2.8

222 20 109
                                    

Yorum ve votelerinizi eksik etmeyiniz...
Kitabı arkadaşlarınıza önerir misiniz?
❤❤❤

Biran duraksayarak dediklerini anlamaya çalıştım. Nasıl yani böyle olursa Yoongi nasıl cafeden çıkacaktı...

............

Dediklerini onaylatmak adına tekrar tekrar sormuştum.

"Ee nasıl yani? Şimdi siz burada mı duracaksınız?"

"Evet hanımefendi.Endişelenmenize gerek yok."

"Esasen endişelenecek birşey yok. Sadece alarmın bozuk olması...."

"Lütfen hanımefendi, bizim için sorun değil.Bu bizim görevimiz."

İşte bu çok güzel olmuştu.
Artık Yoongi'nin cafeden çıkması imkânsızdı. Eminim ki dışarda ki polisleri alarm için kontrol etmeye gelen polis ekibi yollamıştı.
O ukala polisle birbirimizden hiç hoşlanmamıştık.
İtici ve rahatsız edici bakışları, sanki bir şey biliyormuş gibi sorular sorması sinirlerimi bozmuştu.
Kendini FBI falan sanıyor olmalıydı.

Yoongi'nin kimliği ortaya çıksa bir problem olur muydu?

Söylene söylene mutfak bölümüne dönerek Yoongiye baktım. Bıraktığım yer de değildi.

Gözlerimi etrafta gezdirirken. Bileğimi tutan bir elle irkilmiştim.

"Ah! Beni korkuttun, nerdesin?"

"Heralde beni indirdiğin tezgah altında kalamazdım."

Düşen yüz ifademi farketmiş olmalı ki gülümsemişti.

Ayağa kalktı mutfak bölümündeki tezgahların arkasından dolaşarak iki sandalye getirdi.
Sanki cafeye yabancı olan benmişim gibi onu izliyordum.
Sandalyeleri karşılıklı yerleştirdikten sonra ortasına bir tabure koydu.

Donup kaldığım yerde az evvel olanları unutmuş bir halde hayranlıkla onu izliyordum. Umarım dışardan bir aptal gibi görünmüyordum.

Ilerleyerek buzdolabında ki pastaya göz attı.
Gördüğünden pek memnun olmamış bir yüz ifadesiyle, pastayı alarak bana döndü.

Ortaya yerleştirdiği tabureye pastayı koyduktan sonra bileklerimden tutarak sandalyeye oturmamı sağladı. Bileklerimde hissettiğim elleri ürpermeme sebep olmuştu. Bu kadar temas zavallı kalbim için fazlaydı.

Oturduğu sandalyede hızla ayağa kalkarak ceblerini yokladı.
En son baktığı cebinden çıkardığı çakmağı buldum dercesine uzatarak göz kırptı.

"Nerde kalmıştık?" Diye fısıldadığında sesinde ki tını düşüp bayılmam için son nokta olmuştu.

Ben içimden -dayan Hilâl dayan hislerini belli etmemelisin- diye tekrarlarken uzanıp mumu yakarak biraz daha beklememi söyledi.

Dolaba doğru yöneldiğin de onun ne yaptığını anlamamış olduğumu düşünmüş olmalı ki dolapları işaret ederek bana bakmıştı.

Gülümseyerek dolabı açtı ve iki tabak alarak çekmeceye yöneldi.Bıçak ve çatallarıda alıp karşıma oturdu.

Cafenin kapısına imalı ve muzip bir bakış atarak gülmemi sağlayan o sözleri söyledi. Bakışlarında endişe ile birlikte cevap vermemi isteyen bir ifade vardı.

"Umarım başka kimse gelmez."

Endişeli bir ses tonuyla cevapladım.

"Umarım gelmez."

𝙈𝙮 𝙍𝙚𝙖𝙙𝙚𝙧 | ⓢⓤⓖⓐ | (𝙈𝙔𝙂~𝙒𝙖𝙩𝙩𝙥𝙖𝙙𝙙𝙚)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin