra da dudaklarıma baktığı anı hatırladım. Yemek yerken ona baktım.
- Kahvaltı'dan sonra alışverişe gidelim mi? diye sordum.
- Neden?
- Akşam için bir şeyler almam lazım. dedim.
- Akşam ne var ki? diye sordu.
- Söyledim ya akşama seni takıldığım mekanlardan birine götürecektim.
- Ben sürprizin bittiğini zannetmiştim. dedi.
- Hayır bu sadece ön atıştırmaydı. dedim. Gülümsedi. Gülümseyince gamzeleri çıkıyordu. Ne kadar tatlı olduğunu düşündüm ve kıskandım gamzelerim olmadığı için.
- Yine bana aynı şekilde bakıyorsun. dedi.
- Nasıl bakıyorum? diye sordum.
- Yine gamzelerime mi takıldın? dedi.
- Ha, evet dediğim gibi onlar çok hoş. dedim, ne dediğimi sonradan fark ederek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rodos'da Aşk Var
Random"İnsanlar, Her zaman bir sır saklarlar... Gizli sırları olmayan bir tek yetişkin yoktur şu dünyada... Peki benim sırrım mı ne..? Benim sırrım tam burada, göğüs kafesimin hemen altında, kalbimin de az içinde, siz beni anlayamazsınız belki ama anlamak...