Yabancı

26 4 9
                                    

22.10.2004


ZEHRA KORKMAZ :


İngiltere'ye geleli bugün üçüncü günümdü. Yarı Türkçe yarı ingilizce derslerin görüldüğü bir liseye yazdırılmıştım.

Okulun hemen yanında ise kendine özel yurdu vardı.
Türkiye'ye göre olanakları ne kadar güzel ve gelişmiş olsa bile ülkemin yerini tutar mıydı burası bilmiyordum.
Yattığım yataktan kalkarak camın önüne geçtim.
Birkaç yıl öncesine kadar benim güzel bir hayatım, ailem ve arkadaşlarım vardı.
Şimdi geriye baktığım zaman ne yanımda ailemden birisi vardı ne de evime yakın bir yerdeydim.
Gözlerimden dökülen iki damla yaşı silerek etrafa baktım.
Ne buralara yakın bir camii ne de göklerde bir Türk Bayrağı vardı.
Kendimi o kadar yabancı hissediyordumki.
Sanki bir daha ne olursa olsun ülkeme dönemeyecek gibi hissediyorum.
Ama biliyordum!
Her şey burada yolunda giderse avukat olmam çok kolay olacaktı.
Ve aldığım eğitim ile her zaman ilk seçilecek avukat olacaktım.
Derin bir nefes alarak dolabımın kapağını açtım.
Havalar baya soğuktu oldukça kalın bir hırka giyerek odadan çıktım.
Bugün okul yoktu.
O yüzden yurtta kalanların bir kısmı bahçede diğer kısmı da kapalı spor salonundaydı.
Geleli kısa süre olmuştu ama birkaç tane arkadaşım vardı.
Merdivenlerden inerek bahçeye doğru adımlarımı yönlendirdim.
Okulda benden bir üst sınıf olan Burcu isminde bir kızla tanışmıştım.
O da bazı olaylar yüzünden yıllar önce buraya gelmişti.



"Zehra, nereye?"

Tanıdık bir ses kulağımı doldururken gülümsedim. Günlerdir ismimi duymaya ihtiyacım vardı.

"Biraz hava alacağım. Bahçeye çıkıyorum gelmek ister misin?"

Dedim Burcu'ya.
Olumlu anlamda kafa sallayarak yanıma geldiğinde bahçenin en sonunda bulunan banka doğru ilerledik.
Artık kalın bir hırka bile buranın soğuyla başa çıkamıyordu.

"Neden buradasın? Anlatmak istersen dinlerim seni."


"Babam, yüzünden."

Dedim emin olamaz tarzda.
Bunun nasıl anlatılacağını düşündüm uzunca bir zaman.
Çünkü 'Babamın beni öldürmemesi için buraya kaçtım.' Demek her dilde deli saçmasıydı.
Ama gerçek buydu.
O bir evladını gözünü kırpmadan onca yükseklikten aşağı bırakmıştı.
Aylarca,günlerce eziyet etmişti ailesine.
Ve işin garip yanıda sırf ölüm olmadığı için hakettiği cezayı alamamıştı.


"Demek daha iyi eğitim alman için baban gönderdi."

Dedi hiç beklenmedik bir anda Burcu.
Acı bir şekilde gülümseyerek olumsuz anlamda kafamı iki yana salladım.




"Babam yüzünden buradayım çünkü burada iyi eğitim alıp onu ait olduğu yere tıkmak için. Babam, için buradayım çünkü onun özgürlüğünü elinden almam için kendimi buraya esir etmem gerektiği için buradayım. Ben, ileride avukat olacağım demin kurduğun cümleye evet demeyi o kadar çok isterdimki. Ama ben yalan konuşamam. Yalan konuşursam ileride kendime çok büyük ihanet etmiş olurum. Ben, babamın beni öldürme ihtimali yüzünden geldim buraya."





İLK SÖZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin