RODOS;
Yeşil gözleri her görmemde farklı duygular hissetmeme neden olan bu çocuğu artık daha yakından tanıyordum. Evet çocuktu ve büyük acılar yaşamıştı, yeterince çile çekmişti bu dünya da. Artık mutlu olmalı her zaman gülmeliydi. Benim yanımdayken değil her zaman gülmeliydi. Onu çok önemsiyordum ve dilime gelen ilk soruyu ona yönelttim;
- Benim olur musun?
Gözlerimin içine baktı bir sürü duygu yüklüydü o yeşilin her tonunu barındıran gözlerde. Biliyordum o her ton farklı bir duyguydu aslında. Bir kere çok fazla koyu ton vardı ve bunlar endişe, korku, belirsizlik, şaşkınlık, hırs, öfke ve nefret gibi şeylerdi. Açık tonlar ise, sevgi, hasret, özlem belki biraz da aşk. Evet bu tonlar bu duygulardı kesinlikle bundan emindim.
- Bu bir çıkma teklifi mi? diye sordu.
- Evet, sanırım. Yani öyle.
- Düşünmek için bana bir gece verir misin?
- Evet, elbette veririm.
- Tamam o zaman teşekkür ederim. Müsade edersen ben şimdi evime geçeyim. dedi.
- Müsade senindir Kutal. diyebildim sadece, zaten o da kalkıp gitti.
KUTAL;
Evime geçtiğim zaman kendimi çok yorgun hissettim. Bir gün içerisinde otuz yaş yaşlanmışım gibiydi. Rodos, ah ona hakkımda ki herşeyi anlatmıştım, en ufak bir ayrıntıyı dahil atlamamıştım. Ben Kutal Arslandağ şimdi sadece yorgun bir savaşçıydım. Bunca yıldır psikiyatristim Emel Hanıma bile anlatmadığım herşeyi sadece dört gündür tanıdığım benimle yaşıt çocuğa anlatmıştım. Aslında biraz rahatlamama sebep oldu içimde ki yükleri başkasının omzuna atmak. Daha iyi olduğuma karar verdim ve duşa girdim. Ilık bir suyun halledemeyeceği bir şey yoktur bana göre. Ben güçlü biriyim, her zaman duygularımı saklamayı iyi bilirim. Ama bakın görün ki Rodos'un karşısında küçük bir kız çocuğu gibi ağlamaktan başka bir şey yapamadım.
Küvetin içine vücuduma uygun derecede olduğunu düşündüğüm sıcaklıktaki suyu doldurdum. İçerisine köpürmesi için hindistan cevizli şampuanımı neredeyse boca ettim. Gözpınarlarım kuruyalı iki saat oluyordu. Üzerimde ki kıyafetlerden kurtulup köpüklü suyun içine hava çok güneşli olmasına rağmen yine de suyun sıcağa yakın ılık olmasına alışkanlığın getirdiği bir rahatlamayla süzülmüştüm.
Gerçekten su tenimin rahatlamasına izin veriyordu. Gerginlik yavaşça bedenimi terk ederken aklıma Rodos geldi. Ne demişti en son? Ha evet, benim olur musun? Onun olur muydum ya da onunla olabilir miydim? Aklımda bu düşüncelerle gözlerim karardı ve küvette uyuya kaldım.
RODOS;
Sabah olmuştu, bütün gece boyunca Kutal'ı düşünmekten doğru düzgün uyuyamamıştım. Acaba o ne yapmıştı, uyuyabilmiş miydi? Ona sorduğum soruyu iyice düşünmüş müydü? Yattığım yataktan kalktım ve altıma şort giydim. Gece yalnızca boxer ile yatmıştım. Ayna da kendime baktım ve Teen Wolf'ta ki Derek Hale (Tyler Hoeclin) gibi göründüğümü fark ettim. Cidden bir insan çok sevdiği adama bu kadar benzeyebilir miydi?
Evin kapısını sonuna kadar açtım. Kutal'ın kapısına geldim ve bir kaç kez derin nefes aldım. En sonunda kendimi hazır hissettiğimde ziline bastım. Kuş sesini andıran ses bütün bina da yankılandı ve tok bir ifadeyle kulaklarıma doldu. Bir dakika bekledim ama kapıya bakılmadı. Tekrar ve tekrar bastım zile ama değişen bir şey yine olmadı. Ev de olmadığını düşünmeye başlayacağım sırada aklımda, ya kendisine zarar verecek bir şey yaptıysa diye bir fikir tasarlandı. Hemen alt kata Ayşe teyzeye indim. Ne olduğunu anlatmadan ve önemli bir şey olmadığına onu ikna ettikten sonra Kutal'ın evinin yedek anahtarını almayı başardım. Koşarak üst kata döndüm ve kapıyı hızla açıp içeri daldım.
Odaları bir bir inceledikten sonra banyoya döndüm. Kapıdan içeriye girdiğimde köpüklerinden pek iz kalmamış suyun içinde uyuklayan bir Kutal görmeyi beklemiyordum elbette.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rodos'da Aşk Var
Random"İnsanlar, Her zaman bir sır saklarlar... Gizli sırları olmayan bir tek yetişkin yoktur şu dünyada... Peki benim sırrım mı ne..? Benim sırrım tam burada, göğüs kafesimin hemen altında, kalbimin de az içinde, siz beni anlayamazsınız belki ama anlamak...