-4-

1.5K 89 14
                                    

Şarkı: Gömülür - Nilipek.

İyi okumalar 💫

İnsan beklediğini, ya da görmek istediğini birini göre bilir mi?

Peki ya hayal ede bilir mi?

Delirmişcesine.

Bazen her şey o kadar garip o kadar ters ilerliyor ki hayatımız da. Neyin ne zaman nasıl olacağını bilemiyoruz bile. Birden karşınıza çıkan her şey yok oluyor. Elleriniz den kayıp da ola bilir mesela.

Karşınıza çıkar o ela gözler.

Gözünü kapatırsın bir an.

Açtığın da yok olur.

Delirmek mi bu?

İnsan hiç tanımadığı birini bu kadar düşünür mü? Merak eder mi? Etkilenir mi?

Barın gardırop kısmından kot ceketimi alarak kendimi dışarı attım sadece.

Atar atmaz derin bir nefes aldım bir kaç kere.

Gözüme göründü mü yani?

Kaç gündür aklımdan çıkmayan o iki çift ela gözler. Dudaklar. Sesi. Nefesi. Kokusu. Saçları. Bedeni. Gidişi...

Kapıda duran öküz gibi adamlardan arabamı getirmelerini isteyince kafaları ile onayladılar.

Bir kaç dakikanın ardından küçük çantamdan çıkardığım paramı arabamı getiren adama verdim ve şoför koltuğuna geçtikten sonra derin bir nefes alıp alnımı direksiyona yasladım.

Kendine gel İrem Afra...

Bir kaç nefesin ardından kendime geldim ve gaza basarak biraz uzak olsa bile benim deyimim ile ışıklı yol'a doğru sürdüm arabayı.

Uzun bir yolculuğun ardından oraya arabayla giremediğim için arabayı durdum ve çantamı araba da bıraktım. Arka koltukta hep bulundurduğum yedek spor ayakkabılarımı giydikten sonra arabadan indim ve kapıları kilitledikten sonra paytak adımlarla sokağa doğru ilerledim.

Aslında burası küçük bir park.

Sadece bir sokağı çok uzun ve etrafı küçük küçük ışıklarla sarılmış ağaçlarla dolu. Tabi bir kaç bankta var.

Burayı anneannem öldükten sonra ansızın bulmuştum. Bana en iyi gelen yer. Hani demiştim ya insanların karanlığına karşı içim de ki ışığı seçtim diye.

O ışık bu parkın bu yolun ışığı.

Sadece atrafımı aydınlatan ışık.

İçim de ki ışığı ben anneannem öldükten sonra kaybettim desem daha doğru olur. İnsanın değer verdiği tek insan öldüğün de aslında onunla anıları olan yerde kalmak ister hep.

Ben kaçmayı seçiyorum.

Burası anneannem ile anımın olmadığı tek yer. Burada sadece onu hayal ede biliyorum. Hayallerimin yaşadığı tek yer burası. Işıklı yolu'm. Bana yol gösteren tek yer.

Ansızın karanlığa kapıldığım da ışığımı bulduğum tek yer.

Hiç bir zaman o kadından başka kimseyi sevmedim ben. Şimdi o kadın her yerde aklımda, zihnim de, kalbim de.

Peki ya o ela gözlü çocuk?

O neyin nesi ki?

Gözümün önünden gitmeyen o gözler niye ansızın karşıma çıkan o çocuk.

Kalbimi aça bildiğim ilk yer oldu burası. Bağıra bağıra ağladığım. Gecenin bir karanlığı küçük bir çocuk gibi...

Buraya Mira bile gelmemişti.

Burda ben iç dünyam da oluyordum aslında. Kimsenin bilmediği İrem geliyordu buraya. Gülerek. Eğlenerek. Ağlayarak. Güçsüze.

Gözümden düşen bir damla yaşla yolun ortasında yürürken. Elimin tersi ile göz yaşımı sildim.

Soğuktan mı yoksa bilemediğim kalbimin soğukluğun dan mı buz tutmuş ellerimi yumruk yaparak kot ceketimin cebine koydum.

Kafamı kaldırıp düz yolda öylece ilerlemeye başladım sadece.

Kafam dik.

Göz yaşlarımı durduramadan.

O gün o çocukla dinlediğim müzik geldi aklıma.

Aklımda yankılanan o şarkının nakaratı döküldü dudaklarım dan.

"Güldürür müyüm seni?

Bıktırır mıyım bilmem?"

En sevdiğim şarkı da diye biliriz aslında.

Melodisi...

Sözleri...

Hemen ardından küçük bir damla ile bakışlarımı gök yüzüne çevirdim. Yağmur.

Aldırmadan devam ettim yürümeye.

Bakışlarımı ayaklarıma çevirerek yürümeye devam ettim.

O şarkı sözleri?

Ne kadar anlamlı öyle değil mi?

Derin bir iç çektikten sonra mırıldarcasına biraz daha çoğalan damlaları aldırmadan devam ettim nakarata.

"Baktırır mıyım yüzüme eğer güldürürsem?"

Bir gün yüzümü değil de kalbimi güldüren biri olursa onu buraya getireceğime söz veriyorum.

Çünkü bazen insan yüzünün gülmesin den bile sıkılıyor. Kalbi o kadar yorgun oluyor ki...gülsün istiyor.

İnsanlara sunduğu o yapmacık gülümseme değil de yeşilleri gülsün istiyor.

İnsanın gözleri güldüğün de kalbi de güler aslında. Bunu en iyi şekilde ben görüyorum. Kendimde.

Yağmurun daha da şiddetlenmesi ile durdum tam orta da. Bakışlarımı gök yüzüne çevirdiğim de gülümsedim hafifçe.

Boğazımı temizledikten sonra aklımdan geçen o şarkının sözleri döküldü dudaklarım dan.

"Sen bilmezsin benim gözlerim nasıl büyütür,
Olmayan işaretleri nasıl net görür,
Bir duvar üzerinden kaçak izlerken,
Utanır, sıkılır, kapanır, gömülür."

Gülümsedim yine hafifçe.

Gözümden bir tane daha yaş aktı.

Islanmak umrumda bile değildi ki, çoktan ıslanıyordum bile.

Yağmur biraz daha çoğalırken ben devam ettim şarkıma.

"Gözün değse kanatlanır, kaçar bakışlar,
Dağılır zihin, toz bulutu, üflesen uçar."

Kafamı dikleştirdim ve yoluma devam etmeye başladım.

Sonu karanlık bir sokağa çıkıyordu aslında.

Tam bir adım atacaktım ki, arkadan duyduğum şarkının devamı ile duraksadım.

"Güldürür müyüm seni, bıktırır mıyım bilmem,
Baktırır mıyım yüzüme eğer güldürürsem?"

Bu ses?

Arkamı yavaşça çevirdiğim de tam da iki adımlık uzağımda duran o ela gözlerle karşılaştım.

Gözlerimi sıkıca kapattım ve derin bir nefes aldım.

Gerçek değil o...

Yine hayal görüyorum...

Gözlerimi açtığım da kayıp olacak yine..

Derin bir nefesin ardından tam gözlerimi açacaktım ki, dudağımın üzerinde his ettiğim sıcaklıkla cesaret edemedim.

Gerçekten de buradaydı...

Eveeeet...

Umarım beğenirsiniz🌸




Mutsuz Son \ UlRemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin