17 - SORUNLU KIZLAR

72 4 1
                                    

Karne günü nedense erkenden uyanıyordum. Nasıl bir psikolojiyse bende ki. Takdir belgesi falan alsam geceden okulun önüne giderdim herhalde. Bugüne özel siyah şortumla siyah fakir kol tişörtümü giydim. Açık kahverengi saçlarımı sağ tarafa atıp hafif maşa yaptım. Kabarık duran saçlarım gözümün önünde geliyordu. Kalın eyeliner çekip bordo rujumu sürdüm, siyah gözlüğümü de boynuma astım. Bordo converselerimi giyip evden çıktım. Servisi beklerken Sariş’te yanıma geldi. O da açık mavi bir jeanle üstüne mor bluz giymişti. Sandaletleriyle takılarına hasta olduğumu söyleyerek gözüme kestirdim. Bir ara ondan ödünç alabilirdim.

Servis geldiğinde birkaç kız gözünü pörtleterek bana baktı. Ne var yani şort giymek suç mu? Umursamayarak öne bindim. Elif’in hemen omzuna yatarak kendimi yol için hazırladım. Ne kadar arada uyuz olsam da servisi, Mustafa abiyi, Elif’i, Ahmet’i özleyecektim. Okula gelince yine kimsenin olmadığını görünce bahçede banka oturup telefonumu elime aldım.

“Şort giyin kızlar tek kalmak istemiyorum.” Diye mesaj attıktan sonra geriye yaslanıp gözlüğümü taktım. Gelenleri izlerken kahkaha atmamak için kendimi zor attım. Bir tane kız kırmızı pantolon üstüne mavi tişört ve hardal rengi babet giymişti. Üstüne üstelik neon renklerinde bir çanta takmıştı. Kusmamak için kendimi zor tutarken bir çocuğu görüp gülmeye başladım. Kahverengi parlayan kunduraların üstüne açık renk kot ve siyah gömlek girmişti. Matrix tarzı siyah gözlükte tam oturmuştu. Okulumuz kezban ve mahmutlarla doluydu. Sadece bir tişört ve pantolonla bile bir kız şık olabilirdi. Fakat insanlar renk cümbüşünden resmen zevk alıyordu.

Buse’yle Sümeyye bana yaklaşırken onları süzmeye başladım. Buse turkuaz bir elbiseyle cici kızlara benzemişti. Sandaletiyle ve takıları en az Sariş’in ki kadar uyumlu olmuştu. Gözlük gözlerinden oldukça büyük olsa da hafif sarı saçlarıyla güzel duruyordu. Sümeyye kot bir şortla mat gri bluz giymişti. Çok ince dudaklarına neden ruj sürdüğünü anlamasam da beyaz tenine kırmızı yakışmıştı. Gelip yanıma oturunca ikisini de öptüm. Giymesini bilen arkadaşlarıma sahip olduğum için mutluyum. Bana göre iyiydiler. Bence o renk cümbüşü olan kıza göre de biz kötüyüz. Ayşenur’da kot tulum giymişti. Tulum şort olduğu için amaçsızca sevindim. Eğer laf ederlerse hepimize edeceklerdi. Hepsi iyi not alıp sadece ben kötü alınca üzülüyordum ama hepimiz kötü not alınca normalmiş gibime geliyordu. Böyleydi yani değişmiyordu bu huyum.

Millet bahçeye toplanırken bizde kantine gidip Ice tea aldık. Onlar şeftali ben limonlu seviyordum. Kim bulduysa bunu Allah razı olsun. Pipetlerimizle sınıfımızın bulunduğu sıraya ilerleyip sınıf arkadaşlarımıza selam çaktık.Karne günlerinden nefret ediyordum.Müdürün her zamanki sözlerini -aslı yarım saat olup ama dolandırarak üç saate çıkardığı veda konuşmasını- dinliyorduk. Güneşin altında utanmadan üç saat bekletip bir de karneleri kafalarına göre dağıtıyorlardı. Herkes bahçede toplanınca hocalar kıyafetlerimize laf yapmaya başladı. Ona laf yapıyor, buna laf yapıyor bize yapıyor. Hayır, SANANE AMK?

Deli oluyorum böyle insanlara. Ben giydim, ailem izin verdi sana ne yani? Hiçbirini aldırmayıp telefonla uğraşmaya devam ettim. Çocuk gibi “karne vermeyeceğiz” diye tehdit ettiler hatta bir ara. Yemediğimizi anlayıp sustular. Sanki takdir aldım, onur belgesi, başarı belgesi aldım da karne diye ağlayacağım burada.

“Senin ateizle noldu la?”

“Ateist”

“Neyse işte ne yaptınız?”

“İSTANBUL’A GELİYORRR!” bağırarak söyleyince etrafta birkaç kişi bize baktı. Yazın İstanbul’a gelecekti. İlk söylediğinde çok mutlu olmuştum. Nette tanıştığım biriydi ama sonu ne olur belli değil.

SORUNLU KIZLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin