8 Aralık 2018
Saat: 23:49İyi okumalar...
Ertesi gün...
Zehra'nın anlatımından:
Yorgun ve isteksizce kırılacak gibi çalan kapıyla gözlerimi araladım.
Etrafa baktığımda nerede olduğumu algılamak üç saniyemi almıştı.
Hızla yatağımdan kalkarak yorgun ve uykulu adımlarla koridoru aşarak kapının önüne geldim.
Füsun Teyze'nin, bağrışlarını duyuyordum."Boyun posun devrilsin emi senin adam gibi!"
Bağırması o kadar nettiki olanları algılamak için yaklaşık 3 dakika boyunca olduğum yerden adım atmamı dahi engellemişti.
Tekrar kapının kırılmak ister gibi çaldığında kapıyı açtım.
Orta yaşlarda bir adamdı.
Ama yüzü o kadar tanıdıktıki.
Bu...
Bu adam geçen gün pasta almak için girdiğim kafenin önünde çarpıştığım adamdı.
İyi de bura?
Nasıl?
Bu?Füsun Teyze'nin, hızlı adımlarla yukarıya çıktığını gördüğümde olanları anlamam sadece üç saniyemi almıştı.
Karşımda duran kişi sadece kimlik üzerinde baba kısmını doldurmakla kalan biriydi.
O gün yüzünün bu kadar yakın gelmesinin sebebi buydu demekki.
Zorla ayakta duruyordum.
Gözlerinin içine anlamsız, boş ve sevgisiz bakıyordum.
12 yaşında benim için baba kavramı bitmişti.
Baba sevgisi nedir?
Baba, çocuklarını nasıl korur?
Benim için hepsi bitmişti.Ani bir hamleyle babam olacak kişi içeriye girerek boğazıma yapışması bir oldu.
"Sen, babana dava açmaya utanmıyor musun? Çekeceksin o davayı Zehra. Hele bir çekme neler ederim size bir bilsen. Annen nasıl? Emir nasıl küstü mü hayata iyice?"
Ellerimle güçlü gövdesini hızla geri ittirdim. Birkaç kez ard arda öksürerek derin derin nefes alıp vermeye çalıştım.
"Senin karşında tehditlerine boyun eğer Zehra yok artık. Hatırlıyor musun o dört duvar arasına tıkılı kaldığında sana yemin etmiştim ilerde en ağır cezayı alman için elimden geleni fazlasıyla yapacağım diye. Şimdi buradayım. En ağır cezayı alman için elimden gelenin fazlasını yapacağımdan şüphen olmasın."
Dedim gülerek.
Bu iyice onu sinirlendirmiş olacak ki daha hiddetli bir sesle bağırmaya başladı."Yakarım, yıkarım Zehra. Sağ bırakmam hiçbirinizi. Bak ben sizi unuttum yeni bir hayat kurdum. Siz neden yapmıyorsunuz aynısını?"
Kurduğu cümle iyice gülmemi sağlarken zorla cümle kurdum.
"Hayatımızı mafettikten sonra öyle güzel hayat kurulur mu hiç? Geceleri yastığa başını koyduğun zaman keşke düşünseydin birgün Zehra çıkıp gelirse cidden dediğini yaparsa ben ne yaparım diye. Ama görüyorum sen yaptıklarından pişman bile değilsin. Gözün nefretten başka bir şey görmüyor. Ama sen benim bizim hayatımızı mafettin. Ya ben senin yüzünden bilmediğim bir ülkeye gittim. Senin yüzünden geceler boyu ağladım. Hastalandım annem yoktu yanımda. Birileri bir şey dedi, hırpaladı beni koruyan bir babam yoktu. Keşke şu balkondan tek kendin atlasaydın. İnan o zaman arkadan ağlar veya üzülürdüm belki. En acısı ne biliyor musun? Yaşıyorsun bir yerde mutlu bir hayat sürüyorsun. Ben bunu biliyorum. Birileri sana baba diyor. Sen onları kucaklıyorsun. Onların gözünden iyi baba rolündesin ama ben sırf bana zarar verirsin diye şu İstanbul sokaklarında hala rahat dolaşamıyorum. Yaşarken bir babadan babalık görememek çok acı. Sadece soyadını taşıyorum bu bile kendimden nefret etmeme yetiyor."
Dedim gözlerinin içine korkusuzca bakarak. Aniden yine o günkü gibi gözleri döndü karşımda duran adam vasfına bile sığdıramadığım kişilik. Kollarımdan beni tutarak var gücüyle sarstı ve girişteki fortmantonun yanına doğru adeta savurdu. Sol kolumun şiddetle dolaba indiğinde canımın acıması hissettiğim his yüreğiminkinin yanında hiçbir şeydi. Füsun Teyze, yüksek bir sesle çığlık atarak ellerini ağzına getirme ihtiyacında bulundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK SÖZ
Gizem / GerilimHayatınızda kendinize verdiğiniz ilk sözü hatırlıyor musunuz? 12 yaşında verdiğiniz sözü tutmak için 18 yıl bekleyebilir miydiniz? Ben, bekledim 12 yaşında hayatın gerçekleriyle yüzleşip baba kelimesini ağzı kapalı bir mahzene kapatıp 18 yıl kendi...