31.Bölüm: Kavga

97 4 1
                                    

Multimedya: Duman - Sarhoş

Keyifli Okumalar.

31.Bölüm: Kavga

Elimde tuttuğum okul kıyafetleriyle birlikte lavaboya girip kapıyı kilitledim. Kıyafetleri bir kenara bırakıp bir süre aynadan kendime baktım. Dün geceden sonra pekte iyi olduğum söylenilemezdi. Resmen birisi canıma kast etmeye çalışmıştı. Ya başarılı olsaydı? Düşüncesi bile tüylerimi diken diken yapıyordu. O gece garsonun vurulmasının ardından katil arkasına bakmadan kaçmıştı. Korel peşinden koşmuştu fakat yetişememişti. Yüzünde maske olduğundan dolayı kim olduğunu görememiştik. Gecenin en iyi haberi ise olayın hemen ardından vurulan adamı hastahaneye götürdüğümüz de, durumunun iyi olduğunu öğrenmemiz olmuştu.

Korel ısrarla onun evinde kalmam gerektiğini söylese de her defasında bunu reddediyordum. Ne zamana kadar kaçabilirdim ki? Nereye kadar sürecekti bu saçmalık? En iyisi olduğum yer de kalmaya devam edip her şeyle yüzleşmek olacaktı. Korel'e göre her ne kadar bile bile ölüme gitmek olsa da benim için öyle değildi. Saat sabahın körüydü ve okula gitmek için hazırlanacaktım. Muhtemelen Korel şuan da dün gece ki adamın bulunması için uğraşıyordu. O konuyla ilgileneceğini, hatta kabaca adamın hayatını kaydıracağını söylemişti. Yapardı, ondan her şeyi beklerdim. Derin bir nefes alıp yüzümü yıkadım. Ardından dişlerimi fırçalayıp okul kıyafetlerimi giyindim.

Saçlarımı her zaman ki gibi açık bıraktım çünkü böyle rahat ediyordum. Tokayı saçlarıma üç kere dolasam çok sıkı, iki kere dolasam çok gevşek olduğundan dolayı en iyisinin toplamamak olduğunu düşünmeye başlamıştım.
Kirpiklerime rimel, dudaklarıma dudak renginde bir ruj sürüp aynadan tekrar kendime baktım. Sade ve hoş görünüyordum. Lavabodan çıktığımda uyku mahmurluğuyla Gül'ün gözlerine ters ters baktım. Genellikle sabahları huysuz yaşlı ihtiyarlara benzerdim. Bu yüzden okuldaki arkadaşlarım benden hep şikayetçi olurdu. Tabi, onları umursamayıp gün boyu teneffüslerde dahil okulda uyurdum.

"Psikopat gibi bakmasana Mihran, Allah aşkına sanki zorla götürüyorum." Tabiki de zorla götürüyorsun. Yoksa ben manyak mıyım da her sabah okula gitmek isteyeyim? Omuz silkip yer de duran çantayı aldım ve omzuma geçirdim. Ders kitapları okullar açılmadan bir gün önce dağıtılmıştı ve Gül sağ olsun benim yerime benim ders kitaplarımı da almıştı. O kadar çok kitap vardı ki ve çantam o kadar çok ağır oluyordu ki iki üç tane kitap götürmeye karar vermiştim. Yurttan çıktığımızda telefonumdan saate baktım. Henüz dersin başlamasına yirmi dakika vardı.

Mesaj kısmına girip Korel'in adının üzerine tıkladım. Bir anlığına mesaj atsam mı diye düşündüm. Daha sonra atmamaya karar verip telefonu tekrar cebime koydum. Montumun önünü iliklerken göz ucuyla Gül'e baktım. Özgür'e kısa bir mesaj attıktan sonra bana doğru dönmüştü. "Okul çıkışı bir kafeye gidelim diyorum ne dersin?"
Evet dememi ister gibi bakan gözlerine karşılık başımı iki yana salladım. "Okuldan çıktıktan sonra iş bakmaya gideceğim. Başka zaman gideriz olur mu?" Yüzü hemen asılsada başını hemencecik sallayıp, "Olur." diye mırıldandı. Bir daha yol boyunca hiç konuşmadık.

Okulun önüne geldiğimizde bakışlarım ilk önce bahçede daha sonra okulda gezindi. Demek ki devlet okulları böyle oluyordu. Sadece fazla lüks değildi. Sonuçta insan her yer de insandır. Bahçenin içerisinden girdiğimizde bir sürü insan olduğunu gördüm. E hâliyle bir sürü öğrenci olacaktı ne bekliyordum ki? Gözlerim kürsüde ki adama kaydı. Müdür olmalıydı, elinde bir kağıt vardı ve onu okuyordu. Böylelikle herkes sınıflarını öğrenmiş oluyordu. Zaten Gül ile her türlü ayrı sınıflarda olacaktık. Çünkü o on birinci, ben ise on ikinci sınıftım. Herkes sınıflarını öğrendikten sonra kargaşa sonunda bitmişti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 12, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ölümün Soğuk Sesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin