Ygs çalışmalarım olmasına rağmen aksatmamaya ve yazmaya çalışıyorum. Birkaç yorumu ve beğeniyi eksik görmeyin lütfen.
Buse koluma daha fazla sarıldığında bende Küb’ün koluna yapıştım. Üç salak koridorda tuvalete doğru ilerliyorduk. Çişimiz gelmiş birazdan işeyeceğiz, cinler bizi yokladı korkudan da işeyebiliriz öyle yani. Her yerde sorunlu mu olmam gerekiyor Allahım. Sağ salim tuvalete gidip gelseydik diye düşünürken karşımıza iki siyah şey çıkmasıyla çığlığı bastık. Aslında basamadan ağızlarımız kapandı.
“Ne bağırıyorsunuz salaklar?” Karşımdakilerin Esra’yla Melike olduğunu anlasam da hala içimde bağırma güdüm devam ediyordu.
“Birden önümüze neden çıkıyorsunuz lan? Mallar.” Sinirden ellerim titriyordu resmen. Bugünkü korku bana 302 gün yeterdi. Sayılar hakkında yorum yapmayın çünkü hiçbir anlamı yok. Her neyse onları da alıp tuvalete gittik. İşimizi görürken onlarda bize neler yaptıklarını anlatıyorlardı. Elindeki poşetleri kapıp yatakhaneye koştum. Sanki odaya girince kimse bana bir şey yapamayacak gibi geldi nedense. Bir de yorganımın içine girersem tamamen güvendeydim. Poşetlerdeki çikolataları ve cipsleri bağrıma basarken Melike içindeki sigarayı çekip aldı. Pencereye yaklaşıp sinekliğini yırttı.
“Napıyorsun gerizekalı?” Buse gözlerini açarak Melike’ye şaşırmış bir şekilde bakıyordu. Haklıydı da.
“Bir şey olmaz be sigara içeceğiz şurada.”
“Atarlarsa seni görürsün.”
“Nerden bilecekler oğlum benim yaptığımı?”
Umursamayarak özlemini çektiğimiz cipsi yemeye başladık. Çikolataları yalayıp yuttum resmen. Sonra da yattık. Saat 5’e geliyordu birazdan sabah namazına kaldırmaya geleceklerdi. Neyse ki iki gündür beni uyandırabilen olmamıştı. Çok derin uyuyordum ve en son pes edip beni bırakıyorlardı. Sevmeye başlamıştım bu yurdu ben ya.
Gözlerimi açtığımda bir hocanın kolumu dürtüklediğini fark etmem zaman aldı. İnatla kolumu dürtüyordu ve bu bende onun kafasını ranzaya çarpma hissi uyandırıyordu. İç çekerek arkamı dönüp tatlı uykuma devam ettim.
“Kızım kalkar mısın artık?” Otoriter sesi beni pek etkilememişti.
“Ya bi git ya. Bırak beni uyuyacağım.”
“Ders başlıyor hadi bak.”
“Off ya.” Zorla bedenimi kaldırdığımda odada kimsenin kalmadığını fark ettim. Saate baktığımda dokuza geliyordu. Siz benim gece neler çektiğimi biliyor musunuz hocam! Hocanın yüzüne boş boş bakarak ranzadan atladım. Her zaman ki gibi ayaklarımın altı iğnelenirken saçlarımı topladım.
“Tamam, siz gidin ben üstümü giyip çıkarım.”
“Tamam sen çık on dakika sonra kapıyı kilitlemeye geleceğim.”
Başımla onaylayıp dolabımı açtım. Tam bağıracaktım ki Buse’nin sus yapmasıyla çenemi tuttum. Hoca dışarı çıkıp kapıyı kapattığında diğer dolapları açmaya başladım. Kızların hepsi dolaptaydı. Dolabın içinde uyuklayan Melike’ye bakıp kahkaha attım.
“Ne bok yiyorsunuz siz dolapta?”
“Derse girmeyeceğiz bizi kilitlesinler odaya, hadi sende saklan.”
Dediklerini yapıp Mine’nin dolabına girdim. Bacaklarım iki büklüm dolabın içine girmiştim. Aferin kızlara he iyi akıl etmişler. Beş dakika sonra kapının açılma ve kilitlenme sesini duyduk. Bir oh çektikten sonra dolapların içinden çıktık. Herkes yataklarına yattı, birkaç saat uyuma hakkımızdı. Yaklaşık iki saat uyuduktan sonra Buse bizi uyandırdı. Yere oturup toplandık ve muhabbet ettik. Herkes anılarını yaşantılarını anlatmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SORUNLU KIZLAR
ChickLitHayatın sandığınızdan daha zor olduğunu biliyor muydunuz? Gülmek her şeyi örtebilir ama gençler bunu yük haline getirir. Sıkı bir dostluk ve aşk. Ya işler sarpa sararsa?