[story.]
Ellerim montumun ceplerinde, kalçam abimin arabasının akputuna yaslı bir şekilde Donghyuck'a söz verdiğim gibi bekliyordum. Hava buz gibiydi, gözlerim soğuktan yaşarıp duruyordu ve kulaklarım giderek uyuşuyordu. Donghyuck okuldan çıkmamıştı. Telefonlarını açmamıştı.
Delirmek üzereydim.
Telefonumu tekrar alıp numarasını tuşladım ve kulağıma dayadım.
Dııt... Dııt... Dııt...
Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyorㅡAramayı sonlandırıp telefonu cebime atarken sol tarafımdan adım sesleri duydum ve refleks olarak oraya döndüm. Fakat içimdeki ufak umut parçası sönmüştü. Donghyuck değildi. Gelen Lee Jeno'ydu.
"Mark hyung?"
Bana garip bir şekilde bakarak sorduğunda ona dik dik baktım. Tamamen siyah giyinmiş, bir ara kumral olan saçlarını tekrarfan kahverengiye boyatmıştı. Tek omzunda çantası vardı ve kulaklıkları takılıydı.
"Burada ne arıyorsun?"
"Asıl sen burada ne arıyorsun? Burası benim okulum." Jeno alayla gülerek cevapladığında hiç havamda değildim.
"Donghyuck'u almaya geldim ama çıkmadı. Onu bekliyorum."
"Donghyuck mu?" Jeno'nun kaşları çatılırken ellerini ceplerine attı. "İyi de onu son ders babası dersin ortasında alıp gitti."
Ne?
Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibi olurken duruşumu dikleştirdim. "Babası mı?"
"Evet. Sorun ne hyung?"
"Hiç babasıyla gittikleri bir yeri biliyor musun?"
"Evet," dedi Jeno. "Babası Getto adında bir barda çalışıyor. Donghyuck'u birkaç kez oraya götürdü amaㅡ Hyung neler oluyor?!"
Ona cevap vermeden arabaya atladım. Motoru çalıştırdım. Ardından gaza bastım.
Donghyuck tehlikedeydi. Donghyuck tehlikedeydi.
Gaza yüklenirken direksiyonu hemen sola kırdım ve tam gaz ilerledim. Kalbim tüm vücudumda atıyor gibiydi, damarlarım basınçla doluydu ve kulaklarım uğuldamaya başlamıştı.
Donghyuck tehlikedeydi. Onu korumam gerekirken hiçbir şey yapamamıştım.
O herifi öldürecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nuitman
Fanfiction❝ şehrin karanlığında kaybolmuşum. ❞ © dububaoziㅣmarkhyuck [texting & fantastic story] all rights reserved start: 20.11.18 end: 13.02.19