Multimedya: Çağan Şengül & Yasir Miy - Tenha
Beğenmeyi ve satır arası yorum yapmayı ihmal etmeyin lütfen.
Keyifli Okumalar güzellerim.
28.Bölüm: Prangalar
Sisli bir sabahın, soğuk çığlıklarıyla açtım gözlerimi. Masmavi gökyüzünü renklendiren şimşeğin ışığını görmemle irkildim. Şiddetli bir şekilde yağmur yağıyordu. Sert zeminden destek alarak yattığım yerden doğruldum. Asfaltın tam ortasındaydım, etrafımda kimse yoktu. Üzerimde sarı renkte ince tüllü naif bir elbise vardı. Sert rüzgar esmeye devam ederken kollarımı bedenime sardım. Diğer insanlar neredeydi? Neden burada yalnızdım?
Etrafa çekingen bakışlar attım. Derin bir nefes alıp ayağa kalktım. Başımı hafifçe yukarıya doğru kaldırdım, annemin gülümseyen yüzünü görmemle duraksadım. Beyaz dikişsiz bir elbisenin içerisinde, uzun sarı saçlarıyla oldukça hoş görünüyordu.Yüzümde küçük bir gülümseme oluştu. İçim içime sığmıyordu. Bu özlemle başa çıkamıyordum artık. Göğsüne sokulup beni şefkatli kollarıyla sarmasını istiyordum. Ne olursa olsun ona ihtiyacım vardı. Ne kadar hata yapmış olursa olsun, o benim annemdi. Ona doğru bir adım atmak istedim fakat yapamadım. Olduğum yerde mıhlanmış gibiydim. "Mihran'ım..." Dudaklarından dökülen adım, ninni gibi gelmişti kulaklarıma.
"Kızım, canımın içi." Hâlâ gülümsemeye devam ediyordu. "Seni çok özledim yavrum." Ben de. Ben de seni çok özledim anneciğim. Gözlerinden akan birkaç damla yaşı sildi. Birkaç saniyeliğine duraksadı. Aklına kötü bir şey gelmiş gibi yüzü asıldı."Kendine dikkat et Mihran. Hiç iyi şeyler yaşamayacaksın, o adamdan uzak dur kızım. Kirli geçmişe sahip olan bir adam ile sevdan uğruna bir hayat kuramazsın. Kaç kurtar kendini kızım." Gözleri bir noktayı hapsine aldı. Baktığı yöne doğru baktım. Bir adam vardı. Üzerinde siyah renkte kaban, başında yüzünün yarısını kapatan koyu renkli bir şapka vardı. Elinde tuttuğu silahı anneme doğrulttuğunda kalbimin ağrıdığını hissettim. Annem son kez gözlerimin içine baktı, daha sonra saniyeler içerisinde gözden kayboldu. Adam afalladı, omzunun üzerinden bana doğru baktı. Korkudan çenem titriyor,
gözlerimden birer birer yaşlar düşüyordu. Yüzünü göremediğim adam bana doğru gelmeye başladı.
Kaçmak istedim, arkama bile bakmadan kaçmak istedim fakat yapabildiğim tek şey onu izlemek oldu.Silahı karnıma doğrultup hiç düşünmeden sıktı. Ağzımdan boğuk bir inleme kaçtı. Hissettiğim acı tarif edilemezdi. Elim karnıma doğru gitti. Korku dolu bakışlarımı elime düşürdüm. Kan. Gördüğüm tek şey bir sürü kandı. Ağlamaya başladım. Hıçkırıklarım ardı ardına sıralanırken, "Yapma." diye fısıldadım. Silahın ucunu şakağıma dayadı. Gözlerimi sıkıca yumdum. İyice yanıma yaklaştı, dudakları kulağıma değiyordu. "Hissettiğin acı henüz hiçbir şey küçük kız, daha yeni başlıyoruz." O silah patladı. Silahtan çıkan ses boşlukta raks ederken gözlerim yavaşça karardı. O an anladım ki her veda, yeni bir merhabaydı.
Çığlık çığlığa uyandım. Elim boynuma doğru giderken nefesimi düzene sokmaya çalışıyordum. "İyi misin?" İrkildim. Zar zor yutkunurken gözlerim odanın içerisinde gezindi. Yusuf kapının pervazına yaşlanmış boş bakışlarla olan biteni izliyordu. Şöminenin hemen yanında duran Emir ise gözlerini kısmış bana doğru bakıyordu. "B-ben." dedim güçlükle. Korel'in gözlerine baktım. "Benim hava almam gerekiyor."
Ayağa kalkmaya çalıştığımda Korel ellerimi tutup engel oldu. Pikeyi üzerimden kaldırıp bir hamlede beni kucağına aldı. Sesimi çıkarmayıp, kollarımı boynuna doladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümün Soğuk Sesi
Roman pour AdolescentsAslında, bu kemlik dolu dünya da her şeyin bir karşılığı vardır. Seversen, sevilirsin. Aldatırsan, aldanırsın. Kötülük düşünürsen, kötülük bulursun... İyilik düşünürsen, iyilik bulursun. Gülersen gülücük bulursun, asarsan yüzünü asık suratla karşıl...