Kai Luhan geri çekildiğinde ifadesiz bir şekilde ona baktı. Ardından gözleri, gözlerinden dudaklarına doğru indi. Normalde pembe ve yumuşak olan dudaklar şimdi kırmızı ve hafif şişikti.
Luhan nefesini istemsizce Kai'nin dudaklarına üflüyorken parmakları çenesindeydi. Esmer olan dudaklarındaki nefesin kokusunu içine çekti, garip bir şekilde alkol veya kahve kokmuyordu. Aksine çok güzel kokuyordu, Kai'nin daha önce hiç duymamış olduğu kadar güzeldi.
Luhan bir kez daha iki güzel dudağı birbirine kavuşturmak için eğilirken Kai'nin parmakları onun sırtından omuzlarına çıktı. Çıplak vücudu hafifçe itti.
Sarışın olan kısık gözleriyle ona baktı bir süre. Gözlerinde hiç ifade yoktu.
''Lu-Luhan,'' diye kekeledi Kai kafasını eğip, ellerini gözlerine koyup kapadı, ''Bunu yapmamalıyız.''
Luhan suratını rahatsız olmuş bir şekilde buruştururken sağ elini sıcaklaşmaya başlamış suya soktu.
''Çünkü ben güzel değilim,'' diye mırıldandı, ''Bu yüzden beni istemiyorsun.''
Kai'nin gözleri bu duyduğu ile kocaman olurken Luhan burnunu çekti. Yüz ifadesi çok değişmişti, gerçekten üzgün görünüyordu ve uzun kirpiklerini kırpıştırıp elini suda oynatıyordu.
''Güzel değil misin?'' diye sordu Kai yüzündeki o ifadeyle birlikte. Luhan delirmiş olmalıydı.
Kendisine nasıl çirkin derdi? Güzelliğini nasıl görmezden gelebilirdi? Oysa ki o, mükemmelliğin tanımıydı.
''Ben herkesle yatan bir fahişeyim Kai. Önüne gelen herkesle sikişen biriyim.'' Sarışın olan bu sözcükleri söyledikten sonra Kai şaşkınlık dolu ifadesiyle onun gözlerine biriken gözyaşlarını fark etti.
''Lu-Luhan sen-''
''Bu çirkin bedeni istememen çok normal,'' dedi sarışın çocuk gözlerini kısarak.
Kai korkuyla ona yaklaştı. Luhan güzelliğini neden kabullenmiyordu?
''Sen ne dediğinin farkında mısın?'' diye sordu birden ona.
Luhan onun ne dediğini umursamamış gibi yapıp elini kaldırdı ve gözünün kenarındaki gözyaşını sildi. Bu doğruydu, kurduğu cümlelerde hiçbir yanlış yoktu. Önüne gelen herkesle seviştiğini söylemesi yanlış değildi.
''Evet, farkındayım Kai. Beni istemiyorsun. Çünkü ben sürtüğün önde gideniyim. Çirkinim. Ve en önemlisi sana layık değilim.''
Luhan bunları nasıl söyleyebiliyordu?
Gözlerini görmüyor muydu?
Peki ya saçlarını?
En önemlisi dudaklarını?
Vücudunun her bir bölgesi güzellikle ışıldarken Luhan nasıl bu kadar vurdumduymaz olabilirdi?
Bu cümleler, Kai'nin sabrını taşıran son damla olmuştu. Hızlı bir şekilde ona yaklaştı ve güzel yüzün çenesini kavradı, ardından kendi yüzünü biraz daha ona yaklaştırdı. Luhan şaşırarak gözlerini kocaman açarken Kai'nin pürüzsüz cildini yakından inceleyebiliyordu.
''Luhan, sen...'' diye fısıldadı Kai, nefesi Luhan'ın kızarık dudaklarına çarpmıştı, ''Sen ne kadar güzel bir insan olduğunu göremeyecek kadar aptalsın.''
Sarışın olan durdu, ondan böyle şeyler duymayı beklemiyordu.
''Ben güzel değilim Kai,'' dedi Luhan tekrardan, bir şeyler daha söyleyecekti ancak dudaklarına yerleştirilen uzun parmaklar onu susturmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Will Remember
Fanfiction''Bilmiyorsun. Nefes almanın ne kadar zor olduğunu bilmiyorsun. Sanki göğsüne balon yerleştirmişler ve o balonun havası yavaş yavaş kaçmaya başlıyor. Ve eğer tamamen biterse, öleceksin. O şekilde nefes alıyorsun. Sen vücuduna batırılan iğnelerle ya...