Beklettiğim için çok özür dilerim. Malum ygs zorluyor. Okuyan herkese teşekkürler.
Nasıl heyecanlıyım nasıl anlatamam. Böyle yüreğim hopluyor yerinden. Birazdan yüreğim yerinden çıkıp sekerek yurdu turlayacak o derece yani. Bugün tatil olmasına rağmen erkenden uyanmıştım. Hafta içi olsa hocalar beni uyandırana kadar bir yerlerini yırtıyorlardı ama tatil diye ben sabahın köründe kalkmıştım.
Geçen hafta sonu herkes evine gitmişti bende evim uzak diye gidemedim. Buse’yle halasına Büyükçekmece’ye kalmaya gitmiştik. İki gün boyunca yurtta kalmanın acısını çıkartarak gezdik, sinemaya gittik. Geceleri sahilde canlı müzikler dinledik. İki gün çok keyifli geçmişti. Bugünde cumartesiydi, normalde yine Buse’yle halasında kalmaya gidecektim ama Güngör İstanbul’a geldiği için yurtta kalacağımı söyledim. Evet sonunda Güngör gelmişti ve bugün buluşacaktık. Umarım gelmiştir yani bilmiyorum gerçekten. Ona pek güvenemiyordum. Herkes evine gidiyordu ve iki gün yurtta tek kalacaktım. Ah yalnızlık dolu günler.
Buse’yi zorla uyandırarak bana yardım etmesini istedim. Sonra hepsi uyanarak başıma toplandılar. Burada kızlarla kardeş gibi olmuştuk. Ne kadar birkaçı cinli falan olsa da bir şekilde korkumuzu yeniyorduk. Hepsi benim gibi heyecanlıydı Güngör geleceği için. Ne giyeceğime karar verdik, ondan sonra hepsi bir yandan makyaj yaptı bana. Saçlarımı hafif dalgalı yaparak sağ tarafta topladım. Eyelinerım kusursuzdu ve mat bordo ruj. İçimde oturmak bilmeyen öküz vardı ve kıpır kıpırdı. Güngör’e mesaj atmak istemiyordum çünkü en ufak olumsuz bir şeyde çok üzüleceğimi biliyordum. Buraya gelecekti verdiğim adrese ve biz buluşacaktık. Ayrıntıya girmek istemiyordum.
“Oo bu ne şıklık böyle?”
“Güngör’ü geldi ya İstanbul’a buluşmaya gidiyor hanımefendi.”
“Aa bu hafta geliyordu dimi?”
Başımı sallayarak onayladım Zeynep’i. Benimle beraber herkes hazırlandı. Vedalaşarak aileleri geldi ve evlerine gittiler. Buse’de şans busesini yanağıma kondurarak halasıyla beraber çıktı. Bende yurdun çıkışına gelerek annemi arattım ve sinemaya çıkacağımı söyleyerek izin aldım. Her şeyimle tam olduğumu düşünüyordum çünkü kaç gündür bu günü bekliyordum. Görünce nasıl tepki vermem gerekiyordu onu bilmiyordum işte. Ne yapacaktık? Nasıl bir gün geçecekti? Hemen Ayşenur’la Sümeyye’ye durumu anlattım, onlarda kısa bir şoktan sonra rahatlamamı fazla heyecan yapmamamı söylediler tabii Ayşenur mesajın sonuna “Tabii gelirseee”yi eklemeyi unutmadı.
Yurttan uzaklaşıp çikolata fabrikasının önünden geçerken beni çıldırtan çikolata kokusunu bile es geçerek hemen otobüse bindim. Yurt ıssız bir yerdeydi önemli olan merkeze gitmekti. Otobüste kulaklığımı takarak şarkı açtım. Telefonumda hiç mesaj yoktu, hiçbir şey yoktu. Yolda olduğunu bildiğim için şüphelenmek istemesem de bir yandan içim içimi yiyordu. Belki de kabullenmek istemiyordum. Kilidi açıp mesaj attım.
Ne yaptın hayatım?
Iyy şu hayatım lafından nefret etsem de kullanıyordum işte. Bekledim bekledim cevap yok. Bende ikinci mesajı attım.
Güngör sana diyorum?
Otobüsten inip merkeze geldiğimde hala ses seda yoktu. Ama inatla kabullenmek istemeyerek normalde yapmayacağım şeyi yaparak üst üste mesaj attım. En sonunda dayanamayarak aradım ve telini açmadı. En az otuz beş cevapsız çağrıdan sonra pes ederek bir parka oturdum. Ne kadar saçmaydı oysa? Ben ona zorla gel dememiştim ki, gel bile dememiştim. Kendi kendine geleceğim diyip beni ekiyordu. İki haftadır sabırsızlıkla onu bekliyordum ve şimdi telefonu açıp gelmedim demeye cesareti bile yoktu. Sonsuz nefret ettim ondan. Çok çirkindi bu duygu. Hiç sevmemiştim. Gözpınarlarım yaşlarla dolunca aldırmayarak ayağa kalktım ve tekrar otobüse binerek Buse’yi aradım. Yerini öğrendikten sonra vakit harcamadan dediği yere gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SORUNLU KIZLAR
ChickLitHayatın sandığınızdan daha zor olduğunu biliyor muydunuz? Gülmek her şeyi örtebilir ama gençler bunu yük haline getirir. Sıkı bir dostluk ve aşk. Ya işler sarpa sararsa?