Rodos'da Aşk Var

Söz Verdik Bir Kere

RODOS;

Ve büyük gün'e kollarımda sevgilim ile gözlerimi açtığımda, sevdiğim adam mışıl mışıl uyuyordu. Hafif aralık dudaklarının üzerine dudaklarımı kapattığımda iki saniye sonra bana cevap verdi. Sonra yeşilin her tonunu barındıran gözlerini benim mavi'nin her tonunu barındıran gözlerime diktiğinde dudaklarımdan şu sözler dökülüverdi;

- Günaydın, orman gözlüm.

- Günaydın, deniz gözlüm. diye cevap verdi.

Demek ki sabah kalktığım zaman gözlerim deniz mavisiydi. Bu çocuk beni nasıl mutlu edeceğini iyi biliyordu. Bu akşam sözümüz kesilecekti ve ikimizde çok mutluyduk.

- Akşam için heyecanlı mısın? diye sordu.

- Nasıl olmam birtanem tabii ki çok heyecanlıyım, ya sen?

- Çooooook heyecanlıyım hem de. diye yanıtladı.

- Kalkıp kahvaltı yapıp hazırlansak mı acaba.?

- Olur ama önce duş alsak iyi olur.

- Tamam hayatım, sen nasıl istersen. dedim.

Kalktık ve birlikte duşa girdik. Birbirimizi güzelce yıkadıktan sonra üzerimizi giyinmek için odama geçtik. Ayşe teyzeden evleri satın alıp duvarları yıktırmıştık. İki evi birleştirip evi büyütmüştük. Şu an sekiz oda, iki salon, iki banyo, iki mutfak, iki wc olan bir ev de yaşıyorduk. Mutfağın tekini yıktırmaya karar verdik. Dokuz oda olacak böylelikle.

Evin odaları büyük olduğu için bu ev çok hoşuma gidiyordu. Yani ne bileyim ben geniş alanlarda hava alarak yaşamayı seven birisiyim sonuçta. Kutal teklifimi kabul ettiği içinde oldukça şanslıyım tabii ki. Gardrop'tan yeşil pempe yakalı Polo bir t-shirt, altına hardal sarısı bilek üstü keten bir pantolon ve pempe Converse'ler giydik.

KUTAL;

Rodos ile aynı kıyafetleri giyindikten sonra hemen mutfağa gidip kahvaltı hazırlamaya giriştik. Kahvaltı hazırlıkları biter bitmez hemen hızlı bir şekilde kahvaltımızı bitirdikten sonra, ben masayı toparlarken Rodos'ta bulaşıkları makineye yerleştirmek ile meşguldü. İşlerimizi bitirdikten sonra;

- Aşkım hadi artık çıkalım mı? diye sordu Rodos.

- Tamam canım çıkalım, saat ilerliyor acele etsek iyi olur.

- Evet birtanem acele etmeliyiz.

Evden çıktığımızda saat 12.00 olmuştu. Kutal'ın Porsche'una binip Etiler'de ki Aykut'un kuaförüne gitmek için yol aldık. Neyse ki erken rezervasyon yaptırdığımız için fazla beklemek zorunda kalmayacaktık. Salon'a geldiğimizde sıra beklemek zorunda kalmayacağımızı gördüğüm için sevinmiştim. Rodos ile kararlaştırdığımız saç modeli doğum günümüzde yaptırdığımız modeldi. Aykut saçlarımıza bu modeli verir vermez ücretlerimizi ödeyip tekrar arabaya gittik ve Lodos'un salonuna geçtik. Manikür, pedikür, ağda ve kaş aldırmanın sonunda sürmelerimizi de çektirdik ve Lodos ile akşam görüşmek üzere ayrıldık.

RODOS;

Şimdi işin en can alıcı kısmı olan kıyafet bölümündeydik. Kutal ile birlikte takım elbise giymeye karar vermiştik ama hangimizin beyaz hangimizin siyah giyeceğine karar verememiştik. Sonuç ben Siyah Kutal ise Lacivert giymeye karar vermiştik. Beyaz düğün rengiydi bu ise sözdü.

Girdiğimiz bir mağazadan birer takım elbise alıp denedik. Bedenlerimiz oturduğu zaman aldığımız takımların paçalarını yaptırmak için terziye gittik. Terzi paçaları hâlledince hemen arabaya binip eve geri geldik. Saat 18.00 olmuştu bir saat sonra bizimkilerde olmamız gerekiyordu. Hemen üzerimizi giyinip, Ayşe teyzeyi alıp yola çıktık. Ayşe Teyze;

- Evlatlarım o kadar mutlu oldum ki sözleneceğinize, Allah inşallah tamamına erdirir. dedi.

- Amin anacım, inşallah. dedik Kutal ile aynı an da.

- Çok yakışıyorsunuz birbirinize inanın.

- Sağolasın anacım. dedik yine aynı an da.

Bizimkilerin evine geldiğimizde saat 19.00 olmuştu. Kapıyı evin hizmetçisi Ayten abla açmıştı.

- Hoşgeldiniz Rodos Bey. Sizler de hoşgeldiniz efendim. diyerek bizi içeriye aldı.

Bizimkiler ve Kutal'ın ailesi arka bahçe de oturmuş mubabbet ediyorlardı. Anneme, babama, valideme ve de pederime Ayşe teyze'yi tanıştırıp birer koltuğa oturduk. Kutal ve ben bir tekli koltuğa birlikte oturmuştuk. Kutal'ın eli benim belimdeydi. Benim elimde onun dizinde. Babam konuşmaya başlayacakken Lodos'ta geldi.

- Vuhuu şu yakışıklılara da bakın siz. dedi.

- Hoşgeldin kızım. dedi anne ve babam.

- Hoşbulduk mom, hoşbulduk dad. Sizlerde hoşgeldiniz Mr. and Mrs. Arslandağ. Ve tabii ki sizde hoşgeldiniz Ayşe teyzecim. Sen de hoşgeldin Kutal'cım.

- Hoşbulduk canım. dedi ismi geçen herkes bir an da.

Önce yemeklerimizi yedik ardından sohbet ederken nihayet söze sıra gelmişti. Sözümüzü kesmek en büyüğümüz olarak Ayşe teyzeye düşmüştü. Yüzükleri ve makas ile kurdeleyi bir tepsi de Lodos tutuyordu. Üzerinde kırmızı bir mini elbise vardı. Siyah saçları bukle bukle yapılmıştı. Ayşe teyze;

- Evet, bu akşam burada bu iki gencimizin sözünü kesmek için bulunuyoruz. İkisi de benim evlatlarım gibi sevdiğim genç delikanlılar. Bu onurlu görevin bana verilmesi ayrıca gurur verici. dedi.

Yüzüklerimizi birbirimizin parmağına taktığımızda Ayşe teyze kurdeleyi kesmişti. Kutal ile birbirimizi öptüğümüzde artık birbirimize bağlandığımızı biliyordum. Onu seviyordum ve bu hiçbir zaman da değişmeyecekti. Biraz iş muhabbetinden sonra bizimkilerden izin isteyip ayrıldık evden. Ayşe teyzemizide unutmamıştık tabii ki.