Alarmın gürültücü sesiyle gözlerimi açtım.Hayatıma söverek komidinde ki telefonumu aldım ve alarmı kapattım.Lanet olası hayatım 2 yıldır böyleydi.Sabahın bir köründe kalk,işe git,eve gel.
Babamın ölümünün 2.yılıydı.Kalp krizinden gitmişti adam ve ardında şirkete dair hiçbir şey bilmeyen bir ben bırakmıştı.Normalde böyle adamların çocukları okumaz şirketin başına geçeceği için bu konuda eğitirdi ama babam mimarlık okumama hem kendisi istediği için hemde ben istediğim için izin vermişti.
Ölünce işler değişmişti.Tek çocuktum ve şirketi yönetmesi gereken birine ihtiyaç vardı.Başlarda bu işi çok sadık bir aile dostumuz hemde babamın sekreteri olan Bay Jo üslenmişti ama bu fazla dikkat çekince kendimi toparladıktan sonra yaptığım işi bırakıp şirketin başına geçmiştim.
Her şeyi mahvetmekten ziyade hiçbir şey yapmıyordum.Tek işim sabah kalkıp tüm gün şirkette durmaktı ve yine aynısını yaptım.Kalkıp duşumu aldıktan sonra hiç haz etmediğim takım elbiselerimden birini giydim.Arabama binip lanet şirkete geldim.Kendi odama adımlarken beni gören herkes eğilip selam veriyordu.Kimsenin samimiyetinden emin değildim ama yine de saygı adına güler yüz gösterip selamlarını alıyordum.Sonunda odama girdiğimde nefesimi verdim.Masama gidip imzalayacağım kağıt olup olmadığına baktım.
Masamın üzerinde hiçbir kağıt göremediğimde yüzümde bir gülümseme oldu.Deri koltuğa kendimi atıp sırt üstü yattım.Son zamanlarda oynadığım silahlı saldırı oyununu açıp oynamaya başladım.Mutluydum ama bu mutluluğum uzun sürmedi.
Kapımın tıklatılmasıyla göz devirdim.Rahat vermiyordu ve ben deliriyordum.Gir komutunu verdikten sonra odama girip beni görmesi,gözlerini devirmesi ve yanıma adımlaması saniyelerini almıştı.Rutin haline gelmişti.Her gün aynı şeyleri tekrarlıyorduk.
"Bay Byun?"cevap vermedim ama onu dinlediğimi bilmiyordu.Yani...umarım dinliyorumdur.
"Batıyoruz farkında mısınız?"ona bakıp telefonu kitlemeden yanıma koydum.Biraz onu dinleyecektim.
"Sanırım evet."Yanıma oturup elini dizime koydu.
"Senin için zor olduğunun farkındayım ama hiç çabalamıyorsun.Biraz gayret göstersen inan bana gerisi gelecek."küçük bir çocuk gibi ellerimi göğsümde çaprazladım.
"Sürekli o bunaklarla görüşmemi istiyorsun!beni sevmiyorlar."Cidden sevmiyorlardı.Ne zaman beni görseler surat ekşitiyorlardı ama Park Chanyeol'ü ipeklere sarıyorlardı.Park Chanyeol'den de nefret ediyordum.Gerçi...hayır ben sadece onun gördüğü ilgiden nefret ediyordum.Bana karşı iyiydi.Yani en azından beni görünce surat ekşitmeyip selamıma karşılık veriyordu.
"Adamlara bunak deyip durma.Onlar şirket CEO'ları Baekhyun.Boş Boş tüm gün şu koltukta oturup oyun oynamasan seni de severler."Hepsi yalan.Çıkarcı pislikler.
"Niye şirket CEO su olunca bunak olmuyor musun?Hepsi ölse çocuklarıyla anlaşmak çok daha kolay olurdu.Zaten yaşları da gelmiş."Bir süre cevap vermedi.Aslında o da sevmiyordu ama beni daha çok soğutmamak için söylemiyordu.Demin bıraktığım telefonu elime alıp oyuna döndüğümde ayağa kalktı.
"Baekhyun artık oyunu bırakıp şirketi girdiği bok çukurundan kurtarabilir misin?!Git ve Park şirketiyle güzel bir anlaşma imzala."Başımı oyundan kaldırıp Bay Jo'ya baktım.Bunu sürekli diyordu ama bu sefer dediğini yapacaktım.Artık dırdırından sıkılmıştım.
"Onu bana bırak~"tekrar önüme döndüğümde hâlâ bana bakıyordu.Bıkmış bir şekilde nefesimi verip telefonu kitledim.
"Bay Park'ın numarası var mı?"Gözleri parladığında gerçekten yapacağım şeye değeceğini düşündüm.Babam gibiydi.Sanki onu mutlu edersem babam da mutlu olacak gibi hissediyordum.
"Kişisel numarası yok ama sekreterinin var."Cevap vermeme kalmadan kapıya doğru gitti.
"Numarayı mesajla atıyorum.Ne olur ara."başımı sallayıp gidişini izledim.Sanırım artık cidden bir şeyler yapmalıydım.
Başlangıç bölümüydü.Olayların nasıl geliştiğini,Baekhyun'un nasıl başa geldiğini anlamanızı istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Byun Company And Park Company
Fanfic"Baekhyun sana kıçını kaldırıp şirketi kurtar dedim.Git Park Chanyeol'ün altına yat demedim!" "Ama zamanında şirketi kurtarabilmek için babamda Bay Park'ın altına yatmış!"