KUTAL;
Vücuduma temas eden bir şey olduğunu hissettiğimde irkildim. Gözlerimi yavaşça araladığımda baş ucumda beni izleyen bir Rodos görmeyi beklemiyordum.
- Günaydın. dedim şaşırdığımı belli ederken ve elimi gözlerime doğru kaldırdım. Ama bu sefer elimden aşağı damlayan suları fark edip bir kez daha irkildim. Sonra kafamı vücudumun olması gereken yere çevirdim ve küvetin içinde olduğumu gördüm su vardı ve bu su soğuktu. Ve sudan benim bütün çıplak bedenim belli oluyordu.
- Sapık mısın sen ya, beni çıplak bir şekilde banyo'da yatarken mi izliyorsun? diye Rodos'u payladım.
- Sana da günaydın ve hayır ben sapık değilim ayrıca seni daha önce çıplak gördüğümede eminim. dedi sırıtıyordu.
- O başka bu başka. dedim.
- Başlatma başkandan. diyip dudaklarıma yapıştı.
- Hadi hadi çık şu suyun içinden bak hasta olacaksın sonra. demeyi de ihmal etmedi dudaklarımdan uzaklaşırken.
- Hasta olsam ne olur? diye sorduğumda ise;
- Hasta olursan sana bakarım. dedi ve alnıma bir öpücük kondurdu.
Bu çocuğa alışmaya başlamıştım yavaş yavaş. Bana kendimi iyi hissettirmek gibi bir özelliğe sahipti. Dokunuşları, öpüşleri içimde tuhaf duyguların oluşmasına sebep oluyordu. Gerçekten aşk böyle mi hissettiriyordu? Bu düşünceler ile küvetten tıpayı çektim ama kalkmadım. Su kendini yok ederken Rodos;
- Neden çıkmıyorsun? diye sordu.
- Sen neden üzerindekileri çıkarıp gelmiyorsun. dediğimde yüzünden şaşkın ve hınzır bir gülümseme geçti.
- Bunu istediğine emin misin? demesiyle
- Neden evime üzerine bir t-shirt dahi giyme zahmetine girmeden geldiğini açıklayabilecek misin? diye sorunca şortunu ve boxer'ını hızla çıkarıp yanıma sokuldu.
Hemen küvetin tıpasını tekrar takıp sıcak ve soğuk suyu açtım. İlk baş gelen soğuk su benim irkilmeme sebep olsa da Rodos oldukça sakin görünüyordu. Sonradan onun sürekli soğuk su da yıkandığını hatırladım. Su ılıklaşırken kendimi daha rahat hissettim. Hindistan cevizli şampuanı bir kez daha boca ettikten sonra köpüklü su da Rodos'un omuzuna başımı yasladım.
- Bana gerçekten de çok iyi geliyorsun. dememle;
- Bunda seninde bana iyi geliyor olmanın bir etkisi var sanırım. dedi. Ardından başımı ona çevirmemle dudaklarımızı birleştirmesi kaçınılmaz oldu.
Orada ne kadar öyle kaldık bilemiyorum ama buruş buruş olduktan sonra,
- Artık çıkalım mı? diye soran Rodos oldu.
- Evet çıkmalıyız bence de. dedim.
RODOS;
Duştan çıktığımızda birbirimizi kuruladık, bu çocuk cidden çok tatlıydı. Sırtına bir öpücük kondurduğumda hafifçe doğruldu. İrkildi çünkü beklemediği bir an da öpmüştüm. Bana doğru dönerken yüzünde hafif bir tebessüm vardı.
- Ben şimdi evime geçiyorum ve hazırlanıyorum, sen de hemen hazırlanıyorsun ve ben gelip seni alıyorum, ardından birlikte güzel bir kahvaltı yapmaya gidiyoruz ve sonra beraber kıyafet alışverişine geçiyoruz. Aynı kıyafetlerden kendimiz için birer tane alıp gardroplarımızı yeniliyoruz. dediğimde yine şaşırmıştı.
Ona cevap hakkı vermeden kendi evine geçtim. Hemen üzerime beyaz spor atlet giyip altıma siyah bir bilek üstü kot giydim, üzerime bir daha bir şey giyme gereği duymamıştım. Ayağıma siyah süet'ten corcik ayakkabılarımı giymeyi de ihmal etmedim. Boy aynasında kendime şöyle bir baktığımda iki eksik fark ettim. Birincisi saçlarım hazır değildi, ikincisi sürme çekmemiştim. Hemen fön makinası ile saçlarıma imajını verip gözlerime siyah sürmemi çektim. Tekrar aynaya baktığımda işte şimdi kusursuz görünüyordum.
Kutal'ı daha fazla bekletmek istemediğimden telefonumu ve evimin anahtarlarını cebime atıp arabamın anahtarlarını elime aldım. Evden çıkıp kapıyı çektim Kutal'ın ziline basıp beklemeye başladım. Kapıyı açan Kutal bir süre ağzı açık bana bakakaldı. Sonra yavaşça onun ağzını kapatıp ben de ona baktım. O kadar umursamaz giyinmişti ki biraz alındım aslında.
KUTAL;
Kapıyı açtığımda bir Bestmodel bir Rodos görmeyi beklemiyordum. Allah'ım bu çocuk nasıl oluyor da bu kadar kusursuz olabiliyordu anlamıyorum. Onun giyim tarzına kıyasla benim basit tarzım onu biraz kırmış olmalıydı ki yüzü hafif düştü. Neyse ki kendini çabuk toparlamayı başarıp;
- Beni içeriye almayacak mısın? diye sordu.
Tabi ki kenara çekilip onun içeriye girmesine izin verdim. Gerçekten onun bu giyiminin yanında eşorfman giyindiğim için kendimi kesmek istiyordum. Rodos hiç bir söz beklemeden direk yatak odama ilerledi. Onu takip edip odama girdiğimde Rodos dolabımı karıştıyordu. Kendi atletinin bir benzeri atleti bulup arkasında bulunan yatağa fırlattı. Ardından bulduğu bilek üstü siyah pantolonu da aynı yere yolladı. Sonra ayakkabılarıma yöneldi ve kendi ayakkabasının aynısını bulduğunda hafif bir tebessüm geçti yüzünden. Ben onu izlerken o yanıma gelmiş ve kulağıma eğilmişti;
- Hâlâ üzerini değiştirmek için ne beklediğini sorabilir miyim? diyip beni soymaya başladı. Hiçbir şey demeden onun beni soymasına izin verdim.
Bir süre sonra giyindiğimde ve Rodos'un fön makinası ile kendi saç modelini bana da yapmasından sonra, cebinden çıkardığı kalem ile gözlerime sürme de çekmiş olmasından sonra, aynada kendime bakarken en az onun kadar kusursuz olduğumu gördüm.
- Teşekkür ederim. diyerek yanağından onu öptüm ve o da dudağıma kısa ve arzulu bir öpücük kondurdu.
......................
Bebek sahiline gelmiş ve kahvaltı veren bir Cafe'ye oturmuştuk. Ve elbette böyle bir yer de hafta sonu magazinciler olmadan olmazdı. Yanımıza doğru sarışın bir bayan muhabir ve kumral bir erkek kameraman geldiğinde biraz heyecanlandım çünkü uzun zaman olmuştu magazincilere yakalanmayalı. Neyse ki Rodos'un arabasın da iki adet güneş gözlüğü vardı ve bunları yolculuk esnasında takmıştık. Aksi takdirde ailem televizyonda oğullarının gözlerinde sürme olduğunu görse şaşırabilirlerdi.
- Bakın Magazin D ekibi Bebek sahilinde kahvaltı yapan hangi ünlü isimleri yakaladı. dedi sarışın muhabir.
- Türkpençe ve Arslandağ Holdinglerinin varisler Rodos Türkpençe ve Kutal Arslandağ ile beraberiz. dedi ardından.
- Merhaba Yeliz uzun zaman oldu görüşmeyeli değil mi? diye sordu Rodos. Ve güneş gözlüklerini başının üzerine kaldırdı. Kusursuz gülümsemesi ile kameralara gülümsemeyi de eksik etmedi.
- Evet Yeliz en son geçen sene görüntülemiştin sanırım beni. diyerek Rodos'u taklit ederek gözlüklerimi yukarıya kaldırdım ve kameralara gülümsemeyi de eksik etmedim. Ailem sürmeli hâlime alışsa iyi ederdi.
- Evet Kutal'cım geçen seneydi ve sizin birbirinizi tanıdığınızı bilmiyordum. dedi.
- Bilirsin bu Holding işleri böyledir, ailemiz arkadaş olduğu için Kutal'la seneler öncesinde tanışmıştık. dedi Rodos.
- Bakıyorum da sürme alışkanlığından vazgeçmeyip bunu Kutal'a da aşılamışsın Rodos.
- Ne yapabilirim ki Kutal'ın kusursuz yüzüne sürme çok yakışıyor, sence de öyle değil mi Yeliz'cim. Beni şımartıyor bu çocuk.
- Teşekkür ederim dostum güzel iltifatların için. demek zorunda olduğumu hissettim. Bu yüzden de dedim tabii ki.
- Ah siz gençlere bayılıyorum çocuklar, gerçekten çok enerjik oluyorsunuz. Sahi şimdi kaç yaşındasınız? diye soran Yeliz'e Rodos'la aynı an da;
- 19. dememiz bir oldu.
Yeliz kameraya dönüp;
- Evet genç kızlar gördüğünüz üzere bu ikili çok canlar yakacak gibi duruyor. dedi.
- Teşekkür ederiz Yeliz bizi şımartıyorsun ama artık müsaade edersen kahvaltımızı yapmak istiyoruz. diyen Rodos'tan başkası değildi.
- Evet ekranların ve Jetsosyete'nin asi çocuğu Rodos Türkpençe ve sempatik, samimi ve yakışıklı çocuğu Kutal Arslandağ ile röportajımızı sonlandırırken onlara afiyet olsun demeyi de eksik etmiyoruz. Bakalım Bebek sahilinde başka hangi ünlülere rastlayacağız. diyerek yanımızdan ayrıldılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rodos'da Aşk Var
Random"İnsanlar, Her zaman bir sır saklarlar... Gizli sırları olmayan bir tek yetişkin yoktur şu dünyada... Peki benim sırrım mı ne..? Benim sırrım tam burada, göğüs kafesimin hemen altında, kalbimin de az içinde, siz beni anlayamazsınız belki ama anlamak...