-19-

1K 78 41
                                    

Yaşıyorum :)

Bölümü bu gün yayınlıyorum çünkü yarın birileri uzun yola çıkıyor. O birileri benim tabii ki ejwjakaksk. Bu yüzden yarın ve cumartesi yerine bu gün yayınlayayım dedim.

Neyse.
İyi okumalar❣

Kendim için tatile çıktığım da en son üç yıl önceydi.

Tabii tatil demek oluyorsa...

Annem olacak kadınla yine tartışmıştık ve ben bu yüzden her şey den kaçmak istemiştim. O zaman da Trabzona gitmiştim ama Sürmenedeydim.

Her yeri güzel oranın. Havası ayrı, suyu ayrı. Bir kere bol yeşillikten dolayı oksijeni bol bir yer. Ayrıca kuymağı efsane ve insanları çok samimi.
Neyse bu kısa Trabzon reklamını da yaptık artık.

Uçakta yerlerimizi almıştık ve tabii ki Mira benim yanımda değil de sırf Ali ile daha da yakınlaşsın diye onunla oturmayı seçmişti.

Ben de Tunayla oturacam.

Eskiden olsa buna tabii ki itiraz eder, olay çıkarırım. Şimdi de çıkarmak istedim ama bunun Tuna ile değil de benim uçak korkumun yanına onunla yakın olma heyecanı da eklendiği için...

Derin bir nefes alıp kafamı cama doğru çevirdim.

Elimin üstünde bir el his edince ilk önce ellerimize sonra ona çevirdim bakışlarımı.

"Korkma," dedi güven verici sesi ile.

"Ben mi korkuyorum? Ne korkması canım, sadece şey birden öyle gidiceğiz, gezecğiz falan ya ondan heyecanlandım..."

Çarpılacam.

Gülüp kafasını aşağı yukarı salladıktan sonra önüne döndü ama eli hala elimin üstünde.

Ben de bakışlarımı ellerimize çevirdim.

Anonsun yapılması ve kemerlerin bağlanmasından sonra uçağın tekerlerinin sesi kulağımı doldurduğun da kendimi kasıp geri yaslandım ve gözlerimi kapadım.

Hadi bakalım İrem Afra.

"Eşhedü en lâ ilâhe illâllah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühu..."

Bir kaç saniye sonra dişlerimi de sıktığım da yanağım da sıcacık bir el his edince korkunun yerini heyecan aldı ve yavaş yavaş rahatladım.

Dişlerim acımış sıkmaktan. Gözümü açtığım da Tuna yanağımı okşuyordu tam da tahmin ettiğim gibi.

"Sana sakin olmanı söyledim,"dedi rahatlatıcı bir ses tonuyla "Ben yanındayım. Güven bana." diyip elini çektikten sonra kafasını hafif yana yatırıp yüzüme bakmaya başladı.

Güveniyorum.

Onun gözlerine bakarken hafif gülünce ben de tebessüm ettim.

Bakışlarım sıktığım eline kaydı. Eli kızarmış.

Elimi hızla çekerken aynı zaman da da özür diliyordum.

"Özür dilerim, gerçekten bak yani istemsizce oldu. Çok yandı mı canın? Ah tabii yanmıştır benim ki de soru. Adamın elini sıkarsan olacağı bu. Aptal kafam niye elini tuttuysam o an. Öf bak gerçekten istemsiz-..."

Sözümü yarı da bırakan tabii ki dudakları değil di çoluk çocuk için de öyle bir şey yapacak değil ya... ama Keskin erkeği tam da dibimde idi.

"Şşt gençler... ayıp aile var," arkadan gelen Mira'nın sesi ile kaşlarım çatılmış ona dönmüştüm.

"Bana bak sen hiç konuşma," diyip ona parmağımı salladığım da "Ben ne yaptım ki? Korkuyorsan burda benim ne suçum var?"

Mutsuz Son \ UlRemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin