1.1

474 122 200
                                    

Merhaba, iyi okumalar...
🌹🌹🌹

Yoongi'nin anlatımından,

Bir an gözlerimi kısarak düşünmüş, sert kahveden bir yudum daha alarak, muhteşem aromasıyla rahat koltuğuma yerleşmiştim.

Telefonumdan uygulamayı tekrar yükleyerek, uyuyana kadar ilk bölümden itibaren tekrar okumaya başlamıştım...

Yazarın bi kaç gün önce güncellediği bölüme geldiğim de, bitiyor olmasından nedense hoşlanmamıştım. Farkında olmadan kendi hakkım da yazılanlar hoşuma mı gitmişti?
Hikayenin sonundasın uyarısıyla uygulamayı kapattım.
Yerimden kalkarak sessizce çalışma odasına geçtim. Uyumadığıma göre yarına bıraktığım işleri tamamlamasam da hafifletmek iyi fikirdi.
Bir saat sonra saat kurma gereği duymadan yatağıma uzanarak gözlerimi kapattım.

Saat kurmama gerek bırakmayan bangtanboys üyelerinin hepsi hali hazırda kapımdaydı.
Bu defa küçük değil en etkili olanlar ile savaş açmışlardı.

Bir an bir şeyler yediğini tahmin ettiğim boğuk çıkan sesin sahibi "Kahvaltıya gelecek misin?" diye sormuştu. Sesin kime ait olduğunu anlayamamış ve ani bir tepki vermiştim.

"Bir gün de serserilik yapmayın kardeşim!"

"Sen ne diyorsun Bay Min, uyanamadın galiba?"

Sesin sahibini şimdi tanımıştım. Hemen ayağa kalkarak kapıya yöneldim. Jin hyunga serseri demistim.Gönlünü almam gerekir miydi?

Elinde ki servis çatalı ve kafasındaki aşçı şapkasıyla gurubun en büyuk üyesi değil de maknaesi olduğunu şüphe ettiğim kişi karşımdaydı.

"Jin hyung günaydın"

"Günaydın serseri badboy, kahvaltıya!"

Masada enerji patlaması yaşayan üyelerin yanında, en kıyıda ki köşeye geçerek oturdum.
Güzel bir kahvaltı yaparak çalışmalarımıza son gaz devam edecektik. Fakat bir sorun vardı.
Susmuyorlardı...
Kendi halimde yaptığım kahvaltıda, beni harekete geçiren şey telefonumdan gelen bildirim sesi olmuştu.
Fakat ceplerimi araştırdığım da, telefonumu bulamıyordum.
Ağzımda ki lokmayı tam çiğnemeden sert bir şekilde yutarak elimde ki bardağı dikkat çekecek bir sesle masayla buluşturdum.

Gözlerimi tam karşım da oturan ve dikkat çekmemeye çabalayan Jungkook'a dikerek sonrasında avcum açık bir şekil de elimi ona  uzatmıştım.

Herkes olanları merakla takip ederken, Jungkook gülerek birşeyler gevelemeye ardından da ayağa kalkarak cebinden telefonumu ve ardından Jin'in ipadini iade etmişti.

Jimin'in şaşkınlığı, benim sinirlenmem ve diğer üyelerin gülüşmeleriyle kahvaltı masasından kalkarak koltuğa geçtim.

"Ne zaman vazgeçeceksin bu yaramazlıklar dan" diye söylenen Rm'in, flash belleğinide masaya bırakarak kalktığında herkes cihazlarını kontrol ediyordu.

.................

Kızın anlatımından;

Elimde benim sorduğum ve onun cevapladığı kağıdı kaç defa inceledim bilmiyorum.
Her harfi, her kelimeyi noktasına virgülüne kadar beynime resmen kazımıştım.
Aşk ve dramın hakim olduğu bir hikayenin kahramanı olmak istiyordu.
Madem öyle aşk olan hikayeme dram da eklemeliydim.
Bunu sen istedin Bay Swag, diyerek hikayeye yeni şeyler ekleyerek devam ettim.

Son bölümde yeniliklerle birlikte kafamda ki hikayede bir kaç değişiklik yaparak hikayeyi yeni bölümle güncelledim.

Loş odamda uzandığım yatakta gelen yorumları cevaplayarak, biraz vakit geçirdim. Bir yandan da dün gece gördüğüm rüyada ve sorduğum diğer soruya verdiği cevabın benzerliğini düşünüyordum.
Hayatım da Yoongiye bir daha bu kadar yaklaşamayacak olduğumun farkındaydım.
İçimde ki derin sızıyla, dolan gözlerim sabah erken kalkmış olmanın yorgunluğuyla kapanmıştı.

𝙈𝙮 𝙍𝙚𝙖𝙙𝙚𝙧 | ⓢⓤⓖⓐ | (𝙈𝙔𝙂~𝙒𝙖𝙩𝙩𝙥𝙖𝙙𝙙𝙚)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin