Multimedya: Emre Aydın - Beni Vurup Yerde Bırakma.
İyi Okumalar.
13.Bölüm: Meftun
Kendimden emin bir şekilde ben de onun gibi hızlı adımlarla yürüyordum. Aramızda ki tek fark; o bana öfke dolu bakışlar atarken, ben gayet rahat ve baygın bakışlar atıyordum. Burnumun dibine kadar gelmişti. Tam önümde durmuş gözlerimin içine bakıyordu. "Ne var?" dedim umursamaz bir tavırla. Sinirle gülerken yeni yeni çıkmaya başlayan sakallarını kaşıdı. Sakallıyken daha çok yakışıklı oluyordu. Ne? Az önce ne demiştim ben? Hayır, yakışıklı falan değildi. Kalbimin hızlı bir şekilde atmaya başladığını hissettiğimde dudaklarımı ıslattım. Umarım sadece yakışıklı bir erkek gördüm diyedir bu kalp çarpıntısı, aşık olmak falan istemiyorum. Her şey yetmezmiş gibi bir de özel hayat ile uğraşamazdım.
Zaten mutlu olmak kim ben kim?
"Sen az önce ne yaptın?" dedi dişlerinin arasından. Dudaklarımı büzerken düşünür gibi yaptım. Az önce kardeşimi taciz eden şerefsizi öldürdüm, onun haricinde bir ekşın yaşamadım. Tabiki de bunları demeyecektim. "Ne yapmışım ki ben?" dedim salağa iyice yatarak. Sonuçta, az önce bir adamı öldürüp katil olduğumu bilemezdi değil mi? Bilemezdi tabii. "Sen az önce bir adamı öldürdün. Bunu nasıl yaparsın? Bunu kendine nasıl yapabilirsin Mihran?" Ağzım şaşkınlıktan kocaman açılırken gözleriminde ağzımdan farksız bir yanı yoktu. Az önce bir insanı öldürmüştüm, evet bu doğru. Peki Korel bunu nereden biliyordu?
Kaşlarım çatıldı. "Sen nereden biliyorsun bunu? Ayrıca sana ne?"
Ağzından histerik bir gülüş kaçarken ensesini ovaladı. Başını hafifçe yukarıya kaldırıp derin bir nefes aldı. Gözleri tekrardan gözlerimi buldu. "Katil oldun, birisini öldürdün. Hapise girebilirsin. Bunu göze alıpta nasıl böyle bir şey yapabilirsin aklım almıyor!" Dişlerimi sinirle sıktım. Evet bunları göze alıp öldürdüm o adamı, ne diye sorguluyordu ki? Kimdi o? Benim neyim oluyordu da böyle hesap sorabiliyordu? "Hepsini göze alıp o adamı öldürdüm. Çünkü o ölümü hak etti. Cezasını kestim. Hapise girersem de girerim sana ne, bu seni ilgilendirir mi Korel!?"
"İlgilendirir gerizekalı!"
Gözlerimi hızlıca kırpıştırırken kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı. Ağzım defalarca kez bir şey söylemek için açılıp kapandı. Söyleyecek bir şey bulamadım. Sustum. Sakallarını kaşırken gözlerini yere dikti. Bir süre öyle durdu. Bir şey düşünüyormuş gibiydi. Dudaklarımı birbirine bastırırken omzundan birkaç kere dürtükledim. Tepki vermeden yere bakmaya devam etti. Birden başını bana doğru çevirip tedirginlikle gözlerimin içine baktı. "Bak şöyle yaparız tamam mı? Uzak bir yerlere gidersin, şehir dışına, ya da yurt dışına. İstersen ben de seninle gelirim he? Nasıl olur? Hapise girmezsin, orada..."
"Korel saçmalama!" dedim bağırarak. Gözlerini kırpmadan gözlerime bakıyordu. Dudaklarımı birbirine bastırırken gözlerimi defalarca kez kapatıp açtım. Beni düşünmesini istemiyorum, benim iyiliğimi istemesini de istemiyorum. Bana benden başkası yardım edemezdi. Ondan yardım falan da istemiyordum. Ah, lanet olsun! Karşımda benim için çırpınan bir insana bencilce davranıyordum. Bu kendimden nefret etmeme sebep olurken bir şeyler söylemem gerektiği aklıma geldi. "Sakin ol. Hapise falan girmeyeceğim. Hiçbir iz yok bu hastanede bana dair." dedim işaret parmağımı hastaneye doğru çevirirken.
"Şu kamerayı görüyor musun? Şuan da kayıtta değil. Hepsini bozdum. Anladın mı? Hepsini bozdum. İşimi temiz yaptım anlayacağın, şimdi sakinleş ve bu sırrı benimle mezara kadar taşı? Olur mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümün Soğuk Sesi
أدب المراهقينAslında, bu kemlik dolu dünya da her şeyin bir karşılığı vardır. Seversen, sevilirsin. Aldatırsan, aldanırsın. Kötülük düşünürsen, kötülük bulursun... İyilik düşünürsen, iyilik bulursun. Gülersen gülücük bulursun, asarsan yüzünü asık suratla karşıl...