Takvimi biraz ileriye saralım. Yazın hava çok sıcak, insan evden çıkmak istemiyor. Yeni tanıştığım bir dostum var yanımda: "Memati", Call of Duty efsanesini oynadıktan sonra dışarı çıktık. Ben tabi oyunda kaldım, biryerden zombi veya silahlı bir adam çıkacakta vuracağım diye bakınıyorum. (öyle birşey hiç olmadı)
-Hasan.
+Söyle kanka.
-Hadi limana gidelim.
+Olmaz aga.
-Çok sıcak lan.
+Liman derin ve yüzme bilmiyorum.
-Birşey olmaz, zorbayda gelir.
+Şortumuz bile yok.
-Hasan, şarapcı dayıların neyinden çekiniyorsun?
+Ben boğulurum mk.
-Sana söz veriyorum, birşey olduğu anda kurtarıcam seni.
+ibnelik yok ama.
-Yok kanka söz.
+Gidelim o zaman.
Sıcaklamış ve tşörtlerimizi çıkarmıştık. Memati şort altında geziyormuş, soyundu tabi biz yanıyoruz. Zorbayda şortunu kayaların orada giyip geldi. Ben kaldım öyle bu ikisi yüzüyor güzel güzel, onları beklediğim yerin dibi bikere (5 metre) biraz yandıktan sonra bende girdim suya, onların blok kayaya çıkmak için kullandığı ipi ben boğulmamak için tutuyordum. Kıyı güzeldi, biraz zaman geçince beni gaza getirdiler... Yüzmeyi birazda olsa biliyordum, ilk önce kıyıya atlayıp karaya çıkmayı öğrendim. Güzeldi fakat her atladığımda korkuyordum çünkü, suya siz istediğnizi yapın ona engel olamazsınız, bunu bilerek endişeliydim haliyle. Sonrasında zorbay 30 metre derinliğe açıldı yüzmeyi iyi biliyordu ve beni çağırdı.
-Hasan gel.
+Gelmem.
-Hasan hadi sen biliyorsun yüzmeyi.
+Kıyıda mutluyum, beni çağırma mk.
(Güldü)
Memati yaklaştı yüzerek,
-Kanka.
+Efendim?
-Korkma lan, bak ben yüzüyorum sende biliyon yüzmeyi.
+Boğulurum ben kanka, yere basmadan suda dönemiyorum.
-Bak ben burada beklim...
+Olmaz.
-Dinle bi.
+He?
-Birşey olursa ben seni kurtarıcam, gerekirse ben boğulurum.
+Nasıl dönücem?
-Zorbay döndürür seni, bak orada o var burada ben. Beklicem tamam mı?
+Tamam.
(Kalbimde bir his vardı)
Zorbay onaylayınca atladım bende. Yüzerken farkettimki su derinleştikçe soğuyordu ve içimde bir tereddüt olsada kendimden, daha hızlı yüzdüm zorbaya, yaklaşmıştım. Yanına geldiğimde belimden tutarak dönmemi sağladı, fakat ikimizde batıyorduk, suyun altında son bir gayretle itti beni. Boğulucam korkusuyla görmeliydiniz çırpınışlarımı. Bloklar gerçekten uzaktı, yorgunlaşan bedenim yüzünden su yutmaya başladım. Karaya yaklaştığımda memati atladı ve çıkmam için yardım etti, onuda ben çektim yukarı, sarıldım.
+Senin ben mk kanka.
-(Gülerek)bak yüzdün işte.
+Evet yüzdüm.
Ben dinlenirken onlar üşüyünce yanıma gelmiş güneşleniyorlardı.
+Memati.
-Ne?
+Ben açılıcam, bana bak tamam mı?
-Tamam kanka, dikkat et.
Blok kayanın ucuna geldim ve derin bir nefes aldım, gitmek istediğim yer benim için oldukca zordu ama birkere yapmıştım tekrar yapabilirdim. (Tabi)
Bombalama atlayıp biraz battıktan sonra suyun altında yüzdüm 20 saniye kadar, çıktığımda arkama baktım ve gördüm ki kardeşim hazırda bekliyordu, ona güvenerek daha hızlı yüzdüm. Biri bağırdı "Kanka dön çok gittin!"
(Gülümsedim)
Tam dönerken sanki altımda birşey varmış gibi basmaya çalıştım yere, ayağım boşa gitti ve su yuttu beni. Panikle çırpınmaya başladım. Yüzeye çıkamıyordum, iki elimi kaldırdım ve tekrar battım. (daha çok panikledim daha çok çırpındım) Kafamı çıkardığımda, "ben boğ" diyebildim ağızıma sular doldu. Bu durum beni sinir etmişti ve gülmüştüm. Bu sefer gerçekten batıyordum, gökyüzünü göremiyordum... Derin karanlık beni içine çekerken, ben öylece ulaşamadığım yüzeye bakıyordum. benim gökyüzümdü sanki. (yüzümde küçük bir tebessüm oluştu) Kollarımı açtım ve ölümün tadını çıkarmak istedim: sanki zaman durmuştu. Suyun altında hiç bukadar kalamamıştım, 1-1,5 dakikayı aşınca kasılmaya başladım, burnumdan çıkan hava baloncukları yüzeye çıkabiliyordu. kalp atışlarımı hissediyordum. Oldukça yavaştı. Hani insanlar ölümden dönünce "hayatım gözümün önünden geçti" derler ya, aslında beyin tehlikeyi farkedip kurtuluş yolunu hafızada arıyordu. Yaşantıma tekrar şahit olunca ölümün huzuru sardı içimi. Artık bitmişti, yalnızlığın çaresizliğni benimsedim. Teslim oldum...
Sanırım ölücektim ve bu bir sondu. Güzel bir son: haberlere çıkınca teyzeler yakınacak, babalar oğullarını uyarıcaktı. Peki ya ben ne olacaktım? Bu bir son muydu yoksa?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki senem
Non-FictionHayali gerçeklikler güzeldir dimi? Aşk, tutku ve sen. Kadere karşı koyamayız: bazı sonlar kaçınılmazdır, gerçek dışı güzellikleri kendi ellerimizle mahvederiz! Bir sınavdayız ve acıya mahkumuz. Keşkeler dünde kaldı, sen yarının farklı olması için ne...