20.Bölüm: Eskiye Dönüş

46 4 0
                                    

Multimedya: Ufuk Beydemir - Ay Tenli Kadın.

Keyifli Okumalar.

20.Bölüm: Eskiye Dönüş

"Kendini nasıl hissediyorsun kuzum?"

Gül'ün sesini duymamla irkildim. Pencerenin kenarına oturmuş, hemen çaprazımda duran parktaki çocukları izliyordum. Ne kadar da mutlulardı. Çocukluklarının en güzel dönemini yaşıyorlardı. En güzel ve en masum. Derin bir nefes aldıktan saniyeler sonra başımı dolabın hemen önünde kıyafet seçmeye çalışan Gül'e çevirdim. "Sanırım bugün daha iyiyim." Hastaneden taburcu olalı iki gün olmuştu ve bu iki gün içerisinde bu odadan hiç çıkmamış, dinlenmiştim. Yorgunluğum kuş misali uçup gitmişti. "Beni bırakta, sen bir yere gidiyorsun sanırım?"

Sesim muzip bir şekilde çıkmıştı. Bana ters bakışlar atmaya başladığında kıkırdadım. Yeniden önüne dönüp askılıktan kısa, şirin bir kot etek çıkardı. Üzerine giymek için de beyaz uzun kollu bir bluz aldıktan sonra dolabın kapaklarını kapadı. "Liseden bir arkadaşım ile buluşacağım." derken yüzü üzgün bir hâle bürünmüştü. Nedenini sormamak için kendimi zor tutarken konuşmaya devam etti. "O zamanlar burs kazanmış ve özel okula gitmeye başlamıştım. Aslında ilk başta istememiştim, fakat böyle bir teklifi reddetmek aptallık olurdu. Okulda herkes bana tiksinircesine bakar, uzak dururken sadece Deniz benimle ilgilenmişti."

Derin bir iç çekti ve komidinin çekmecesinden uzun bir çorap çıkardı. "O kâbus gibi geçen lise yıllarımdan geriye kalan tek iyi şey Deniz oldu." Ne tepki vereceğimi öğrenmek istercesine gözlerimin içine baktı. Dudaklarımı birbirine bastırırken hafifçe tebessüm ettim. "Artık ben varım Gül..." diye mırıldandım. "Yalnız değilsin, hep senin yanında olacağım." Dudakları kıvrıldı. Başını onaylarcasına salladıktan sonra kıyafetlerini alıp lavaboya gitti. Pencerenin kenarından kalkıp yatağımın ucuna oturdum. Bugün Oğuz Abinin yanına gidecektim. Özür dileyeceğim, muhtemelen beni işten kovacaktı. Sorumsuz bir insandım. Oğuz Abi beni azarlarsa son derece haklı olurdu.

Yatağın üzerinde duran telefonumun titremesiyle bakışlarım yatağın üzerine kaydı. Ekranına baktığımda Özgür'den bir mesaj olduğunu görmüştüm. Telefonu elime alıp mesajı açtım.

Gönderen: Özgür

"Gül yanında mı? Bana kızgın mı? Kuzen Allah Peygamber aşkına bir şey yap, barıştır bizi."

Mesajı okuduktan sonra istemsizce güldüm. Nasıl barıştırabilirdim ki? Gül çok inatçı bir kızdı. Belki başarabilirdim. En azından deneyecektim.

Gönderilen: Özgür

"Gül iyi, bir arkadaşı ile buluşacak hazırlanıyor. Bu arada, o iş ben de barıştıracağım sizi ;)"

Sanki hazır da bekliyormuş gibiydi. Anında cevap gelmişti.

Gönderen: Özgür

"Ne arkadaşı bu? İsmi neymiş ki?"

Gönderilen: Özgür

"Deniz."

Gönderen: Özgür

"NE!? Nasıl Deniz yani?

Gözlerimi devirdim. Cevap vermeyecektim. Oturduğum yerden kalkıp dolabın önünde durdum. Kısaca içinde bir göz attım. Yanaklarımı bıkkınlıkla şişirirken elime koyu mavi renkte bir pantolon, üzerine çürük vişne renginde bir kazak alıp dolabın kapaklarını kapattım. O sırada kulağıma telefonun melodik sesi ilişti. Elimde ki kıyafetleri yatağın üzerine bırakıp telefonu aldım ve aramayı cevaplandırdım. "Ne var Özgür?" Sesim bıkkınlıkla çıkmıştı. Özgür ise hiç uzatmadan direkt konuya girdi. "Nasıl bir Deniz bu? Yani cinsiyet olarak? Gül çıktı mı evden? Keşke oyalasaydın, Mihran konuşsana!"

Ölümün Soğuk Sesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin